11 Nisan 2009 Cumartesi

Ulan Bator'un orta yeri bir koca meydan



Genel Türk Tarihi'ne dair bunca neşriyat akabinde Ulan Bator'u yazmaya başlamakta fayda olabilir zannındayım muhterem zevat-ı kiram :).

Burada ilk tanıştığımız yabancının "Hello" dan sonra ilk lafı "Sakın ola şehre tıkılıp kalmayın, kendinizi doğaya vurun" olmuştu. Niye bu kadar ısrarlı olduğunu anlamak zor değil. Bu şehir o kadar boz ve toz ki, fi tarihinde yapılmış ve öylece unutulmuş hantal bina görmekten, gözün gördüğü her bitkinin kuru olmasından illallah demiş durumdayım. Çok tuhaf, arada Moğol TV' lerinde geziniyorum, gördüğüm kadarıyla gerlerin içi rengarenk ama şehir tam aksi. Gerçi komünist dönemden kalan bazı binaların da kendine has pembe, mavi, eflatun ve sarıları var, hakkını yememek lazım :).

Neyse, bu kadar sızlanma şimdilik yeter, kendimi çayıra çimene salana daha çok sızlanacağım, alıştıra alıştıra :)). Şehrin en bakımlı (belki de tek bakımlı) yeri olan Sukhbatar Meydanı'ndan başlayayım. Havaalanından doğru gelip, stadyumu görünce göbekten sola dönüp doğruca kaptırıp gidince kendinizi bu devasa meydanın önünde buluyorsunuz. Pratik değil mi... :). İstanbul'da Yeşilköy'den kaptırıp gidince kendinizi nerede bulursunuz Allah bilir, hem Taksim Meydanı Sukhbaatar yanında az biraz minimal kalıyor (kedi bilmemkaç bin uzağındaki ciğere ne derdi :).



Damdin Sukhbaatar, Moğolistan' da 1921'de gerçekleşen devrimin lideri. Heykeli de meydanın ortasında, çok popüler bir "Ulan Bator hatırası" fotoğrafı çektirme ve dibindeki zincirlerde oturup piyasa yapma mekanı. Heykelin arkasında görünen cam binalar ayrı dava, misal "Soğuk Savaş sonrasında Ulan Bator'un şehir mimarisi" konulu bir kaydın konusu.



Meydanın asıl atraksiyonu, Hükümet Sarayı (Saaral Ordon). Parlamento (Ulsyn Ikh Khural- büyük devlet meclisi) ve bazı bakanlıklar da bu bina içinde yer alıyor. Bina önünde devasa bir Cengiz Han ve iki yanındaki atlılar da başka bir "Ulan Bator hatırası" köşesi.


(Devasa Cengiz Han wikimedia'dan alıntıdır, gerisi el emeği göz nuru)

Bina ve heykeller etkileyici. Gerçi heykeller yeni, birkaç yıllık. Ama meydan da az değil hani... Burası, SSCB' nin çöküşünden sonra demokrasiye geçişte gösterilerin, grevlerin yapıldığı yer. Şimdi de askeri törenlerin, güzel havalarda piyasa yapanların, çocuk gezdirenlerin, görevli hatıra fotoğrafçılarının, patencilerin ve bisikletlilerin mekanı.







Belediye, Opera, Kültür Sarayı, Büyük Postane, Borsa, Bodhi İş Merkezi gibi pek mühim binalar bu meydanın etrafında. Bazı bakanlıklar, Milli Kütüphane, Devlet Tiyatrosu, siyasi parti merkezleri de meydanın dış açılarında bulunuyor. Kısaca, Moğolistan büyük oranda bu meydanın etrafından yönetiliyor. Meydanın etrafı da bir sonraki kaydın konusu olsun.

  • Bugün özlenen: Pencereyi açınca sineklik yerine doğrudan dışarıyı görmek, içeriye toz yerine temiz hava dolması
  • Bugün izlenen: Yes Minister serisi bitti, Yes Prime Minister'a devam. Uluslararası ilişkiler ve kamu yönetimi bölümlerinde ders olarak izletilmesi gereken muazzam dizi :)). Biz İngilizce altyazılı izlediğimizden elimizde kalem kağıtla izleyip sonrasında sözlük karıştırıyoruz. Zira müsteşar kişilik Sir Humphrey Appleby'nin sözcük dağarcığı öyle böyle değil :).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder