28 Temmuz 2010 Çarşamba

Ger' lerinde lambaları yanıyor


(canada-mongolia-connection.com)

Efendim, Uzak Asya' dan dörtnala değilse de iki uçakla, kısrak başı memleketin, ipek halıya benzeyen toprağın neredeyse en ucuna gidip, geri ata bozkırına döndük çok şükür. O arada blog tatile çıktı, denize girdik, iki yandık, memleket görüp, detoks olup geldik.

Post- memleket/İstanbul/deniz/anadil depresyonumu bir blog kaydıyla atayım bari :)). Bu kayıt da en bir geleneksel, öz otantik Moğol ikametgahı, ger ile ilgili olsun, hadi bismillah...


(patricksmongolianadventure.blogspot.com)

Her şey önce bir toz ve gaz değilse de toz ve ahşap bulutu olarak başlıyor. Yuvarlak bir alan belirleniyor ve...


(patricksmongolianadventure.blogspot.com)


(canada-mongolia-connection.com)

Ger' in iskeleti dikiliveriyor.


(canada-mongolia-connection.com)


(patricksmongolianadventure.blogspot.com)

Ger' imizin kapısı ve tepesi de tamam.


(canada-mongolia-connection.com)


(patricksmongolianadventure.blogspot.com)

Meşhur Moğolistan soğuğuna karşı kat kat keçeyle de sarıp sarmalanınca neredeyse tamam, el el emeği göz nuru, "stüdyo" tipi, sahibinden ger :)).


(howtogetlost.com)

Kurması bu kadar emek isteyen ger' in derlenip toparlanması sadece bir saatmiş. Daire şeklinde olması ve tavanının alçaklığı, rüzgara karşı alınan bir önlem. Bu arada ger' lerin kapıları hep güneye bakıyor. Kuzey, soğuk rüzgarların kaynağı olması nedeniyle, uğursuz yön sayılıyor.

Ger' in içi ise ayrı bir dünya. Mobilyalar pek hoş, parlak turuncu renklerde, rengarenk desenlerde. Ger mobilyası diye adlandırılan sandıklar, sehpalar, masalar... Moğollar parlak renklere çok düşkün. Bu ne yaman çelişki, binalar ve şehir gri, ülke (büyük oranda) bozkır, ger' lerin içi kıpır kıpır...:)).

Ger içindeki racon ayrı bir kayıt konusu bile olabilir. Şöyle ki, içeri girerken eşiğe basmamak, içeride ıslık çalmamak, ayakları ortadaki sobaya doğru değil de kapıya doğru uzatmak gerek. Kadınlar sağda, erkekler solda oturuyor. Ağır misafir, aile reisinin sağında yer alıyor. Kapının yanı ise hiyerarşinin altındakilere ve çocuklara ait. Ateşe su dökmek ya da çöp atmak saygısızlık zira ateş kutsal. Bizdeki ocak benzeri.

Bu arada unutmadan, efendim bu çadırın adı "ger", halis muhlis Moğolca. Sağda solda "yurt" adıyla geçse de aman dikkat, yurt Rusça ve Moğollar bu kullanımdan pek hazzetmiyor.

Ger sakinleri su, banyo ve tuvalet ihtiyaçlarını dışarıda gideriyorlar. Benim şehir içinde gördüklerimde (ve turistik olanlarda) elektrik vardı, bozkırdakilerde bu durum farklı olsa gerek.

Ger' deki hayat tarzı, şehirdeki Moğollar' ın hayatları üzerindeki etkisini sürdürüyor. Buna dair yazılacak epey şey var ama ilgimi en çok çekenle bitireyim konuyu. Efendim, ger' de kadın, erkek, çoluk çombalak herkes bir arada yaşadığından, bizim anladığımız şekilde bir mahremiyet duygusu buralarda pek yok. Misal, kılık kıyafet satan mekanların çoğunda deneme kabini bulunmuyor. Kadınlar ortalık yerde, rahatça pantolon, etek vs. deneyebiliyorlar. Hani müşteri çok isterse satıcı ya beline dolaması ve böyle giyinip soyunması için bir örtü veriyor ya da örtüyü müşteriye perde tutuyor. İlginçtir, örtüyle kamufle olmadan, iç çamaşırıyla kalan kadına bile bir Allah kulu dönüp bakmıyor. Bana da, eteğinden dizi görününce tacizlerden taciz beğenen, sahilde güneşlenirken "deliğanlı"larımızca çevrelenen yurdum kadınlarını düşünüp tüh vahlanmak kalıyor.

  • Bugün izlenen: Big Bang Theory' ye devam.