11 Mayıs 2009 Pazartesi

Moğolistan' ın büyük okulu




Efendim, karşınızda Moğolistan Milli Üniversitesi. "Mongol Ulsın İkh Surguul" olan orijinal adı Türkçe' ye "Moğolistan' ın büyük okulu" diye çevrilebilir. Mantık olarak Moğolca enteresan bir dil aslında, üniversite "büyük okul", bira "sarı kımız", ben de "oturan boğa- pardon inek" :).

Moğolistan' ın en eski üniversitesi, toplam 12 fakülte ve enstitüsü var. Moğolistan' daki yüksek eğitimlilerin üçte biri buradan mezunmuş.



Burayla tanışmam, Sefir Bey' in uluslararası ilişkiler bölümü öğrencilerine yaptığı "Türk Dış Politikası" konuşmasıyla oldu. Moğol öğrenciler epey ilgiliydiler, özellikle AB ile ilişkiler hakkında sorular sordular. Türkiye-AB ilişkilerinin seyri upuzak Asya' da bile duyulmuş demek :)).

Konuşma esnasında NATO, AB, DTÖ vs. terimleri duyunca ben daldım, başka alemlere yelken açtım. Kuş kadar aklım olsa dinlerim, bilgi tazelerim değil mi, yoook, ben o sırada kendi üniversite yıllarımı, o sıralarda oturduğum zamanları hatırlayıp içimden "nasıl geçti habersiz, o güzelim yıllarım" şarkısını terennüm etmeye başlamıştım :). O değil de, vaktiyle okulda hoca ders anlatırken de kopup gideceğime, defter kenarına çiçek böcek çiziktireceğime adam gibi dinleseydim şimdiye bir şey olurdum belki...



Burası da üniversite yurdu. Ne diyeyim, bizim 2.Yurt' tan bile sevimli görünüyor (gerçi 2.Yurt da fena değildi son gördüğümde). Sağında solunda piyasa yapan öğrencileri görünce bir tuhaf oldum, baktım gidişatım iyi değil, hızla ortamdan uzaklaştım :))



Bunlar da cabbar cevval yeni mezunlar. Toplu fotoğraf çektirirken pek mesuttular. Ben de aradan sebeplendim, çekiverdim, iyi oldu. Ne diyeyim, daha da mutlu olsunlar, sınavdı ödevdi derdinin kalmaması güzel elbet ama yine de kendime "ne vardı da dört yılda mezun oldun!" diyorum :). Birkaç gün önce Rus Sefareti' nin büyük bahçesinin yanından geçerken fıskiye sesi duydum, yeşeren çimleri gördüm, kısacık bir an yine algım sarsıldı, kendimi Güney Meydan' da çimlere yayılmış gazete okurken buldum. Sonra korna çaldı, toz kalktı, dünyaya döndüm :)).

  • Bugün özlenen: Park, bahçe, çayır, çimen...
  • Bugün izlenen: El Bano del Papa. Bizim Selamsız Bandosu' nun Uruguay versiyonu, çok enteliz canım :). Papa gelecek de ortam turist kaynayacak diye elde avuçta ne varsa kendince turistik yatırım yapan fakir kaçakçı kasabasının hikayesi. Film medyaya iyi giydirmiş, hatta en iyi yaptığı şey bu. Biraz uzun sürse de fena değil. Aman ya, izlemeyeceğim böyle dokunaklıydı, naifti filmler, ver coşkuyu makinist yahu :))

1 yorum:

  1. Sekerim,

    Nihayet biraz zaman buldum da okudum. Ellerine saglik ne de guzel yazmissin, hem gelmis gormus gibi oluyorsun hem de esprilerle cok eylenceli olmus.
    cok opuldun

    YanıtlaSil