Ulan Bator keşmekeş trafiği ve çılgın şoförleriyle meşhur olabilir. Lakin bu adrenalinsever şoförlerin bindiği araçlar da bu şöhretten pay almalı.
Malum, Moğolistan "outdoor" bir ülke, sağa dön step, sola dön dağ, tepe, düz git nehri aş, dön dolaş... Dolayısıyla buralarda cip nüfusu epey kalabalık. Çoğu da öyle "şehir içi takılayım" ciplerden değil hani, enine boyuna araçlar. Enteresan olan bu ciplerin lükslüğü. İstanbul' da bir Bağdat Caddesi olsun, bir Etiler olsun, oralarda olmayan model ve markalar fink atıyor burada. Hele bir de Hummer fenomeni var ki, öyle böyle değil. Bazen oturduğumuz mekandan dışarı bakıp Hummer saymaca oynuyoruz :)).
Malum, Moğolistan "outdoor" bir ülke, sağa dön step, sola dön dağ, tepe, düz git nehri aş, dön dolaş... Dolayısıyla buralarda cip nüfusu epey kalabalık. Çoğu da öyle "şehir içi takılayım" ciplerden değil hani, enine boyuna araçlar. Enteresan olan bu ciplerin lükslüğü. İstanbul' da bir Bağdat Caddesi olsun, bir Etiler olsun, oralarda olmayan model ve markalar fink atıyor burada. Hele bir de Hummer fenomeni var ki, öyle böyle değil. Bazen oturduğumuz mekandan dışarı bakıp Hummer saymaca oynuyoruz :)).
Kafa karıştıran bu kadar lüks araca kimin bindiği. Kişi başına gelirin Türkiye'ninkinin dörtte biri olduğu bir ülkede, bu lüksün keyfini kimler sürüyor acaba... Ortalama araç epey az, ya döküntü şeyler ya da lüks cipler dolaşıyor ortalıkta. Ülke ekonomisinde iyi kötü dönen bir para var ama bu dönüşün akışı hangi değirmenlere, o ayrı...
Burası da bizim apartmanın avlusu. Gündüz vakti otopark görevi gördüğünden oto galeriye dönüyor. Bizim ev en üstte, sağdan üçüncü pencere (uzun pencere hariç).
Buraya ilk geldiğimizde araçların döküntülüğü karşısında afallamıştım. Hangi araba yol ortasında dağılıverecek diye bekliyordum. Buradaki araçların yarısından - çok- fazlası, cevval Türk karayolları tarafından bağlanır (gerçi sonradan yeni trafik düzenlemesi yapıldı, döküntü araçların bir kısmı bağlanmış, artık durum sanki daha iyice). Kore, Japonya ve Hong Kong' daki bilmemkaçıncı el araçlar için Moğolistan mümbit bir pazar. Hong Kong etkisiyle direksiyon yeri karma takılıyor :). Trafik bizdeki gibi sağdan akmasına rağmen direksiyonların bazısı sağda, bazısı solda.
Yukarıdaki araç, Moğol sürücülerin en çok tercih ettiği model ve renge bir örnek. Farklı markalarda olsa da beyaz, uzun ve geniş araçları pek seviyorlar.
Araçların durumu bir yana, dış ve içlerini de kendilerince dekore ediyor Moğollar. Dışına çıkartmalar, yanar döner aksesuarlar, sis lambaları vs. konduruyorlar. İç mekanlar ayrı alem, perde takan da var, dantel örten, kilim seren de. Burada yolda elinizi kaldırdığınızda tüm araçlar (cipler ve diplomatik araçlar hariç) taksi olarak emrinize amade, taksi gerektiğinde büyük kolaylık, araçların içini oradan biliyorum :)).
Ama asıl dikkat çeken, tuhaf renkli Hyundai çokluğu. Rengarenk, oyuncak hissi veren renklerde Hyundai' ler dolanıyor. Başka yerde var mı, bilmiyorum, Hyundai bu renkte araçları niye üretip nereye satıyor, onu da bilmiyorum. Ama şehir fuşya, parlak pembe, bonibon sarısı gibi renklerde arabalarla dolu. Aşağıdaki (ve üstteki) fotoğraflarda renklerin acaipliği çok belli olmayabilir, yakın vadedeki hedefim fuşya Hyundai' yi tenhada kıstırıp belgelemek :)).
- Bugün özlenen: Her ne kadar Adana' dan sucuk, İzmir' den tulum peynirini yeni teslim almış; markette bizim taş fırın ekmeğine benzer Alman ekmeği bulmuş olsak da memleketimin kahvaltı sofralarını ve kahvaltıdan sonra yayılıp gazete okumayı özledim (gazeteyi internetten okumak nereye kadar, gazete hışırtısı canmış :).
- Bugün izlenen: Bienvenue Chez les Ch' tis. Bu film gösterimdeyken Fransa' da yer yerinden oynamıştı (ben Paris' teyken, ehemm :)). Fransa' nın en güneyinden en kuzeyine tayini çıkan bir posta müdürünün hikayesi. Kuzey Fransa pek makbul bir yer değil, soğuk, işsizlik, acaip bir şive vs. Neyse, müdür çok korkarak gider, eşini götürmez filan. Ama orada çok güzel insanlarla karşılaşır, dostluklar kurar. Onun hayatı güzelleşirken oradaki arkadaşlarının da hayatı iyiye gider. Süper değilse de sevimli bir komedi, insan hafifliyor. Bir de samimi bir film, samimiyeti de filmi yazan, yöneten ve filmde önemli bir rolde oynayan Dany Boon' un oralı olması. Filmi de annesine ve memleketine adamış zaten.
kaporta boya ustasıyım mogolistanda bis ustanın maaşı nedir yabancılara daha fazla maaş veriliyormuş dogrumu.
YanıtlaSilyabancıların daha çok maaş aldığı doğru değil. burada kaporta pek kimsenin umru da değil.
YanıtlaSilTürkiyueden gezi için Ulan Batur'a gelip Kharkhorin'e kadar araba kiralayıp sürmek mantıklı mıdır? Kaça oabilir bu iş
YanıtlaSilsürmekten ziyade sürdürmek mantıklı.şoförlü araç kiralamak daha iyi olur,yol iz bulmak açısından.yaklaşık 350 km,5-6 saat sürer.kaça olur bilmiyorum,biz oradan döneli epey oldu.uçak da bir seçenek ama sadece yazları var.
YanıtlaSil