tag:blogger.com,1999:blog-26347320765518881112024-02-18T18:26:08.146-08:00ulan bator seyr-ü seferisultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.comBlogger48125tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-8087106364716248522011-11-26T13:46:00.000-08:002011-11-26T13:56:42.708-08:00Nice yıllara Moğolistan :))<iframe src="http://www.youtube.com/embed/HT7dH0_9fyo?fs=1" allowfullscreen="" frameborder="0" height="344" width="459"></iframe><br /><br />26 Kasım, Moğolistan için önemli bir gün. Öncelikle, Moğol Cumhuriyeti, bağımsızlığın Mançular' dan kazanılmasıyla 26 Kasım 1911' de kurulmuş.<br /><br />1921' in 26 Kasım' ında, Damdin Sukhbaatar öncülüğündeki devrimle sosyalist cumhuriyet ilan edilmiş (1911 ile 1921 arasındaki dönemde ilginç şeyler olmuş, misal <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Roman_Ungern_von_Sternberg">Çılgın Baron</a> olayı). Böylece 26 Kasım "Anayasa Günü" olarak kabul edilip kutlanmaya başlanmış.<br /><br />Moğolistan 2011' in 26 Kasım' ında, başka önemli bir tarihi de bu iki olayla birlikte andı. 2011, Hun Devleti nin kuruluşunun 2220. yılı.<br /><br />Böyle bir güne de Moğol Milli Marşı yakışır. Moğolistan' dan manzaralar eşliğinde, nice yıllara...<br /><br /><span style="font-size:78%;"><br />Mühim not: Yukarıdaki tarihi bilgiler - kısmen- copy paste değil, alınteridir :). Moğol makamlarının, icabet edemediğim davetinin davetiyesinin üzerinde yazanlardan derlenmiştir. Hata varsa kabul etmem :)).</span>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-8184195526669532982011-06-30T05:39:00.000-07:002011-10-06T11:38:34.796-07:00Demokrasi à la atayurt<div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(0, 0, 238); "><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjSFmVNCsqDr3xuGvoZWhnbCJlL-ZFp4jZPJGXJqWc0t2p-NslPXOsZElyT6cV8vZDLOslxS90v0UT8DpMQz7hfhRJtd41DQGPsLclOCmTsWid3sDafHRcpns7NNm0mSPnkUsM7gAoNdSI/s320/william+fl.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5623992782711785570" style="cursor: pointer; width: 320px; height: 214px; " border="0" /></span></div><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:78%;">* Tembellik zor zanaat... Temmuz başında yazılmış bitmiş olması gereken bu kayıt kaldı serin bir Ekim akşamına... Maksat Arap Baharı konjonktüründe araya anılarla bozkır makamında Ulan Bator' daki olayları sıkıştırmaktı, heyhat, bahar oldu sonbahar...</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:78%;"><br /></span></div><div style="text-align: left;">İki yıllık zorunlu ikametgahımızın Moğolistan olacağı haberini üç yıl önce, Haziran başında almıştık. Haziran sonunda, Ortaköy kıyısında oturup Boğaz manzarası depolarken bir arkadaşımız, elinde gazeteyle gelmiş, Ulan Bator' da olaylar çıktığını, ortamın karışık olduğunu haber vermişti. O zamanlar Moğolistan' ı hiç bilmiyordum, gerçi şimdi de çok bilmiyorum. Yine de üç-beş laf edebilirim sanki, benim neyim eksik, eğitimse eğitim, gözlemse gözlem... :))</div><div style="text-align: left;"><br /></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-U2kgRDGhaGGA8zcLg_OaXTfa7GhcRAWnUOQ2Ec_BRmMfdvuesV3ZI-Cf_5q79WXRtw0iEBcbadrnfrjZ6AR1d5eqqkZ0cnQzgTbrSVKaVBnmRzrmxomsrwdh1VVkS4qoT9Q6M0BEU0M/s1600/asianews+it.jpg"><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-U2kgRDGhaGGA8zcLg_OaXTfa7GhcRAWnUOQ2Ec_BRmMfdvuesV3ZI-Cf_5q79WXRtw0iEBcbadrnfrjZ6AR1d5eqqkZ0cnQzgTbrSVKaVBnmRzrmxomsrwdh1VVkS4qoT9Q6M0BEU0M/s320/asianews+it.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5623992765972569842" style="cursor: pointer; width: 320px; height: 214px; " border="0" /></a></div><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: left;">Sözkonusu olayları özetlemek gerekirse, iktidardaki MPRP' nin (Moğolistan Halkının Devrimci Partisi) 2008 Haziran' ında yapılan genel seçimlere hile karıştırdığı iddiasıyla halk ayaklanması çıkmış. İki gün süren ayaklanmada eskiden Komünist Parti binası olan MPRP binası yakılmış; altı kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda yaralı varmış (burada "varmıştı" da denebilir, muştu'lu geçmiş zaman candır, bilmeyeni Ankara' ya almazlar :))</div><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: left;">Şimdi buna bakıp da Moğolistan' ı karışık bir yer sanmak olmaz. Moğolistan, zamanın yavaş, siyasetin sakin aktığı bir ülke. Öyle ki, bu olayları takip eden aylar ve yıllarda, "olaylar" sözcüğünden anlaşılan tek şey, bu gösterilerdi. Falanca seçimdeki olaylar, filanca aydaki protestolar değil, sadece "olaylar". Bu bile Moğolistan' daki ortam konusunda fikir verebilir sanırım.</div><div style="text-align: left;"><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYmsD_F11gzw2o0fxy8i4vddeGPdhuWSYjSYmZhdmf-BCigrJIEec5saNJD9oqc6ozGJFjzrtNwQD3N2q-I0xFrWpYA87T5Pna-4pSRj7CynOEN48N-5eiVKMeWm3VUCH51FMf0IRaBmo/s1600/chinadaily+com+cn.jpg"><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(0, 0, 0); -webkit-text-decorations-in-effect: none; "></span></a><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYmsD_F11gzw2o0fxy8i4vddeGPdhuWSYjSYmZhdmf-BCigrJIEec5saNJD9oqc6ozGJFjzrtNwQD3N2q-I0xFrWpYA87T5Pna-4pSRj7CynOEN48N-5eiVKMeWm3VUCH51FMf0IRaBmo/s1600/chinadaily+com+cn.jpg"><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYmsD_F11gzw2o0fxy8i4vddeGPdhuWSYjSYmZhdmf-BCigrJIEec5saNJD9oqc6ozGJFjzrtNwQD3N2q-I0xFrWpYA87T5Pna-4pSRj7CynOEN48N-5eiVKMeWm3VUCH51FMf0IRaBmo/s320/chinadaily+com+cn.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5623992770623061266" style="cursor: pointer; width: 320px; height: 217px; " border="0" /></a></div></div><div style="text-align: left;"><br /></div><div style="text-align: left;">Ata bozkırında asıl ilginç olan, demokrasinin olmazsa olmazı seçimlerin birçok ülkeye nazaran çok daha sakin geçmesi. Tek adam iktidarı yok, seçimde karmaşa yok, kavga kıyamet yok, partiler geliyor, gidiyor... Seçim sandıkları ülkenin en ücra köşelere kadar taşınıyor, bu nedenle seçimler ve sonuçların alınması uzun sürse de patırtı gürültü kopmuyor. Hatta Mayıs 2009' daki devlet başkanlığı seçiminde en eski ve büyük parti olan MPRP' den aday olan o zamanki başkan kaybetti, yerine daha yeni bir parti olan Demokrasi Partisi' nin adayı seçildi. İktidar gayet sakin ve nezih bir şekilde devir-teslim edildi.</div><div style="text-align: left;"> </div><div style="text-align: left;"> </div><div><br /></div><div>Seçimleri geçtim, gösteriler bile bir acaip (bana göre). Şöyle ki, iktidar bazı sözlerini tutmayınca, 2010 baharında halk protesto için Parlamento Meydanı' nda toplandı, açlık grevi yaptı ve günlerce oradan ayrılmadı. Ger' ler kuruldu, bakanlıklara yürüyüşler oldu. Bazı tatsız olaylar olsa da göstericileri ne polis dövdü, ne asker kovaladı. Yürüdüler, protesto ettiler, Parlamento' nun feshini istediler, bazı bakanlar istifa etsin dediler, meclis başkanına dilekçe verdiler, başkan sakin sakin aldı, dinledi, hükümet geri adım attı, göstericiler dağıldı.</div><div><br /></div><div>Demokrasi çok tuhaf bir şey. Körün fili tarifi gibi, sürü sepet tanımı, unsuru, arkaplanı, şusu busu var. Moğolistan, bu minvalde siyaset bilimi eğitimimden şüphe ettirdi bana. Magna Carta' ydı, coğrafi keşiflerdi, Rönesans' tı, Reform' du, burjuva sınıfıydı, Sanayi Devrimi' ydi, işçi hareketiydi, haktı hukuktu... Demokrasi, dünyanın hiç beklemediğim bir köşesinde, beklemediğim bir şekilde karşıma çıktı. Al işte, seçimse seçim, gösteri hakkıysa gösteri hakkı, örgütlenmeyse örgütlenme... Acaba bu durum, incelenmesi gereken başka bir konuyla, Moğolistan' ın kadim devlet geleneğiyle mi alakalı? Bilemedim. </div><div><br /></div><div><br /><br /></div>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-81912960363312798842010-10-15T06:03:00.001-07:002010-12-20T01:03:28.208-08:00Moğol çocukları, Moğol çocukları, gözler ileri başlar yukarı...Uzun bir ara olmuş. Moğolistan' a dair yazacak şeyler bekliyor, başka hiçbir yere benzemeyen koskoca bir ülkeye dair bildiğim bilmediğim bir dünya şey birikip duruyor.<br /><br />Bir önceki kayıtta kadınlar demiştim, şimdi de çocuklar olsun, önce kadınlar ve çocuklar :). Bu ülkeye dair yazılacak en güzel şeyler hakikaten kadınlar ve çocuklar. Kızma Moğol biraderim, onu yolda belde asabi asabi gezerken, ürkütücü bakışlar atarken düşünecektin; sen höt zöt derken ben Moğol bacımla pek de güzel anlaşıp <a href="http://sultanmarmot.blogspot.com/2009/05/insan-kymetini-uzakta-olunca-anlyor-yok.html">bebelerin</a> yanağını mıncırdım :)).<br /><br />Ne diyorduk, efendim bu ülkede çocuklar pek kıymetli. Artık bilemem kaynağı komünist geçmiş midir yoksa doğrudan Moğol kültürü müdür, çocuklara çok özen gösteriliyor. Az laf, çok örnek ve fotoğraf kısmına geçecek olursak:<br /><span style="text-decoration: underline;"><br /></span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiY1wi9HKkmH9OrDhYJt8zD7y6nQ-HtSQdDRn4_v48RWIfGGot0aUJ7eHV412vwn5EW8YfXp3nNV3fC739krE3rSwWfWl6Vf5fbIdlAPzdHW-Ovojq9du_FDy8BdXzidDu43oFUaikt9U/s1600/SP_A0597.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiY1wi9HKkmH9OrDhYJt8zD7y6nQ-HtSQdDRn4_v48RWIfGGot0aUJ7eHV412vwn5EW8YfXp3nNV3fC739krE3rSwWfWl6Vf5fbIdlAPzdHW-Ovojq9du_FDy8BdXzidDu43oFUaikt9U/s320/SP_A0597.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5552423746161620818" border="0" /></a><br /><br />Bu yukarıdaki "Çocuklar için Yaratıcılık Merkezi". Şehirdeki en güzel (yani eski dönemden :) binalardan biri çocuklara sanat öğretmek için ayrılmış. Fotoğrafı iyi çekememiş olabilirim ama binanın şekli şemali ve mavisi çok güzel. Bizde tarihi bir bina eskaza böyle bir amaca verilecek olsa hemen "yanar", akabinde yerine alışveriş merkezi inşa ediliverirdi. <span style="text-decoration: underline;"><br /><br /></span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0fPG99nVnp7CrQoTCFuGvxP9MztundE-WAOjcskz9Cn7eWnekOyz-JG-NGEsqn-9WTGVEMLzg9UV-dNSyDOjvCfzkpDwZ14mdq57Z6jlYDhNBorzycM61iZDpbgrAmH7Kediw7TekxUU/s1600/DSC04647.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0fPG99nVnp7CrQoTCFuGvxP9MztundE-WAOjcskz9Cn7eWnekOyz-JG-NGEsqn-9WTGVEMLzg9UV-dNSyDOjvCfzkpDwZ14mdq57Z6jlYDhNBorzycM61iZDpbgrAmH7Kediw7TekxUU/s320/DSC04647.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5552423579591181362" border="0" /></a><br /><span style="text-decoration: underline;"><br /></span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjweogpm1W2uloJuPj0oM8esW0yMSdGeAanNAMHoXMBbWiEE6KMwnL13Tw5H3k7Q_9GccU7ve-a1_-Ucx1sqpQmDGctOomE0Jt00XRi5FD-6Rs2VoilHRpqNmZrwBInMr2pK2EgEXueHTM/s1600/DSC04646.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjweogpm1W2uloJuPj0oM8esW0yMSdGeAanNAMHoXMBbWiEE6KMwnL13Tw5H3k7Q_9GccU7ve-a1_-Ucx1sqpQmDGctOomE0Jt00XRi5FD-6Rs2VoilHRpqNmZrwBInMr2pK2EgEXueHTM/s320/DSC04646.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5552423578110337442" border="0" /></a><br /><br />Bu binalar da ne değil mi... Eski, bakımsız, kunt kunt bloklar... Bunlardan şehirde çok var. Ama bu binaların ardı hep bir avluya bakar. O avlunun ortasında da hep çocuk parkı vardır, n'aber...<br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKK9Wd91PKBFyO8PoY-Zb5cpOnfoUOXCrr_5z-4lZ9sT89bE_BuSdCCdHjqK_Ick6_l4zhxfY_79hgIN6_6xW5UaHJeqQXbEp2Y-92D4TYJRtZxcozhXv-sA0BaJSQ7EYwk4lTZezat_c/s1600/DSC04643.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKK9Wd91PKBFyO8PoY-Zb5cpOnfoUOXCrr_5z-4lZ9sT89bE_BuSdCCdHjqK_Ick6_l4zhxfY_79hgIN6_6xW5UaHJeqQXbEp2Y-92D4TYJRtZxcozhXv-sA0BaJSQ7EYwk4lTZezat_c/s320/DSC04643.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5552423572991018130" border="0" /></a><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg2Avs38u9A3b8gu6UHEEzUA8EMC8Vv22EzWc5SAk4i4mkx3uYyelGkG1jYdE6Pzjhbf8dVrZ_Wxum_rQuejVUOBvi0X49TfAaLJpUW8hR1atSobWWQjdcal137e-6JJuaKZky060cLrLU/s1600/DSC04641.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg2Avs38u9A3b8gu6UHEEzUA8EMC8Vv22EzWc5SAk4i4mkx3uYyelGkG1jYdE6Pzjhbf8dVrZ_Wxum_rQuejVUOBvi0X49TfAaLJpUW8hR1atSobWWQjdcal137e-6JJuaKZky060cLrLU/s320/DSC04641.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5552423572290274482" border="0" /></a><br /><br />Ulan Bator' da beni en çok şaşırtan şeylerden biri de bu, insanın üstüne gelen, of pof blokların ardı hep çocuk mekanı... Binaların önünde korkunç bir trafik, toz, gürültü varken, ardları hep parklar, senenin kısa bir döneminde de olsa yeşillenen bahçeler ve birkaç metre ötedeki keşmekeşten uzakta, güvenle oynayan çocuklar... Parklar hep avlu içinde olduğu için yola top kaçtı, çocuk koştu gitti problemi de yok. Eski binaların çoğunun ardı oyun, yeni binaların ise önü, arkası, sağı, solu toz, trafik vs.<br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCmgN35XPzHtaKSEdgSLcET9eYZ-9Sn7v7dUpXIb9BAxoZu8hyphenhyphenzOwI_EmgzkrsK9RIhTVit7lgsdZ_a58-skDTYvN8y770RsEaUrYuPUjSmuwmXCr-FWeEOiuxjBifJuBBXZhAyTpF7pg/s1600/SP_A0971.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCmgN35XPzHtaKSEdgSLcET9eYZ-9Sn7v7dUpXIb9BAxoZu8hyphenhyphenzOwI_EmgzkrsK9RIhTVit7lgsdZ_a58-skDTYvN8y770RsEaUrYuPUjSmuwmXCr-FWeEOiuxjBifJuBBXZhAyTpF7pg/s320/SP_A0971.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5528258164487958850" border="0" /></a><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhniV_izTyAL5RA95djiSQQ9FFuTSOf0dQRex93W3EWdGfnRu4O94Iv5W1FrO-bVM0F-CB82asHRGoKCV9p3xaQbiu6_aB1PC2CaJnqWvGiGyKdMLVhKqOUWtxWk2dyVPvz96wCxi-lass/s1600/SP_A0979.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhniV_izTyAL5RA95djiSQQ9FFuTSOf0dQRex93W3EWdGfnRu4O94Iv5W1FrO-bVM0F-CB82asHRGoKCV9p3xaQbiu6_aB1PC2CaJnqWvGiGyKdMLVhKqOUWtxWk2dyVPvz96wCxi-lass/s320/SP_A0979.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5528258164111985618" border="0" /></a><br /><br />Efendim, şimdi de buyrun <a href="http://sultanmarmot.blogspot.com/2009/06/1-haziran-coluk-combalak-tosun-toparlak.html">1 Haziran Çocuk ve Anne Bayramı</a>' nda görüntüler. 1 Haziran' da şehirde resmen bir çocuk çıkarması yaşanıyor. Parlamento meydanı, yukarıda görüldüğü üzere bayram meydanına dönüyor, süsler, standlar, oyuncaklar... Sırf meydan değil, tüm şehir balonlar, fırfırlarla süsleniyor. Herkes çocuğunu kapıp sokağa çıkıyor, etraf giydirilmiş, kuşatılmış çocuklarla doluyor. Her cadde, sokak, köşe, bir eliyle anne-babasının elini, diğer eliyle şeker, oyuncak vs. tutan çocukla dolup taşıyor. Bazen "Devlet anne-babalara, çocuklarını gezdirmesi için teşvik mi veriyor?" diye düşünüyorum, öyle bir çoluk çombalak dışarıdalık hali :)). Acaba Türkiye' den bir heyet gelse de "Çocuk bayramı nasıl kutlanır?" konulu bir inceleme mi yapsa :)).<br /><br />Şehir okulla dolu. 1,2 milyonluk şehirde adım başı bir anaokuluna, ilköğretim okuluna rastlanıyor. Zorunlu eğitim sanırım 11 sene, yanılma hakkım saklıdır:). Eski sinemalar banka olmuş ama eski okullar hala okul. Kimse binaları satmayı, kiralamayı, otel yapmayı düşünmemiş.<br /><br />Unutmadan, dışarıda hiç yaygara koparan Moğol çocuk ya da bağır bağır çocuğunu azarlayan ebeveyn görmedim, bizdeki klasik AVM manzarasının tersine :). Herkes öfkesini eve saklamıyorsa hem büyüklere hem çocuklara bir sakinlik hakim. Nasıl beceriyorlar acaba :)?<br /><br />Çocuklar her yerde kıymetli (iyimser bir yaklaşım da olsa) ama bu durum Moğolistan' da daha bir belirgin hal alıyor. Gelişmiş ülkelerde çocuklara verilen önemin büyük resim içinde yeri vardır, diğer renk ve formlar arasında takılır. Ama hem ekonomisi hem coğrafyası zorluk içinde olan bu ülkede bu önem, büyük resmin çok önemli bir parçası. Bu yüzden daha da belirgin, göze daha bir görünüyor.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjxvvHCgoyAEP8LUycDVQh4yYp8xl6zd9qk2kb9KPS_VA_BW9Ta7z2CTUk7IWGqxSJu3WL6ulerxwMce7OZLhefZYH2mXASVSHj3W6KSNAT5lKfOtQk1Dql6sGuBOOaiekjZOoeyVJE_m4/s1600/hearingvoices+com.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 250px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjxvvHCgoyAEP8LUycDVQh4yYp8xl6zd9qk2kb9KPS_VA_BW9Ta7z2CTUk7IWGqxSJu3WL6ulerxwMce7OZLhefZYH2mXASVSHj3W6KSNAT5lKfOtQk1Dql6sGuBOOaiekjZOoeyVJE_m4/s320/hearingvoices+com.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5528258159830601250" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(hearingvoices.com)</span><br /><br />Ancak madalyonun bir de çok ama çok karanlık bir yüzü var, sokak çocukları. Yönetim sisteminin değişmesiyle, fakirleşmeyle birçok büyük ve çocuk sokağa düşmüş. Merkezi ısıtma nedeniyle ısıtma boruları şehrin altından geçtiğinden ve sıcaklık yaydığından, evsiz, işsiz kalan insanlardan, yer altında, boruların yanında yaşamaya başlayanlar olmuş. Dışarıda hala kapakları kaldırıp aşağıya inen insanlar görülebilir.<br /><br />Sokaklarda hala dilenen çocuklar var ama sayılarının son birkaç yıldır azaldığı söyleniyor (bilenlere ve okuduklarıma göre). Sokakta, yeraltında yaşayan çocuklar çok büyük ve can acıtan bir problem. Bu çocuklara yönelik birçok yerli-yabancı yardım ve proje var. Şehirde çok sayıda yetimhane var, tanıştığım Rahibe Françoise bu sayının 46 olduğunu söylemişti, kaçı devletin, kaçı misyoner bilmiyorum. Devletin yetimhanesini de gördüm, misyoner olanlardan birini de, ikisi de tertemizdi ve çocuklar mutlu görünüyordu. Umarım doğru görmüşümdür ve diğerleri de öyledir<br /><br />Çocuklara verilen önem, Moğolistan' daki birçok şey gibi değişmez umarım. Şehir ve sosyal hayat hızla değişiyor, kırsal da değişiyordur elbet. Maddi zorluklardan çocuklar da payını alıyor ama manevi kıymetin yerli yerinde kalmasını dilerim.<br /><br />Ulan Bator' da yapılacak en iyi şey çocuklarla vakit geçirmek sanırım. Ben öyle yaptım, bol bol tombul yanak mıncırdım, insanda stres mtres kalmıyor mirim :)).sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-4238578889591211732010-08-27T02:26:00.001-07:002010-08-28T00:15:31.686-07:00Bozkırın kadınları, Cengiz Han' ın bacıları, Mango' nun müşterileri<div style="text-align: center;font-family:times new roman;"><span style="font-size:100%;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBlQn4sNLjQ3MipzkvfY848JG8Qny9oWlDc_PT-9EegnAJAv0JJ9DwZytwP0fuukrGPUnZkGnAKTKq6XKW3boVO95MaAcPCpv8UNveMwFsbeLPjxO47BXm4A8qM9H8NPbFk9tvbLWQ3Uc/s1600/DSC02695.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBlQn4sNLjQ3MipzkvfY848JG8Qny9oWlDc_PT-9EegnAJAv0JJ9DwZytwP0fuukrGPUnZkGnAKTKq6XKW3boVO95MaAcPCpv8UNveMwFsbeLPjxO47BXm4A8qM9H8NPbFk9tvbLWQ3Uc/s320/DSC02695.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5510346271661528114" border="0" /></a>
<br /></span></div><div style="text-align: center;font-family:times new roman;"><span style="font-size:100%;">
<br /></span><div style="text-align: left;"><meta equiv="Content-Type" content="text/html; charset=utf-8"><meta name="ProgId" content="Word.Document"><meta name="Generator" content="Microsoft Word 12"><meta name="Originator" content="Microsoft Word 12"><link rel="File-List" href="file:///C:%5CDOCUME%7E1%5CADMIN%7E1.SHN%5CLOCALS%7E1%5CTemp%5Cmsohtmlclip1%5C01%5Cclip_filelist.xml"><link rel="themeData" href="file:///C:%5CDOCUME%7E1%5CADMIN%7E1.SHN%5CLOCALS%7E1%5CTemp%5Cmsohtmlclip1%5C01%5Cclip_themedata.thmx"><link rel="colorSchemeMapping" href="file:///C:%5CDOCUME%7E1%5CADMIN%7E1.SHN%5CLOCALS%7E1%5CTemp%5Cmsohtmlclip1%5C01%5Cclip_colorschememapping.xml"><!--[if gte mso 9]><xml> <w:worddocument> <w:view>Normal</w:View> <w:zoom>0</w:Zoom> <w:trackmoves/> <w:trackformatting/> <w:hyphenationzone>21</w:HyphenationZone> <w:punctuationkerning/> <w:validateagainstschemas/> <w:saveifxmlinvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid> <w:ignoremixedcontent>false</w:IgnoreMixedContent> <w:alwaysshowplaceholdertext>false</w:AlwaysShowPlaceholderText> <w:donotpromoteqf/> <w:lidthemeother>TR</w:LidThemeOther> <w:lidthemeasian>X-NONE</w:LidThemeAsian> <w:lidthemecomplexscript>X-NONE</w:LidThemeComplexScript> <w:compatibility> <w:breakwrappedtables/> <w:snaptogridincell/> <w:wraptextwithpunct/> <w:useasianbreakrules/> <w:dontgrowautofit/> <w:splitpgbreakandparamark/> <w:dontvertaligncellwithsp/> <w:dontbreakconstrainedforcedtables/> <w:dontvertalignintxbx/> <w:word11kerningpairs/> <w:cachedcolbalance/> <w:usefelayout/> </w:Compatibility> <w:browserlevel>MicrosoftInternetExplorer4</w:BrowserLevel> <m:mathpr> <m:mathfont val="Cambria Math"> <m:brkbin val="before"> <m:brkbinsub val="--"> <m:smallfrac val="off"> <m:dispdef/> <m:lmargin val="0"> <m:rmargin val="0"> <m:defjc val="centerGroup"> <m:wrapindent val="1440"> <m:intlim val="subSup"> <m:narylim val="undOvr"> </m:mathPr></w:WordDocument> </xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml> <w:latentstyles deflockedstate="false" defunhidewhenused="true" defsemihidden="true" defqformat="false" defpriority="99" latentstylecount="267"> <w:lsdexception locked="false" priority="0" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Normal"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="heading 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 7"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 8"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 9"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 7"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 8"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 9"> <w:lsdexception locked="false" priority="35" qformat="true" name="caption"> <w:lsdexception locked="false" priority="10" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Title"> <w:lsdexception locked="false" priority="1" name="Default Paragraph Font"> <w:lsdexception locked="false" priority="11" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Subtitle"> <w:lsdexception locked="false" priority="22" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Strong"> <w:lsdexception locked="false" priority="20" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Emphasis"> <w:lsdexception locked="false" priority="59" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Table Grid"> <w:lsdexception locked="false" unhidewhenused="false" name="Placeholder Text"> <w:lsdexception locked="false" priority="1" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="No Spacing"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" unhidewhenused="false" name="Revision"> <w:lsdexception locked="false" priority="34" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="List Paragraph"> <w:lsdexception locked="false" priority="29" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Quote"> <w:lsdexception locked="false" priority="30" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Intense Quote"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="19" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Subtle Emphasis"> <w:lsdexception locked="false" priority="21" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Intense Emphasis"> <w:lsdexception locked="false" priority="31" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Subtle Reference"> <w:lsdexception locked="false" priority="32" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Intense Reference"> <w:lsdexception locked="false" priority="33" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Book Title"> <w:lsdexception locked="false" priority="37" name="Bibliography"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" qformat="true" name="TOC Heading"> </w:LatentStyles> </xml><![endif]--><style> <!-- /* Font Definitions */ @font-face {font-family:Wingdings; panose-1:5 0 0 0 0 0 0 0 0 0; mso-font-charset:2; mso-generic-font-family:auto; mso-font-pitch:variable; mso-font-signature:0 268435456 0 0 -2147483648 0;} @font-face {font-family:"Cambria Math"; panose-1:2 4 5 3 5 4 6 3 2 4; mso-font-charset:162; mso-generic-font-family:roman; mso-font-pitch:variable; mso-font-signature:-1610611985 1107304683 0 0 159 0;} @font-face {font-family:Calibri; panose-1:0 0 0 0 0 0 0 0 0 0; mso-font-alt:"Times New Roman"; mso-font-charset:0; mso-generic-font-family:roman; mso-font-format:other; mso-font-pitch:auto; mso-font-signature:0 0 0 0 0 0;} @font-face {font-family:"Arial TUR"; panose-1:2 11 6 4 2 2 2 2 2 4; mso-font-charset:162; mso-generic-font-family:swiss; mso-font-pitch:variable; mso-font-signature:536881799 -2147483648 8 0 511 0;} /* Style Definitions */ p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal {mso-style-unhide:no; mso-style-qformat:yes; mso-style-parent:""; margin-top:0cm; margin-right:0cm; margin-bottom:10.0pt; margin-left:0cm; line-height:115%; mso-pagination:widow-orphan; font-size:11.0pt; font-family:"Calibri","serif"; mso-ascii-font-family:Calibri; mso-ascii-theme-font:minor-latin; mso-fareast-font-family:"Times New Roman"; mso-fareast-theme-font:minor-fareast; mso-hansi-font-family:Calibri; mso-hansi-theme-font:minor-latin; mso-bidi-font-family:"Times New Roman"; mso-bidi-theme-font:minor-bidi;} .MsoChpDefault {mso-style-type:export-only; mso-default-props:yes; mso-ascii-font-family:Calibri; mso-ascii-theme-font:minor-latin; mso-fareast-font-family:"Times New Roman"; mso-fareast-theme-font:minor-fareast; mso-hansi-font-family:Calibri; mso-hansi-theme-font:minor-latin;} .MsoPapDefault {mso-style-type:export-only; margin-bottom:10.0pt; line-height:115%;} @page Section1 {size:612.0pt 792.0pt; margin:70.85pt 70.85pt 70.85pt 70.85pt; mso-header-margin:35.4pt; mso-footer-margin:35.4pt; mso-paper-source:0;} div.Section1 {page:Section1;} --> </style><!--[if gte mso 10]> <style> /* Style Definitions */ table.MsoNormalTable {mso-style-name:"Table Normal"; mso-tstyle-rowband-size:0; mso-tstyle-colband-size:0; mso-style-noshow:yes; mso-style-priority:99; mso-style-qformat:yes; mso-style-parent:""; mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt; mso-para-margin-top:0cm; mso-para-margin-right:0cm; mso-para-margin-bottom:10.0pt; mso-para-margin-left:0cm; line-height:115%; mso-pagination:widow-orphan; font-size:11.0pt; font-family:"Calibri","serif"; mso-ascii-font-family:Calibri; mso-ascii-theme-font:minor-latin; mso-hansi-font-family:Calibri; mso-hansi-theme-font:minor-latin; mso-bidi-font-family:"Times New Roman"; mso-bidi-theme-font:minor-bidi;} </style> <![endif]--> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;font-family:arial;"><span style="font-size:100%;">Moğolistan birçok alanda geri kalmış bir ülke olabilir ama dünya standartlarını çoktan geçmiş bir yönü de var: toplum, kadının yeri ve bunun sonrasına ekleştirilebilecek bir dolu entel sözcük öbeği. Burada kadınlar dünyaya açık, güçlü ve de süslü.</span></p><p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size:100%;">
<br /></span><span style="font-size:100%;"><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size:100%;"><o:p> </o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-size:100%;">Burada yeniyken beni en çok şaş</span>ırtan (şehrin halinden başka) kadınlar olmuştu. Bu yoklukta, tozda, soğukta, buzda, fönsüz, makyajsız, yüksek topuklu çizmesiz gezen kadın yoktu, hala yok. Şıkır şıkır giyinip geziyorlar, özellikle genç kesim dünya modasından hiç geri değil. Şehir, girişinde “Mango Zara H&M” yazan küçük dükkanlarla dolu. Hani al bir Moğol genç kadını, Paris' in "chic" bulvarlarından birine ışınla, hiç garipsenmez. Şehrin renksizliğiyle pek bir tezat valla. Her yer güzellik salonu dolu, cafcaflısı da var esnaf lokantası kılıklısı da. Kozmetikçiler sıra sıra, Japon' u, Koreli' si, Asyalı kozmetikçiler işgal etmiş burayı. Ama ben özümden taviz vermedim, en canlı renklerde ojelerle gezinen Moğol kadınlar arasında anti-oje bayrağını gururla dalgalandırıyorum :)). Bencileyin bir Alman kadınla halimize bakıp güldük geçende.</span></p><p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size:100%;">
<br /></span></p><div style="text-align: center;"><span style="font-size:100%;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjA3nnmVj8n2RIY7Bl-7cwSgHoXb4CBQhe_HhMezq1QyPXIQl7tGeMLdQtAZ8-n8Pg2_Qx08wHklJMVkOLuX36u_SnERcmauibqpTcJdeJUvMpFQN82G-tHQOwe314CHRKPUHcIv6Sq9nw/s1600/Resim+097.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjA3nnmVj8n2RIY7Bl-7cwSgHoXb4CBQhe_HhMezq1QyPXIQl7tGeMLdQtAZ8-n8Pg2_Qx08wHklJMVkOLuX36u_SnERcmauibqpTcJdeJUvMpFQN82G-tHQOwe314CHRKPUHcIv6Sq9nw/s320/Resim+097.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5510346285758681490" border="0" /></a>
<br /><span style="font-size:78%;">(Opera' daki fotoğraflardan, Moğol devlet sanatçısı bir kadın)</span></span><span style="font-size:100%;">
<br /></span><div style="text-align: left;"><span style="font-size:100%;">
<br /><span style="font-family:arial;">Neyse, işin kozmetiğini, cilasını geçeyim de özüne geleyim. Efendim, okumuş etmiş bir Moğol arkadaşımın dediğine göre Moğolistan' da bir cinsiyet sorunu varmış, kadınların lehine bir sorun </span></span><span style="font-family:arial;">:)</span><span style=";font-family:arial;font-size:100%;" >. Yabancı dil bilenlerin çoğu kadın. Dünyaya açık, iletişim kurma, kendini geliştirme derdinde olanların çoğu kadın. Bürokraside, akademide, hele de özel sektörde çok sayıda kadın üst düzey yönetici var. Opera binasında fotoğrafları asılı devlet sanatçıları arasında birçok kadın var. Yıllar yıllar önce bile çok sayıda Moğol kadın oyuncu, ressam, operacı varmış. Çarşı pazardaki satıcıların ezici çoğunluğu kadın.<span style=""> </span>Komünist gelenekten dolayı, yolda, belde, inşaatta kadın işçiye, boyacıya, bahçıvana rastlamak gayet normal. İlginç olan ağır işçi kadınların bile çoğunun makyajlı, fönlü, ojeli olması. Doğu Bloku kadınlarının ortak yönü bu sanırım, hem ağır hem frapan işçiler </span><span style="font-family:arial;">:)).</span></div></div><p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size:100%;">
<br /></span></p><div style="text-align: center;"><span style="font-size:100%;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOlHhpDcv7_7Qtsj2JiwzOZXizoUMXps3BY_F3jki4-vjaFFu62neODnIzfbnRQD_D9-JTETKkjOuq4f18NtrKeNIapYb4klj8M3NVnqNAE-18UtL3BIdI11RLslHZYaciF31CWyEHPjk/s1600/mongolianaltai.uoregon.edu.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 207px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOlHhpDcv7_7Qtsj2JiwzOZXizoUMXps3BY_F3jki4-vjaFFu62neODnIzfbnRQD_D9-JTETKkjOuq4f18NtrKeNIapYb4klj8M3NVnqNAE-18UtL3BIdI11RLslHZYaciF31CWyEHPjk/s320/mongolianaltai.uoregon.edu.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5510346277818309490" border="0" /></a>
<br /><span style="font-size:78%;">(mongolianaltai.uoregon.edu)</span>
<br />
<br /></span></div><p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size:100%;"><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size:100%;"><o:p> </o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;font-family:arial;"><span style="font-size:100%;">Kadınlar açısından Moğol coğrafyası ve hayat tarzı da avantaj sağlamış. Erkek bilmem kaç ay at sırtında savaştayken (yani ortalıkta yokken) kadın çadırında kös kös oturup sadece evinin kadını, bebelerin anası rolünü oynayamayacağından, çadırın kurulup, hayvanların güdülüp, etin hazırlanıp, çadıra dadanan düşmanın ya da hayvanın haklanması ve yaşamın devam ettirilmesi gerektiğinden Moğol kadınları hep güçlü olmak durumunda kalmış. Bir de çadırda hayat, mahremiyeti kısıtladığından, herkes bir arada yaşadığından kadın bedeni, kadın- erkek ilişkileri tabu olmamış. Her şey doğal gelişmiş, kimse kimseyi töredir, namustur diye taciz etmemiş. Kadınlar "vay dere kenarında bacağını gördük, aman da muhtarın oğluyla konuştu, kahvenin önünden geçti, babadan izinsiz çeşmeye gitti, tez aile meclisi toplanıp infaz edile" gibisinden muamelelere maruz kalmamış. Bunun üstüne 70 yıllık komünist dönem gelince çok değişik bir bileşim olmuş. Kadın halihazırda özgürken bu iş daha da değişik bir hal almış.</span></p><p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;">
<br /><span style="font-size:100%;"><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size:100%;"><o:p> </o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;font-family:arial;"><span style="font-size:100%;">Kadınlar rahat, zaten kısacık olan yaz döneminde mini mini şortlar, etekler giyiyorlar, bırakın tacizi, kimse dönüp bakmıyor. Daha önce yazmıştım, birçok dükkanda kıyafet denemek için kabin yok, kadınlar ortalık yerde rahatça kıyafet deniyor. Kadın bedeni ve kadın-erkek ilişkileri "aman ayıııp, hiii, namuuuus" değil. Dipnot, Moğol erkekler yerli kadına bulaşmıyor ama Avustralyalı bir kızcağız “Ay dokunup duruyorlar, darlandım” diyordu. Burada da komşunun tavuğu komşuya kaz görünüyor demek </span>:))<span style="font-size:100%;">.
<br /></span></p><p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;font-family:arial;"><span style="font-size:100%;">
<br /></span></p><p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;font-family:arial;"><span style="font-size:100%;">Bu arada aman diyim, bu yazdıklarımdan burada “ahlaksızlığın” kol gezdiği gibi bir sonuç çıkmasın, alakası yok. Kadın- erkek doğduğundan beri yan yana olunca; cinsiyet ayırt etmeyen zorluktaki bir coğrafyaya ve hayat koşullarına karşı topyekün mücadele edilirken kimse kadına "elinin hamuruyla erkek işine karışma" demeyince; kadının saçı, başı, kolu, bacağı tabu olmaktan çıkınca böyle oluyor demek. Kadınlar her yerde, kızlı erkekli arkadaşlarıyla rahatça dolaşıyorlar, kaç- göç yok. Kadının gözünün görünmesini dahi yasaklarken küçücük kız çocuklarını karı diye satan düzenlerden daha sağlıklı.</span></p><p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size:100%;">
<br /></span></p><p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal; text-align: center;"><span style="font-size:100%;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhm_aaAL5MAIzMsD6XCpfMacQnxoOioE-0k0nJQ7dnNc6j7qs9iJebPI5UGFBj2gRTb5vLgOl-gbXZx7oXhdGMovMkQbcg9a4GRQPoBlarTwaksH5zVXW-nGycA9SdUFFIwFlVFizMWjxo/s1600/smhric+org.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 251px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhm_aaAL5MAIzMsD6XCpfMacQnxoOioE-0k0nJQ7dnNc6j7qs9iJebPI5UGFBj2gRTb5vLgOl-gbXZx7oXhdGMovMkQbcg9a4GRQPoBlarTwaksH5zVXW-nGycA9SdUFFIwFlVFizMWjxo/s320/smhric+org.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5510348183595128722" border="0" /></a></span></p><p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal; text-align: center;"><span style="font-size:78%;">(smhric.org, Moğolistan' ın önde gelen siyasetçilerinden, eski Dışişleri Bakanı Sanjaasuren Oyun)</span>
<br /></p><p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size:100%;">
<br /></span><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size:100%;"><o:p> </o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:arial;">İşin siyaset kısmına gelecek olursak, 76 kişilik mecliste sanırım 8 kadın milletvekili, kabinede de bir kadın bakan var (sosyal refah bakanı). Sokaktaki durum meclise pek yansımamış ama bakan yardımcılığı mevkilerinde birçok kadın var.</span>
<br /></span></p><p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size:100%;">
<br /></span></p><div style="text-align: center;"><span style="font-size:100%;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPJVB0ph9_Ku1gRZh9sQ9QLVKhFIuTwEiLiws6pjMnO0vACqtY5KkhhbDp7OH5Ty6vPaw0RQOpQiXmAN_IkMUpuVBWGbh9rSutbZ2t8wLxwJLuKtapiFF0CINxz_PzWUJLOSW1cXK_IOQ/s1600/icnnd+org.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 213px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPJVB0ph9_Ku1gRZh9sQ9QLVKhFIuTwEiLiws6pjMnO0vACqtY5KkhhbDp7OH5Ty6vPaw0RQOpQiXmAN_IkMUpuVBWGbh9rSutbZ2t8wLxwJLuKtapiFF0CINxz_PzWUJLOSW1cXK_IOQ/s320/icnnd+org.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5510348179572895986" border="0" /></a></span>
<br /><span style="font-size:78%;">(icnnd.org, Sodov Onon, Moğolistan' ın eski Brüksel büyükelçisi, Moğol Dışişleri' nde üst düzey yönetici)</span>
<br />
<br /></div><p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size:100%;"><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size:100%;"><o:p> </o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;font-family:arial;"><span style="font-size:100%;">Moğol tarihinde kadın han mı diyeyim, kraliçe mi diyeyim, kadın yöneticiler de mevcut. Hem sadece han eşi, Kösem Sultan vs. olarak değil, doğrudan yöneten kadınlar da var. Sağda solda erkeklerle saç başa kavga eden ve birkaç kişinin zaptedemediği kadınları gördükçe, vaktiyle erkek kılığında katıldığı güreş turnuvasını kazanan kadın hikayesine inanasım geliyor. O gün bu gündür Moğol güreşçiler göğüslerini açık bırakmak durumundalarmış, bir kadın yine araya sızıp erkekleri madara etmesin diye </span>:)).</p><p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;">
<br /><span style="font-size:100%;"><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:arial;">Ama her şey toz pembe değil elbet, rengin kömür karasına döndüğü yerler de var. Örneğin, nikahsız beraberlik ve çocuk yapmak burada çok görülen bir durum. Eyvallah, herkes nasıl isterse öyle yaşar ama bu beraberliklerden doğan çocukların, annenin maddi durumu iyi değilse, yetimhaneye (bazen doğrudan sokağa) bırakılmaları da çok görülüyor maalesef. En acı olan ise, yıkılan bir düzenin acılarını ve yükünü yine kadınların, kadın bedeninin çekmesi. Yoksulluk, parasızlık ve daha birçok şey dünyanın her yerindeki gibi, kadın bedenini erkeğe, yani paraya, yani sisteme sunulan bir meta haline getiriyor. Bu ülke dünyaya açılıyor, madenleri dünyaya açılıyor, para, refah gelsin, standartlar yükselsin, ama bunlara para ve know-how lazım, bunları erkekler getiriyor. Erkekler “aç”, kadınlar ise sadece aç... Kiminin kendi, kiminin ailesi aç; kimi yemeğe, ilaca, kimisi daha iyi yaşamaya aç. İnsanı çok üzen hikayeler var ama ne burası yeri ne de ben ahkam kesecek kadar bilgiliyim. Kadın ne kadar güçlü olursa olsun komünizm, kapitalizm, bilmemnizmler üstü erkek egemen sistem her zaman daha güçlü. </span>
<br /></span></p><p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;font-family:arial;">
<br /><span style="font-size:100%;"><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p> </o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style=";font-family:arial;font-size:100%;" >Tarih öncesinde kalan siyaset bilimi eğitimimden bir kuple dinlediniz, esen kalın </span><span style="font-family:arial;">:)).</span><span style="font-size:100%;"><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size:100%;"><o:p> </o:p></span></p> </div></div><span style=";font-family:times new roman;font-size:100%;" >
<br />
<br />
<br /></span>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-64257603403847102412010-08-16T05:17:00.000-07:002010-08-18T01:14:14.997-07:00Ulan Bator' da Türk köşeleri<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhMCsAtwRpya_e9x11EGTtqrDDphA8y8_eNhSwKHiqVa-Zbwa7lKoa9EhLbfuBKc94884mmtOMWRWzIMmHg2du0c_ECGnAVByGL0Oab7LMP-8Jg_qFao81fXKAsgDV_qtUx2zXXmbVjUM/s1600/DSC03074.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhMCsAtwRpya_e9x11EGTtqrDDphA8y8_eNhSwKHiqVa-Zbwa7lKoa9EhLbfuBKc94884mmtOMWRWzIMmHg2du0c_ECGnAVByGL0Oab7LMP-8Jg_qFao81fXKAsgDV_qtUx2zXXmbVjUM/s320/DSC03074.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5505950848803680898" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Buraya gelmeden önce, bu ülke de Türki cumhuriyetlere benzer zannediyorduk. Türk malları bulunur, birçok köşede Türkiye vardır vs. Heyhat, durum öyle değilmiş. Bu ülke çok uzak, çok soğuk, çok "Çin- Rusya arasında sıkışmış" mış. En azından ithal ürünler anlamında her köşe Çin, Kore, dip bucak Rus, biraz bakınınca Alman, Amerikan vs. imiş.<br /><br />Yine de burada geçen iki sene içinde bazı değişimlere şahit olduk. Değişime ilk örnek, biz buraya ayak basar basmaz açılışı yapılan Ankara Caddesi (tabelada öyle yazıyor :) ve...<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgRYxgy2rWBaBSyMCO7WUkBPETrDoblX8eveLcyud5FmysQeZ4b9qLoDSJaAy66OJJQB2lRIV0DYr0KrTNXCn2y3u6tN8F27ZcQ0KMp3grqpJfooGThb0Ciy0vN26s8MwTBrvmIhmk4AOk/s1600/DSC03072.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgRYxgy2rWBaBSyMCO7WUkBPETrDoblX8eveLcyud5FmysQeZ4b9qLoDSJaAy66OJJQB2lRIV0DYr0KrTNXCn2y3u6tN8F27ZcQ0KMp3grqpJfooGThb0Ciy0vN26s8MwTBrvmIhmk4AOk/s320/DSC03072.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5505950843845272914" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Cadde üzerindeki Atatürk İlkokulu oldu. Şehrin 5 no' lu ilkokulunun adı "Atatürk" olarak değiştirildi, büstü ve açıklaması da konuldu, açılışı da Ekim 2008' de yapıldı. Önünden geçerken insan bir tuhaf oluyor.<br /></div></div><br /></div></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCXmNnGQAHxrwYi9RRu3bQwte3vGnA1wAT8htg11VcSA4TQRbgZ07D7DPrwwQ81MMW9U02vN95GE-KctIRdeIxJVrMLaUpgwox1fIkfap7omvB_pQDq-DuHHbQa90RJVbvP2ZuDDVXr6A/s1600/DSC03323.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCXmNnGQAHxrwYi9RRu3bQwte3vGnA1wAT8htg11VcSA4TQRbgZ07D7DPrwwQ81MMW9U02vN95GE-KctIRdeIxJVrMLaUpgwox1fIkfap7omvB_pQDq-DuHHbQa90RJVbvP2ZuDDVXr6A/s320/DSC03323.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5505951162049096994" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Geçen Ekim ayında da <a href="http://sultanmarmot.blogspot.com/2009/11/ulan-bator-da-dostluk-park-parkszlk.html">Moğol- Türk Dostluk Parkı</a> açıldı. Büyük meydana çok yakın, geniş ve güzel bir park. Lenin heykeliyle Louis Vuitton mağazası arasında, canım memleketim burada da "köprü" yani :).<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFYDH6bHtQgs6GGIswHxAYu4BAHVReSn73R-cvAdi8zbFev4nj1JogWuSW37gEHGdCVymlVPzAMpVfPu2yIc9-16_Qm-XXIegsZAJxovjwxea-YX7HHqFlDMmKEp2nayUD3P8_GzYY8HA/s1600/DSC03091.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFYDH6bHtQgs6GGIswHxAYu4BAHVReSn73R-cvAdi8zbFev4nj1JogWuSW37gEHGdCVymlVPzAMpVfPu2yIc9-16_Qm-XXIegsZAJxovjwxea-YX7HHqFlDMmKEp2nayUD3P8_GzYY8HA/s320/DSC03091.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5505951169609538130" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Bu şehirdeki en Türk köşelerden biri de Milli Tarih Müzesi' ndeki Türk bölümü. Türkiye tarafından yenilenen bu bölüm çok güzel ve kapsamlı. Arkeolojik kazılarda çıkarılan birçok tarihi eser burada sergileniyor. Yukarıda Kül Tigin büstü, daha fazlası için müzeye buyrun :).<br /></div></div></div></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixFQphTuIyK4xMpuvBfiByu7Qn9wxnm3iq7intSrrO5HUJ5XWDVfL59OeLysO7aaSxvWWt8WkfGS4XDu-fkCJ4UMnAxa38vmt_6FeQe7tTeKA_jI_c0GL_O1G5e1QeTDaabdgQmLk9cTU/s1600/DSC02757.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixFQphTuIyK4xMpuvBfiByu7Qn9wxnm3iq7intSrrO5HUJ5XWDVfL59OeLysO7aaSxvWWt8WkfGS4XDu-fkCJ4UMnAxa38vmt_6FeQe7tTeKA_jI_c0GL_O1G5e1QeTDaabdgQmLk9cTU/s320/DSC02757.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5505950835804031874" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Efendim, tüketim sektöründe ise göze ilk çarpan, halk otobüslerine reklam veren Ülker. Birçok markette bulunmakta, memleket peyniri, zeytini vs. bulamayan biçare gönülleri Biskrem ile şenlendirmekte :)).<br /><br />Onun dışında, bazı alışveriş merkezlerinin kozmetik bölümlerinde Flormar' la varız. Memleketin en eski alışveriş merkezinin (ulsın ih delguur- state department store) orta yerinde, kivican Ebru Şallı ile göz göze gelmek acaip :).<br /><br />Buraya ulaşmayı başaran Türk markaları arasında Dimes, Bifa, Anadolu kaplanı birkaç makarna, çikolata ve bisküvi üreticisi, iki- üç reçelci, feta peynirci de olsa Gazi ve temizlik gereçlerinde Banat sayılabilir. Ama bunlar her zaman her yerde bulunmazlar, tedarik zincirleri naif, bulunabilirlikleri sürprizlidir. Gönül ister ki bir Tikveşli yoğurt, Fersan turşu, Tahsildaroğlu peynir, Marmarabirlik zeytin olsun ama nafile... Elbet bir gün...<br /></div><br /></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjyfLlkrw9RAGvagVDFXZssyesTsWPHYbqM2VgMFh4JVG9ffuP_LtYrSXFCSZhYBSOt70_9tPJ2cIY1ScDFZ100YRnBk_UNeSEWQb1puWGncxY_hJggzeAheOz8419RwYV6-nmwWD8G4nc/s1600/DSC02742.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjyfLlkrw9RAGvagVDFXZssyesTsWPHYbqM2VgMFh4JVG9ffuP_LtYrSXFCSZhYBSOt70_9tPJ2cIY1ScDFZ100YRnBk_UNeSEWQb1puWGncxY_hJggzeAheOz8419RwYV6-nmwWD8G4nc/s320/DSC02742.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5505950827823502978" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Avrupa' yı donatan Türk tekstil sektörüne gelince, o da buraya biraz yabancı kalmış durumda. Burada kalite algısı Kore, kıyafetten mobilyaya "Kore'yse koy sepete" anlayışı hakim. Ama Kore ayağını denk alsa iyi olur zira son aylarda vitrininde "made in Turkey" yazan mağazalar, reyonlarda Türk malları arttı. Buraya ulaşan Türk giysileri, genelde henüz "à la Laleli- Beyazıt" tadında olsa da "à la Merter" ürünlerin sayısı da hızla artıyor.<br /><br />Neyse ki Türk tekstili burada sadece girişinde "made in Turkey" yazan mağazalarla sınırlı değil. Bazı alışveriş merkezlerinde Penti köşeleri var. Üniversiteyi Türkiye' de okuyan Moğol bir kadın girişimci, şehrin en büyük alışveriş merkezlerinden birinde "Oya Türk Butik" açmış, biz buradayken mağazasını daha da büyüttü. Adil Işık, Koton vs. bulunabiliyor. Son gelişme Ramsey mağazası, açın Türk tekstilinin önünü!<br /></div><br /></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIPQ8c6l6sTab-lRaBsIF0im50NM6pa7fePssIhyphenhyphenURdl2KO0eh8mM-Bmp4FamPbypNLw5rlRtD9KVPbEOlhgWVbGl7puX-QLdJsjDoVFdtr_-QFgtU9Fi9FAcZ7PteKAWL2cBEZIDwrVw/s1600/DSC02732.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIPQ8c6l6sTab-lRaBsIF0im50NM6pa7fePssIhyphenhyphenURdl2KO0eh8mM-Bmp4FamPbypNLw5rlRtD9KVPbEOlhgWVbGl7puX-QLdJsjDoVFdtr_-QFgtU9Fi9FAcZ7PteKAWL2cBEZIDwrVw/s320/DSC02732.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5505950819691746834" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Bu fotoğraf da eski bir anı, çoktan kapanmış olan Dönerland adlı mekandan. Çok gitmişliğim yoktu ama döneri ve kebabı Avrupa' da satılanlardan daha iyiydi. Adana kebap demişken, Ulan Bator' la Adana' nın kardeş şehir olması kaderin bir cilvesi midir... :).<br /><br />Burada en büyük eksik (Türk mutfağına fazla düşkün bir Türk' e, kısaca bana göre) Türk restoranı. Eskiden iyi bir tane varmış, batmış. Biz buradayken bir tane açıldı, kapandı. Sahibi bu ay içinde başka bir yerde yine açacakmış, hadi bakalım, bekliyoruz. Bir de buradaki Türk okullarının bir restoranı var, henüz sadece açmasını tattım, iyiydi.<br /><br />Restoran vs. demişken, bazen sağda solda Tarkan' ın şarkılarını duyuyoruz, hem de safi Moğol mekanlarında. Tarkan koca bir kıtayı, bozkırı aşmış gelmiş valla, darısı diğerlerinin başına :).<br /></div><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3PWPSHJnLA5XNVar1FGVYp8SKUFktknCV4vQLA1wBA_riUXEQdaed7yTKmJsoVijzhmr1Gal3_iPqB7Txp-lsZZ_bE6rQsiq2p7R2HIj2c-EtCLz3rBomj2dcDPOJr2quQGmXkDm70Kc/s1600/monturk+edu+mn.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3PWPSHJnLA5XNVar1FGVYp8SKUFktknCV4vQLA1wBA_riUXEQdaed7yTKmJsoVijzhmr1Gal3_iPqB7Txp-lsZZ_bE6rQsiq2p7R2HIj2c-EtCLz3rBomj2dcDPOJr2quQGmXkDm70Kc/s320/monturk+edu+mn.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5505951155638301698" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(monturk.edu.mn)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Geleyim buradaki en kalabalık Türk köşesine. Yukarıda Ulan Bator' da "Türküm" deyince Moğol' un aklına gelen ilk yerlerden, Moğol- Türk Lisesi. Ulan Bator' da iki, diğer şehirlerde üç okul var. Bindiğim taksilerde şoförün "Turist misin?" sorusunu beni kazıklamasın diye "Hayır, çalışıyorum" diye yanıtlayınca "Türk Okulu' nda öğretmen misin?" sorusuyla karşılaşıyorum. Peki ben bana sorulanı nasıl anlayıp da karşılık veriyorum, işte onu hiç bilmiyorum :). Neyse, bu okullar nedeniyle, yolda belde sinirlendiğimde Adanalı ağzımı açamıyorum zira her an her yerde "Merhaba, Türk müsünüz, ben Türk Okulu' ndanım" diyen biriyle karşılaşmak kuvvetle muhtemel. Dikkat etmekte fayda var :).<br /></div></div>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-77169168505715363342010-08-09T23:22:00.001-07:002010-08-10T07:50:23.981-07:00Bir gezgin Moğolistan' ın en içinden bildiriyor<div style="text-align: center;font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"> <a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhN8UGZTuZx2ESy2CSd4RLqhZU-7YeqeDLoCqNv5HCYQqluI3VpOSOKSIDnkKF6QdtB-em3XpjOW9ecjLXWvlkPK8y7y7odp7st4iSUP03l7W_EqlYjnt463Gm14MAesumqqcd_TsAcmrk/s1600/Otoban_-_Highway.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhN8UGZTuZx2ESy2CSd4RLqhZU-7YeqeDLoCqNv5HCYQqluI3VpOSOKSIDnkKF6QdtB-em3XpjOW9ecjLXWvlkPK8y7y7odp7st4iSUP03l7W_EqlYjnt463Gm14MAesumqqcd_TsAcmrk/s320/Otoban_-_Highway.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5503667887077138098" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(ömür biter yol bitmez :)</span><br /><br /></span></div><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:arial;">Bugün bloga konuk yazar aldım :)). Ağustos geldi, Ulan Bator' da metrekareye 3-5 turist düşüyor, "neredesiniz ey Türk turistler!" derken Türk bir gezginin (turist değil, gezgin, dikkat) yolu buralara düştü. Bizim gibi "onu yemem, bunu içmem" huysuzluğunda olmadığı için de iki haftada, bizim burada iki yılda gördüğümüzden çok daha fazla renk görüp döndü.<br />Yazı ve fotoğraflar Alper Metin :) </span></span> <div id="yiv443139530AOLMsgPart_3_e3fc6c5f-0fa7-45f9-9dbe-5635ae448a42" style="font-family:arial;"><span style=";font-size:100%;color:black;" ><span style="color:black;"><div><br /><span style="font-style: italic;font-family:arial;" >Ulan Bator`dan 12 saatlik yataklı tren yolculuğuyla Erdenet' e geldim. Ertesi sabah Erdenet` te Sumiyabayar`ın </span><span style="font-style: italic;font-family:arial;font-size:78%;" >(Alper' in couchsurfing arkadaşı)</span><span style="font-style: italic;font-family:arial;" > akrabası beni alıp eve götürdü. Öğlene doğru çoluk çocuk bir minibüse doluşup Sumiyabayar` ın eşi Orhonchimeg`in anne-babasının yaşadığı ger' e gitmek üzere yola çıktık.Yol yok tabii, arazide tekerlek izi bulunca takip ediliyor sadece. Zıplaya zıplaya epey gittikten sonra vardık, birer sütlü- tuzlu Moğol çayı içip tekrar yola koyulduk. Akrabalar için yeni bir ger' in yapılacağı yere gittik. Bütün akrabalar geldi, kimisi zemin kazdı, kimisi ahşap iskelet kurdu, kimisi direkleri boyadı, öteki keçi kesti, çocuklar oynadı, kadınlar hayvanları parçaladı, ben de herkese biraz yardım ettim. </span><br /><br /><div style="text-align: center;"><span><span><span style="color:black;"><span style="color:black;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjE5Ukukw2s5VWLv-Rbk7uukpoDzb5JOOfgHCXfVv7-wNHn4TzarypMirAk3zDWmRYLZaduw2EFa-OKLS40IQUFHz7nYUtwkPG77GHJbs7xrhdO4jV-56CBg2ZpxKPlmpO8x8VLGc4j4pY/s1600/Sakatatlar.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjE5Ukukw2s5VWLv-Rbk7uukpoDzb5JOOfgHCXfVv7-wNHn4TzarypMirAk3zDWmRYLZaduw2EFa-OKLS40IQUFHz7nYUtwkPG77GHJbs7xrhdO4jV-56CBg2ZpxKPlmpO8x8VLGc4j4pY/s320/Sakatatlar.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5503667318917567778" border="0" /></a></span></span></span></span><br /><span style="font-size:78%;">(sakatat temizleme kadın işi :)</span><br /></div><br /><span style="font-style: italic;"></span><span style="font-style: italic;">Uzun tırnaklı, zarif iki kardeş akşama kadar bağırsak temizledi, işkembe sıyırdı, akciğer doğradı. İkisinin de üç çocuğu var ve jimnastikçi gibi bedenlere sahipler. Zaten Moğolistan` da şişman birine pek rastlamadım.</span><br /><br /><span style="font-style: italic;">Bağırsak, mide, dalak, böbrek, ciğer ve tanıyamadığım birçok organla içli dışlı oldum. Orhonchimeg kalan sakatat parçalarını kalın bağırsağın içine doldurdu, bu dolmayı iple bağlayarak kapadı. Tüm et ve sakatatlar ger' deki sobanın kazanında kaynatıldı. Bu arada Sumiyabayar, mide çeperi diye tahmin ettiğim beyaz bir yağ tabakasını hamur gibi kullanarak içine ciğer sardı ve sobanın içine koydu. Ondan bir dilim aldım, şahaneydi. </span><br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgBbWLTtEvU7kmLlrXQTsgU3tsz7xZD9ODK_qmZGKPZMVTq5W1FaMP6BAl18txuiuokLxhYA4p5_ZsSNeFXyXRpxT_AeQiKM940lBB8IlqpYPJwUfb7G-YUWMh2CzOFQJgn5PgT-yX8QNY/s1600/Tulga_calisiyor_-_Tulga_on_work.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgBbWLTtEvU7kmLlrXQTsgU3tsz7xZD9ODK_qmZGKPZMVTq5W1FaMP6BAl18txuiuokLxhYA4p5_ZsSNeFXyXRpxT_AeQiKM940lBB8IlqpYPJwUfb7G-YUWMh2CzOFQJgn5PgT-yX8QNY/s320/Tulga_calisiyor_-_Tulga_on_work.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5503667325406192210" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(Moğol işi hayvan kesimi)</span><br /><br /></div><span style="font-style: italic;">Biraz sonra bir de koyun getirdiler, yetmemiş. Moğolistan`da hayvan kesme yöntemi değişik. Önce karnında kol girecek kadar bir delik açıyorlar, bu esnada nedense hayvanın gıkı çıkmıyor. Sonra Tulga içeri kolunu sokup koyunun ana damarını kopardı, o sırada kısa bir `me` sesi çıktı. Hayvan bu şekilde az acı çekiyormuş. </span><br /><br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMtYXoMaGm1lAC572VJ9ElE7W34sy5VoGtOOKs2gmoH68XdRRI9QVA89A0UBcvnMaJMGS0IE_rYBLaC_QHS8GcNqk9Y0tVtdIz0N-s00l9nZBd2VfaBv-qt74fs9QnNTDXVu2_Offs-0k/s1600/Bizim_koyunlar_-_Our_sheeps.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMtYXoMaGm1lAC572VJ9ElE7W34sy5VoGtOOKs2gmoH68XdRRI9QVA89A0UBcvnMaJMGS0IE_rYBLaC_QHS8GcNqk9Y0tVtdIz0N-s00l9nZBd2VfaBv-qt74fs9QnNTDXVu2_Offs-0k/s320/Bizim_koyunlar_-_Our_sheeps.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5503666992402496338" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(oradan bir koyun kap getir evladım)</span><br /></div><br /><span style="font-style: italic;">Sonra akşam kalacağımız ger' e döndük. Oradan da bir koyun yakaladılar, kasabaya götürmek üzere yola çıktık. Yolda lastik patladı, iki tekerleğin arasına taş sıkışmış. Tamire kalkıştılar ama gerekli anahtar yoktu. </span><span style="font-style: italic;"><span style="color:black;"><span style="color:black;">En yakın ger nerededir diye </span></span></span><span style="font-style: italic;">şöyle bir düşündüler, sonra arazide kaptırdık epey gittik. Bir ger' e vardık, anahtar varmış. Buyur edildik, hemen taze kaymak, ekmek, çay (tabii ki sütlü ve tuzlu) geldi. Moğol çayı şöyle yapılıyor: her ger' in ortasında kurulu sobanın üzerindeki kazana yaklaşık üçte iki süt, üçte bir su konuyor, dallarıyla beraber bir tutam çay atılıyor ve tuz ekleyip kaynatılıyor. Bütün gün bunu içiyorlar. <span style="font-size:78%;">(Aktaranın notu: Yolda kalana yardım etmek, geleni ger' e buyur etmek Moğol bozkırının raconu. Yolda kalanın yardım istemek için araç durdurmasına gerek yok, yoldan geçen biri mutlaka durup bir el atıyor)</span></span><br /><br /><span style="font-style: italic;">Çadırda getirdiğim hediyeleri sundum, tahin, pekmez, badem, kuru üzüm, nazar boncuğu, yemeni, karışık çerez, işlemeli para çantası. Pek sevdiler her şeyi. Bir paket zeytin verdim, genci yaşlısı on beş kişiden biri bile daha önce görmemiş. Evirdiler, çevirdiler, üzerine uzun uzun konuştular, çocuklardan biri korktu, biri dokunmaya çalıştı. Sabah kahvaltıda kazanda haşlanmış sakatatlar vardı, akciğeri tanıdım da diğerlerini tanıyamadım. Şu zeytini açsak da ekmekle yesek dedim, tattılar, meyve mi sebze mi diye sordular, cok garipsediler. Pek sevmediler, oysa bildiğimiz Marmarabirlik extra siyah zeytin canım... </span><br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiw6sza63N7vx3WA6gT2-yDVUiu2dAftikwsT3YF-Pfd0dq1gmY-jok3FreVnCu1k83yZZDRVHQzdh4xyf8hyWDNJXVA6NxzCnP4P3Kkif6WlRi1XEv6h9G1WNt_98Jf2la3J33UaIFg_M/s1600/Kaldigim_cadir-The_Ger_I_stayed.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiw6sza63N7vx3WA6gT2-yDVUiu2dAftikwsT3YF-Pfd0dq1gmY-jok3FreVnCu1k83yZZDRVHQzdh4xyf8hyWDNJXVA6NxzCnP4P3Kkif6WlRi1XEv6h9G1WNt_98Jf2la3J33UaIFg_M/s320/Kaldigim_cadir-The_Ger_I_stayed.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5503666999343895026" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(en hasından ger)</span><br /><br /></div><span style="font-style: italic;">Gece üç kuşak aile hep beraber ger' de uyuduk. Önce Moğol usülü votka içtik, tasa benzer bakır bir bardak gezdiriliyor ve sırayla içiliyor. İlk içen parmağını üç kez içine sokup diline değdirerek tadıyor. Cengiz Han zamanında zehirli olup olmadığını anlamak için böyle tadarlarmış, oradan kalma bir gelenek.</span> <span style="font-style: italic;"><br /><br /></span><span style="font-style: italic;"><br /></span></div> </span></span></div> <div face="arial"> </div> <div style="font-family: arial;"><span style=";font-size:100%;color:black;" ><span style="color:black;"><br /></span></span></div>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-62558089136199991522010-07-28T08:30:00.000-07:002010-07-29T01:13:13.545-07:00Ger' lerinde lambaları yanıyor<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDUPB8JNL2X-4Tu-J9fz2Dd_f0YlpE6stWeUIPWMlj1DZfkKI9fzBoCAGqGQ8rq26nZnCrsWebfYtsgdJczIfh6K2pPI1za-kyQuvXB0szo6wEftbzIeRwkYLfVr6GVBS0RfDmEC3sEd8/s1600/Mongolia-ger-building-step-08.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 210px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDUPB8JNL2X-4Tu-J9fz2Dd_f0YlpE6stWeUIPWMlj1DZfkKI9fzBoCAGqGQ8rq26nZnCrsWebfYtsgdJczIfh6K2pPI1za-kyQuvXB0szo6wEftbzIeRwkYLfVr6GVBS0RfDmEC3sEd8/s320/Mongolia-ger-building-step-08.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5498982578203370610" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(canada-mongolia-connection.com)</span><br /></div><br />Efendim, Uzak Asya' dan dörtnala değilse de iki uçakla, kısrak başı memleketin, ipek halıya benzeyen toprağın neredeyse en ucuna gidip, geri ata bozkırına döndük çok şükür. O arada blog tatile çıktı, denize girdik, iki yandık, memleket görüp, detoks olup geldik.<br /><br />Post- memleket/İstanbul/deniz/anadil depresyonumu bir blog kaydıyla atayım bari :)). Bu kayıt da en bir geleneksel, öz otantik Moğol ikametgahı, ger ile ilgili olsun, hadi bismillah...<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMDRNtS6VK8Vq33Q1vSSjfgel0eESeVH7YcH0LuOs2nlc9adiPfBvYivTfg5UfKtT8vv1vszG4Y4kdMdQmDl4GFKeublJEc10IHShGj34rwn3iN_8dyClzNYicfuYdeKzhqj3fvEoKskA/s1600/Picture+600.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 214px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMDRNtS6VK8Vq33Q1vSSjfgel0eESeVH7YcH0LuOs2nlc9adiPfBvYivTfg5UfKtT8vv1vszG4Y4kdMdQmDl4GFKeublJEc10IHShGj34rwn3iN_8dyClzNYicfuYdeKzhqj3fvEoKskA/s320/Picture+600.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5498980139581586546" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(patricksmongolianadventure.blogspot.com)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Her şey önce bir toz ve gaz değilse de toz ve ahşap bulutu olarak başlıyor. Yuvarlak bir alan belirleniyor ve...<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwIt09u_mZmvtBEt_qS9T0trn0p_lGtwO9yuWveMpImUf5U7DUs5fpW7e2bsKBMq_kgxj5T9Wv1sjULeO8BDOc_KGYZLQ1FSIeH1q9_FaGFNG45ISVLBwZlkJ_YKojN7lgsFO2YXYFx20/s1600/Picture+603.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 214px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwIt09u_mZmvtBEt_qS9T0trn0p_lGtwO9yuWveMpImUf5U7DUs5fpW7e2bsKBMq_kgxj5T9Wv1sjULeO8BDOc_KGYZLQ1FSIeH1q9_FaGFNG45ISVLBwZlkJ_YKojN7lgsFO2YXYFx20/s320/Picture+603.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5498980143902603346" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(patricksmongolianadventure.blogspot.com)</span><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1F-bxKDPfgtvm84sKySop9FB0jmmnus-AZffpspfwsLRj9t6SrOO9DCBBn2N10tw3IF5oCwxTP2JfodIMuMc4wMFHiPI3Xf-_FfXDXbSe-gLCoC_z9TEIPDDJ0cPXvQtWT0sos3Bc0tU/s1600/Mongolia-ger-building-step-02.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 221px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1F-bxKDPfgtvm84sKySop9FB0jmmnus-AZffpspfwsLRj9t6SrOO9DCBBn2N10tw3IF5oCwxTP2JfodIMuMc4wMFHiPI3Xf-_FfXDXbSe-gLCoC_z9TEIPDDJ0cPXvQtWT0sos3Bc0tU/s320/Mongolia-ger-building-step-02.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5498982285487614706" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(canada-mongolia-connection.com)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Ger' in iskeleti dikiliveriyor.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhD_GdISJkUblNZG8QakzsIDSFgKwBlZBw00IHkiaKZTuH72NBXZjhVZiYbAPjAU8OPxTbN7mdLbfPGrxM7Ia1nhvsB5ouvkKOpo-Ww69q6xuErbk7s42NaglK3nm3LDsXJAtuchEJC-pU/s1600/Mongolia-ger-building-step-04b.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 216px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhD_GdISJkUblNZG8QakzsIDSFgKwBlZBw00IHkiaKZTuH72NBXZjhVZiYbAPjAU8OPxTbN7mdLbfPGrxM7Ia1nhvsB5ouvkKOpo-Ww69q6xuErbk7s42NaglK3nm3LDsXJAtuchEJC-pU/s320/Mongolia-ger-building-step-04b.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5498982295766497090" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(canada-mongolia-connection.com)</span><br /></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgLZ9cGvF5kIb2n2I5HD0yIF_enVOmQj0FuPl3QKeWYBvF7J2qzXqZyrUsDiu1dmgf4agPHFzczv9e8EpR5FKd0uIgEZUzVpgI4OfCCq-zur5twyI25ECfnA7Z7Zr3vBMjtnwvBKeCx_ag/s1600/Picture+608.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 214px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgLZ9cGvF5kIb2n2I5HD0yIF_enVOmQj0FuPl3QKeWYBvF7J2qzXqZyrUsDiu1dmgf4agPHFzczv9e8EpR5FKd0uIgEZUzVpgI4OfCCq-zur5twyI25ECfnA7Z7Zr3vBMjtnwvBKeCx_ag/s320/Picture+608.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5498980155168859218" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(patricksmongolianadventure.blogspot.com)</span><br /></div><br />Ger' imizin kapısı ve tepesi de tamam.<br /></div></div></div></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijUZLRIIDsVhHBEXL2qRVdh78znZ06e-iM0gWM50vOp8Z4de6Q5ANix8zM-Rjt-jUPzqiCS6A6dZGWuqqXMqCjJweVf9xdMk0ptoXlm5R4ShKtS0EADUZXoHCtXOegEuwKH6ixP1XSKww/s1600/Mongolia-ger-building-step-06d.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 216px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijUZLRIIDsVhHBEXL2qRVdh78znZ06e-iM0gWM50vOp8Z4de6Q5ANix8zM-Rjt-jUPzqiCS6A6dZGWuqqXMqCjJweVf9xdMk0ptoXlm5R4ShKtS0EADUZXoHCtXOegEuwKH6ixP1XSKww/s320/Mongolia-ger-building-step-06d.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5498982298886579970" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(canada-mongolia-connection.com)</span><br /></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg93-4Pj_R5CM2wazbhH62hB2V6bLs-GyxePX8Hhg6Vpg_Gg2wpPPD2it806xsUHPLwUdozty9_L0R2-0TPyHrRaOtnQ0RWCKSdOifjZhjDJ8xXDNBqVfj3KxNIoovBY0sq4BQDAdHf0vM/s1600/Picture+611.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 214px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg93-4Pj_R5CM2wazbhH62hB2V6bLs-GyxePX8Hhg6Vpg_Gg2wpPPD2it806xsUHPLwUdozty9_L0R2-0TPyHrRaOtnQ0RWCKSdOifjZhjDJ8xXDNBqVfj3KxNIoovBY0sq4BQDAdHf0vM/s320/Picture+611.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5498980166376269810" border="0" /></a><br /></div><div style="text-align: center;"><span style="font-size:78%;">(patricksmongolianadventure.blogspot.com)</span><br /><br /></div>Meşhur Moğolistan soğuğuna karşı kat kat keçeyle de sarıp sarmalanınca neredeyse tamam, el el emeği göz nuru, "stüdyo" tipi, sahibinden ger :)).<br /><div style="text-align: center;"><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOz8yetSkU0CugHuH5GEgUINssgyn0bJC1zUY5WCCZAM_qjRYNBMHV4qiecRhwaU874M03g2OhN0Fuws5VX9QvV4Nbc_m8dwQHBMG9E8Gd6AaTvc6db3miA2_kc8Sk4Ai8t7TEex7VfhM/s1600/DSC03602.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOz8yetSkU0CugHuH5GEgUINssgyn0bJC1zUY5WCCZAM_qjRYNBMHV4qiecRhwaU874M03g2OhN0Fuws5VX9QvV4Nbc_m8dwQHBMG9E8Gd6AaTvc6db3miA2_kc8Sk4Ai8t7TEex7VfhM/s320/DSC03602.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5498985661459434818" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(howtogetlost.com)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Kurması bu kadar emek isteyen ger' in derlenip toparlanması sadece bir saatmiş. Daire şeklinde olması ve tavanının alçaklığı, rüzgara karşı alınan bir önlem. Bu arada ger' lerin kapıları hep güneye bakıyor. Kuzey, soğuk rüzgarların kaynağı olması nedeniyle, uğursuz yön sayılıyor.<br /><br />Ger' in içi ise ayrı bir dünya. Mobilyalar pek hoş, parlak turuncu renklerde, rengarenk desenlerde. Ger mobilyası diye adlandırılan sandıklar, sehpalar, masalar... Moğollar parlak renklere çok düşkün. Bu ne yaman çelişki, binalar ve şehir gri, ülke (büyük oranda) bozkır, ger' lerin içi kıpır kıpır...:)).<br /></div><div style="text-align: left;"><br />Ger içindeki racon ayrı bir kayıt konusu bile olabilir. Şöyle ki, içeri girerken eşiğe basmamak, içeride ıslık çalmamak, ayakları ortadaki sobaya doğru değil de kapıya doğru uzatmak gerek. Kadınlar sağda, erkekler solda oturuyor. Ağır misafir, aile reisinin sağında yer alıyor. Kapının yanı ise hiyerarşinin altındakilere ve çocuklara ait. Ateşe su dökmek ya da çöp atmak saygısızlık zira ateş kutsal. Bizdeki ocak benzeri.<br /><br />Bu arada unutmadan, efendim bu çadırın adı "ger", halis muhlis Moğolca. Sağda solda "yurt" adıyla geçse de aman dikkat, yurt Rusça ve Moğollar bu kullanımdan pek hazzetmiyor.<br /><br />Ger sakinleri su, banyo ve tuvalet ihtiyaçlarını dışarıda gideriyorlar. Benim şehir içinde gördüklerimde (ve turistik olanlarda) elektrik vardı, bozkırdakilerde bu durum farklı olsa gerek.<br /><br />Ger' deki hayat tarzı, şehirdeki Moğollar' ın hayatları üzerindeki etkisini sürdürüyor. Buna dair yazılacak epey şey var ama ilgimi en çok çekenle bitireyim konuyu. Efendim, ger' de kadın, erkek, çoluk çombalak herkes bir arada yaşadığından, bizim anladığımız şekilde bir mahremiyet duygusu buralarda pek yok. Misal, kılık kıyafet satan mekanların çoğunda deneme kabini bulunmuyor. Kadınlar ortalık yerde, rahatça pantolon, etek vs. deneyebiliyorlar. Hani müşteri çok isterse satıcı ya beline dolaması ve böyle giyinip soyunması için bir örtü veriyor ya da örtüyü müşteriye perde tutuyor. İlginçtir, örtüyle kamufle olmadan, iç çamaşırıyla kalan kadına bile bir Allah kulu dönüp bakmıyor. Bana da, eteğinden dizi görününce tacizlerden taciz beğenen, sahilde güneşlenirken "deliğanlı"larımızca çevrelenen yurdum kadınlarını düşünüp tüh vahlanmak kalıyor.<br /><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: İstanbul... <a href="http://www.youtube.com/watch?v=5lL5almUzLE&feature=related">I' ve got you under my skin</a> :)).</span></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: Big Bang Theory' ye devam.</span></li></ul></div><br /></div>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-62083667791441324992010-06-09T06:33:00.001-07:002010-06-09T23:09:05.069-07:00Moğolistan' da yabancı, atayurtta Türk olmak<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiz5BsdcI_KnmiDPg_yKu8DrhUxT1twwN9YbUqd_MTgBKuf1Lp9I1S_5J15hJQVmTHquVXmgBkQ6jZX9H8_BREKqaHeUNZmUhgJVes0dzEQsu7n-OmEK6iRc0PkwWA9bGpkPkePktjS_L0/s1600/DSC04328.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiz5BsdcI_KnmiDPg_yKu8DrhUxT1twwN9YbUqd_MTgBKuf1Lp9I1S_5J15hJQVmTHquVXmgBkQ6jZX9H8_BREKqaHeUNZmUhgJVes0dzEQsu7n-OmEK6iRc0PkwWA9bGpkPkePktjS_L0/s320/DSC04328.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5480784638298318818" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(konuyla ilgili ne fotoğraf koyacağımı bilemedim, Bilge Kağan ve Kül Tigin Anıtları' nın asıllarının yer aldığı Orhun Müzesi' ne buyrun)</span><br /></div><br />Yabancılık zor zenaat, dünyanın her yerinde. Dil problemi bir yana, insanlarla hayat akışının, zihin telaşının farklı olması; sokakta ne konuşulur, memleket mi kurtarılır, sadece iş güç mü kotarılır bilmemek; iki lafın belini kıracak eş dost edinmeye debelenmek, bu arada fena halde memleketi özlemek zor. Ama Moğolistan' da bu işler biraz daha zor sanki. Bu memleket her yere uzak, hem coğrafi hem psikoloji olarak. Burası sert doğa ve zor hayat koşullarının şekillendirdiği bünyelerin ülkesi, hal ve tavırlar da buna uygun gelişmiş. Yabancılar pek makbul sayılmıyor, sevilmiyor. Yabancı düşmanlığı var diyeceğim, eskaza burayı okuyan bir Moğol olur da alınır, pek de alınganlar, ülkelerine laf söyletmezler :).<br /><br />Bu ülke çok uzun süre dünyaya kapalı kalmış, yabancıyla pek temas kurmamış. Sovyetler dağılınca da bir başına kalıp ekonomik sıkıntılarla cebelleşmeye başlamış. Sıkıntılar devam ama yabancılar burada epey rahat bir hayat yaşıyor (yabancılar diyerek aslında bembeyaz yakalıları kast ediyorum, yoksa burada mütevazı hayat süren birçok araştırmacıydı, misyonerdi, gönüllüydü de fink atıyor :). Tüm bunlar eğitimsiz ve işsiz genç nüfus arasında, yabancılara karşı ciddi bir reaksiyon yaratıyor. Bilumum yokluk zamanlarında yokluğu çekilmeyen tek şey olan votkanın da etkisiyle yolda belde durduk yere yabancılara sataşmalar, dalaşmalar olabiliyor. Ters bakmaları, omuz atmaları da es geçmemek gerek. Velhasıl, burası yabancıya kucak açan, yardımcı olan, hadi bunları geçtim, ucundan kıyısından sıcaklık gösteren bir memleket sayılmaz.<br /><br />Bir de Türk olma durumu var, dünyanın her yerinde, en azından kuzey yarımküresinde, zor bir iş. Hele de Batı Avrupa' da "Türk' üm" dediğiniz an "Aaa, soykırımdı, astınızdı, kestinizdi, AB' ye de giremeyeceksiniz zaten" cümleleriyle karşılaşmak asap bozucu. Fransa' da Allah' ın Brezilyalısı' ndan bile (tanışır tanışmaz) "Ermeni soykırımını tanımadan AB' ye giremeyeceksiniz, ne iş?" cümlesini duymuşluğum var. Sinirim zıpladığından "Bacım sen sambanı yap, plajda caipirinha yudumla, güzel kafanı böyle şeylerle yorma " diyememiştim (böyle de stereotypesever bir insanım, Brezilya=samba :).<br /><br />Gerçi Moğollar da stereotypesever. Onlar için sapsarı ya da çekik gözlü olmayan yabancıların hepsi Rus, spasiba bolşoy, Ruski nyeto. Rus zannedile zannedile üç beş Rusça sözcük kaptım :))<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgumjpdtIPd-4tOICBvumB32lOmX569qy2ckwU5coHx8jm-kYBzcYC8_rQZWxRqt1aS2R7wnEqlaWQ7NuzSNwR46TtAMiuXsy3d4-GU4ldWvikpA93lR-thZw6axmiJiVoRbbpCBKlON5M/s1600/DSC04323.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgumjpdtIPd-4tOICBvumB32lOmX569qy2ckwU5coHx8jm-kYBzcYC8_rQZWxRqt1aS2R7wnEqlaWQ7NuzSNwR46TtAMiuXsy3d4-GU4ldWvikpA93lR-thZw6axmiJiVoRbbpCBKlON5M/s320/DSC04323.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5480784632489440034" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(Anıtlar ve bazı hayvan figürleri)</span><br /><br /></div>Uzatmayayım, burada en azından astındı kestindi tepkileriyle karşılaşmıyoruz. Dünya meselelerine uzak bir ülkede olmanın akıl sağlığına faydaları... Türkiye burada gündemde olan bir yer değil, buranın gündemi sizin bildiğiniz gündemlerden değil :). Türkiye batıda, gelişmiş bir ülke, hepsi bu. Çok çok İstanbul, belki Tarkan... Galatasaray diyen henüz çıkmadı ki zaten futbol bu ülkede mevzu değil.<br /><br />Buraya gelmek tarihe farklı bir bakış kazandırıyor. Az buçuk kitap karıştırınca biz devlet kura yıka, çoktan batıya doğru yola çıkmışken, Cengiz Han ordularının koca bir kıtayı hallaç pamuğu gibi attığını, Moğollar' ın muazzam bir ordu, haberleşme ve ticaret sistemi kurduklarını görüyorsunuz. Bu coğrafyada kanların aka aka iyice birbirine karıştığını anlıyorsunuz. "Çin Seddi' nin Türkler' e karşı inşa edilmesi"nin bir Moğol' u güldürecek, "Cengiz Han' ın Türk olması" nın ya da "Moğollar zaten Türk canım" cümlesinin ise bu gülüşü ıslak meşe odunlu bir öfkeye çevirecek bir şey olduğunu kavrıyorsunuz.<br /><br />Türkiye' de "Moğollar şöyle akraba, böyle akraba". Burada değil. Burada Türk yabancı, hepsi bu. Anca okumuş yazmış Moğollar için Türk, benzer köklerden gelinen, dilinde ortak sözcükler bulunan biri. Ama sokaktaki Moğol için Türk, dediğim gibi "İstanbul, Tarkan". Bir de Türk Okulları burada Türk bilinilirliğinde büyük yer tutuyor. Okullar, özellikle disiplin ve yabancı dil eğitimi açısından öne çıkan yerler.<br /><br />Okuldu, öğrenciydi demişken, Türkler için Moğolistan' daki en büyük sürprizlerden biri sokakta, nasıl olsa kimse anlamaz diye Türkçe bir şey söyleyip sağdan soldan Türkçe cevap almak. Türk Okulları' nın öğrencileri bir yana, Türkiye' de eğitim gören Moğol öğrenci sayısı da yüksek. Birkaç defa, dışarıda telefonda Türkçe konuşurken yanaşıp "Merhaba" diyen Moğollar oldu.<br /><br />Türk imajı açısından trajikomik bir durum var, unutmadan yazayım. Efendim, Avrupa' daki "bıyıklı, kaşlı gözlü döşü kıllı, yeniçeri Türk erkek, peçeli Türk kadın" imajından hep yakınırız ya, o imaj ta buralara erişmiş durumda. "Aa sen Türk' e benzemiyorsun, o Türk' e benzemiyor" vs. cümleleri duyduk neyse ki :). Bunları duymamak Türk' ü bozar, yoksa yurtdışında olduğumuzu idrak edemeyecektik :)). Hayır, anlamıyorum ki, yeniçeri yeniçeri Avrupa' ya yürümüşüz eyvallah da malum imajımız ta buraya nasıl gelmiş, hep batıya giderek doğuyu mu bulmuş, nedir...<br /><br />Kısaca, atayurtta Türk' üz ama fena halde yabancıyız da. Bu ülke bizi buyur etmediği gibi kimseyi etmiyor. Ama burada, yolların başlangıcında olmak acaip bir durum. "Biz buradaydık" ı manen hissedip maddeten görmek; yüzyıllara direnen benzerliklerimizi, az gidip uz gidip aslında bir arpa boyu yol gittiğimizi görmek çok acaip. Burası hoşgeldin demese de canı sağolsun, yine de güzel, yine de "zaa, maş bayırtla" <span style="font-size:85%;"><span style="font-style: italic;">(peki, çok teşekkürler)</span></span> :)).<br /><br /><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: Balkon, teras vs. sefası<br /></span></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: Salt of This Sea. Ailesi vaktiyle Filistin' den göçmüş, Brooklyn dolaylarından genç bir kadın, dedesinin fi tarihinde bir Filistin bankasında kalan parasının peşine düşmek için Filistin' e gider. Burada derdi gücü yurtdışına kapak atmak olan Filistinli bir elemanla tanışır, beraber çevremizi tanıyalım gezilerine çıkarlar, aşık olurlar vs. Biraz köklere dönüş, biraz yol filmi, çokça sıkıcı...</span></li></ul>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com12tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-87524325217181745262010-05-28T08:51:00.000-07:002010-06-10T02:26:45.287-07:00Ulan Bator' dan alışveriş manzaraları- 2<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidw9zZUvImlmaYZPvBa2icobQ2kd5Mn_N6mp5R6V_ty6NZ2J9ObboQlRvu3GDYWPufydr72Lt7W7I6UUnCcqf0Mi8hsgsXzMMCJ8qnI2QVpC_xqlljT08Vv-szl8nqzyfUKc27AJzsrDs/s1600/DSC03034.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidw9zZUvImlmaYZPvBa2icobQ2kd5Mn_N6mp5R6V_ty6NZ2J9ObboQlRvu3GDYWPufydr72Lt7W7I6UUnCcqf0Mi8hsgsXzMMCJ8qnI2QVpC_xqlljT08Vv-szl8nqzyfUKc27AJzsrDs/s320/DSC03034.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5476349660513855842" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Boşluk fena bir şey. İnsan kendini manasız birtakım aktiviteler içinde bulabiliyor. Benim de burada önüm, arkam, sağım, solum boşluk olduğundan kendime manasızlıklardan manasızlık beğendim ve bu aralar saçma bir alışverişe yöneldim. Saçma diyorum zira aldıklarım kek kalıbı, plastik saksı, tuhaf boyutlu uyduruk tabaklar gibi şeyler :). Ben de bunun üstüne bari bir alışveriş kaydı daha yazayım dedim.<br /><br />Yukarıdaki, buranın en civcivli alışveriş mekanlarından Bumbugur. Alt katında yiyecek, üst katlarında kılık kıyafet ve tabak çanak satılıyor. Üstü kapalı bir <a href="http://sultanmarmot.blogspot.com/2010/01/ulan-bator-dan-alsveris-manzaralar-1.html">Kara Pazar</a> ya da Mahmutpaşa gibi düşünülebilir.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgRvY2zzy2-CC-5pj8_TP9J-gCYbGU1AwIdNJEAqXj28iIXxemSIIuqm2X2XobHZ50eWLEaeCD0aQvs8NBQ1IMVCb0B_3nkv9YDuH5gfzlB0v0c32bJGLzwzX-M8QX_T0Q0L48yLRhz-XA/s1600/DSC03030.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgRvY2zzy2-CC-5pj8_TP9J-gCYbGU1AwIdNJEAqXj28iIXxemSIIuqm2X2XobHZ50eWLEaeCD0aQvs8NBQ1IMVCb0B_3nkv9YDuH5gfzlB0v0c32bJGLzwzX-M8QX_T0Q0L48yLRhz-XA/s320/DSC03030.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5476349649632017858" border="0" /></a><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg56InxZd64PYnQQSqnXhr695xD-XXcxSkzZGJtg3sUd5c63DvxaGJDEx87cZNHpNvqRYOitiGELYLPHZbH2NXLBArf_UQxyO9WFd5Z1ZKYcv-boNTEmXvmuv7j3ShqYJ0y0bgL4fDNO00/s1600/DSC03031.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg56InxZd64PYnQQSqnXhr695xD-XXcxSkzZGJtg3sUd5c63DvxaGJDEx87cZNHpNvqRYOitiGELYLPHZbH2NXLBArf_UQxyO9WFd5Z1ZKYcv-boNTEmXvmuv7j3ShqYJ0y0bgL4fDNO00/s320/DSC03031.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5476349656560647890" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">İçi de yukarıda görüldüğü gibi. Dükkan yerine kapısı olmayan, ne denir bilemedim, girintiler var. Sağlı sollu, üst üste mal yığını. Kapı yok, kapatacakları zaman kenarları demir, kalın bir hasır perde kullanıyorlar. Gerçi Moğol esnaf da serin, yerinde olmayacaksa "dükkanının" girişine, bir sandalye üstüne mesela, enlemesine, uzun bir sopa koyuyor. "Gereksiz varlık" müşteri anlıyor ki dükkan sahibi çay içmeye, buuz yemeye ya da laklak etmeye gitmiş. Müşteriye gereksiz varlık diyorum zira burada hakikaten öyle. Satıcının sizinle ilgilenmesi mucize kabilinden bir şey. Genelde toplanıp iskambil oynarlar, erkekse uyuyor (göbeğini açıp uyumak pek revaçta :), kadınsa makyaj yapıyor ya da kaş alıyordur. Tevellütü eski sisteme yeten, kafa kağıdı eski bir satıcıysa da kitap, gazete okuyor ya da bulmaca çözüyordur (komünizmin olumlu etkileri başlığı altında incelenesi bir durum :)).<br /></div></div></div></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwleTBhgaX02Ay9HqETk_D3HNzGZii1JutUGJwXAQxN7LzuiMPsj-e4eMaF3pft-d5tFAES7uq-MGPwtZufUQ9hhONFyuPvxfWrLeAygURTHo0QlhJl2pdGJsv9cS4dH0JG5iFgRPVd7E/s1600/DSC02731.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwleTBhgaX02Ay9HqETk_D3HNzGZii1JutUGJwXAQxN7LzuiMPsj-e4eMaF3pft-d5tFAES7uq-MGPwtZufUQ9hhONFyuPvxfWrLeAygURTHo0QlhJl2pdGJsv9cS4dH0JG5iFgRPVd7E/s320/DSC02731.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5476350400439792386" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Burada da bu şehrin alışveriş caddesini görmektesiniz. "Üç dört" diye tabir edilen, ana caddesinde sağlı sollu alışveriş mekanları sıralanan üçüncü ve dördüncü mahalleler. Çok ilginç, mahalle/semt/bölge, her neyse, adları burada da Paris' teki gibi, oh la la :)). Birinci mahalle, ikinci mahalle diye gidiyor.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKq6XcB7PgbndSIXIG3B7_tsDcgnTVmGIfQN7tPY9nqrmnbvirAjcO8gXxxzqJ59pO4VpAb7p2jmfvXI5EHhU_Py2pRX93s9OJCEbS8zxpWem98TkakzWQM26hEe897EgEcQiZLAzgQlY/s1600/DSC02740.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKq6XcB7PgbndSIXIG3B7_tsDcgnTVmGIfQN7tPY9nqrmnbvirAjcO8gXxxzqJ59pO4VpAb7p2jmfvXI5EHhU_Py2pRX93s9OJCEbS8zxpWem98TkakzWQM26hEe897EgEcQiZLAzgQlY/s320/DSC02740.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5476349635310483618" border="0" /></a><br /></div></div></div><br />Alışveriş mekanı dediysem yine Bumbugur benzeri yerler anlaşılsın. Lüks "shopping mall" ları yazmaya, pehlivan tefrikasının o kısmına henüz başlamadım :). Dışarıdan ne olduğu anlaşılmayan iki katlı binalara giriyorsunuz, eski püskü görünen yerlerde yürüyen merdivene rastlayıp dumurlardan dumur beğeniyorsunuz, çokça Çin, epey Kore, belki Japon, arada sırada da "made in Turkey" ürün yığını arasında kendinize yol açmaya çalışıyorsunuz. Ürün çok, kalite az; arayacak sabır ve bulacak göz gerek.<br /><br />Esnafın bereket için yaptığı birkaç ritüeli atlamamak gerek. Satıcılar müşterinin ödediği parayı raflardaki ürünlerin üzerine sürüyor. Bizdeki parayı yüze sürme benzeri herhalde :). Bir de tütsü yakıp dumanını ürünler arasında gezdiriyorlar, bu yüzden alışveriş mekanlarına girince, koku itibarıyla Budist manastırına girmiş gibi olabiliyorsunuz :)).<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkaOJwYoBk3BYnlO7RkEarV0k6eid4p26e-yGfhyphenhyphen1RuhgM-yiiGv6H9KXjKpvUDrmN_TPX6nbP-oZ7TZDJJELo7_4hXicsy73BYK-e22i6jFHeS7dNTQARnJ6nWvC27xa-UC95P_r-WdE/s1600/DSC02746.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkaOJwYoBk3BYnlO7RkEarV0k6eid4p26e-yGfhyphenhyphen1RuhgM-yiiGv6H9KXjKpvUDrmN_TPX6nbP-oZ7TZDJJELo7_4hXicsy73BYK-e22i6jFHeS7dNTQARnJ6nWvC27xa-UC95P_r-WdE/s320/DSC02746.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5476349643829758306" border="0" /></a><br /></div><br />Bu kayda sırlar kapısı kılıklı bir dükkan girişiyle son vereyim :). İçini görmedim ama bu dükkanı dışarıdan çok fantastik buluyorum. Burada büyük markaların mağazaları pek yok (Louis Vuitton, Burberrys vs. var ama ben gitmediğimden sayılmaz :). Mağazalarda genelde üç-beş parça bu marka, iki-üç parça şu markadan satılıyor. Çoğunun adı yok bile. Bu yüzden giriş kapısından daha büyük bir Zara tabelasını çok girişimci, inovatif (oh yeah!) ve takdire şayan buluyorum :)).<br /><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: Memlekete gitmekten bahsederken Meksikalı bir kadın bana "Ülkende en çok neyi özledin?" diye sordu. "Her şeyi" dedim :).</span></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: Criminal Minds' a sardırdım. Seri katiller peşindeki FBI ajanı arkadaşların hikayesini izleye izleye, halihazırda asosyal olmuşken, level atlayıp memlekete psikopat olarak döneceğim sanırım :)).</span></li></ul>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-49395203758266917722010-05-12T21:09:00.000-07:002010-05-17T05:58:57.521-07:00Moğol bozkırında renkli ovoo' lar<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEFO77zM1V3FJlV4LD3W69_JiRm08Q8UQm7e2cLED_1AblztYRajK3JT7Nlg-l3SeXAGy08dX6kEJ48X0_EceBWrEK5g4xBaRKipNyXR7MRZp7xF8KdZNdgW3j0IBVjWONTNeMbVI1HMA/s1600/wunderground+com.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 213px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEFO77zM1V3FJlV4LD3W69_JiRm08Q8UQm7e2cLED_1AblztYRajK3JT7Nlg-l3SeXAGy08dX6kEJ48X0_EceBWrEK5g4xBaRKipNyXR7MRZp7xF8KdZNdgW3j0IBVjWONTNeMbVI1HMA/s320/wunderground+com.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5470602393718078130" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><span style="font-size:78%;">(wunderground.com)<br /></span></div><br /><div style="text-align: left;">Moğolistan, şaman etkili bir Budizm yaşayan bir memleket. Buraya yeni geldiğimde ağaca, köprüye, elektrik direğine bağlanan mavi örtüleri (<a href="http://sultanmarmot.blogspot.com/2009/05/khadag-mdr-gogu-mavi-su-kenar-yesil-bir.html">khadag</a>) görünce "Aaa bizim dilek ağaçları gibi" demiştim ama dahası da varmış.<br /><br />Şehir merkezinden azıcık uzaklaşır uzaklaşmaz yolun sağında solunda sizi ovoo' lar selamlıyor. İrili, ufaklı, şamanist taş tepecikleri... Daha çok tepelerin üstünde olsa da yol kenarlarında da ovoo' lara rastlanıyor.<br /><br /></div></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3dKJA-ZIg3NjBb3FymqiIwsaMBgmikktrlYcO_rXfeftmVHODUq6qZ_3WKC9KRDOtq525dCS3e1EgM2vR7FO84PpzycQ1iW1IG-bqLkVgC-9e3Y4wAFl7UX6EYsf0GZmYcgBbVC1Yqt8/s1600/blueskymongolia+info.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3dKJA-ZIg3NjBb3FymqiIwsaMBgmikktrlYcO_rXfeftmVHODUq6qZ_3WKC9KRDOtq525dCS3e1EgM2vR7FO84PpzycQ1iW1IG-bqLkVgC-9e3Y4wAFl7UX6EYsf0GZmYcgBbVC1Yqt8/s320/blueskymongolia+info.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5470602387964988642" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><span style="font-size:78%;">(blueskymongolia.info)</span><br /></div><br /><div style="text-align: left;">Ovoo' lar dağlara, gökyüzüne tapınma yeri. Etraflarında ateş yakılıp, dans ediliyor, üzerlerine su, süt, votka serpiliyor ya da dibine tatlı bırakılıyor. Bir de güvenli seyahat sağladıklarına inanılıyor. Şehirler arası yollarda, yolun sağı solu ovoo dolu. Güvenli seyahat için ovoo çevresinde saat yönünde üç kez dönülüyor, üzerine küçük taşlar atılıyor. Bunları yapmaya vakti olmayanlar ise ovoo yanından geçerken birkaç defa kornaya basıyor.<br /><br />Komünist dönemde ovoo seremonileri yasakmış ama insanlar ritüellerine gizli saklı devam etmişler. Ovoo' lar hala Moğolistan bozkırını güzelleştirmeye, renklendirmeye devam ediyor.<br /><br />Bu kaydı ovoo etrafında geçen bir kliple bitireyim. Buraların en sağlam folk- rock grubu Altan Urag' dan geliyor "Hiliin Chanadad".<br /><br /><object height="385" width="480"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/WCkgASuVdnM&hl=en_US&fs=1&rel=0"><param name="allowFullScreen" value="true"><param name="allowscriptaccess" value="always"><embed src="http://www.youtube.com/v/WCkgASuVdnM&hl=en_US&fs=1&rel=0" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" height="385" width="480"></embed></object><br /><br /></div><br /><div style="text-align: left;"><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: Cıncık gibi hava, yumuşak, bildiğin bahar havası... Kışın eksi bilmemkaç, her yer buz (soğuktan kar bile yağamıyor), baharı beklersin kumrular gibi, gafilce... Mayıs gelince de ya kum fırtınası ya da soğuk, yağmur vs.</span></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: The Painted Veil. 1920' lerde geçen filmde hoppa Naomi Watts, düz adam diye nitelendirilebilecek doktor Edward Norton' la mantık evliliği yapar. Kocasından hazzetmeyen Naomi, yerleştikleri Şangay' da zampara bir İngiliz diplomatla fingirder. Kocası öğrenir, pek tepki vermez. Ama hemen akabinde Çin' in koleranın kol gezdiği uzak bir köşesinde çalışmaya talip olur, karısını da zahmetli bir yolculukta beraberinde götürür. Olaylar yavaş yavaş gelişir, hoppa kız hanyayı konyayı öğrenmeye başlar. Fena değil, en güzel tarafı, muazzam doğa görüntüleri var. İnsanın Çin' in ücra yerlerine gidesi, göldü, ormandı, dağdı göresi geliyor.</span></li></ul></div><br /></div>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-40790132844465200722010-04-28T07:44:00.000-07:002010-04-29T09:28:01.600-07:00Bir bahar akşamı rastladım size Mr.Putin<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKBSdIs5FLKjJMUXMrh8CfvrxATMl5_n30jnbbFp287Xr5lTYTUztip7esXWjnt0GvUe8fT0jQ6ULo3Du-luKI7p_WtRvSrIFBi_i1XvUVF4lQyKgSUcqkWrG0cV8q3iKWqXFLRSh5Njo/s1600/SP_A0631.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKBSdIs5FLKjJMUXMrh8CfvrxATMl5_n30jnbbFp287Xr5lTYTUztip7esXWjnt0GvUe8fT0jQ6ULo3Du-luKI7p_WtRvSrIFBi_i1XvUVF4lQyKgSUcqkWrG0cV8q3iKWqXFLRSh5Njo/s320/SP_A0631.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5465199492057223234" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(Moğol ve Rus bayraklarıyla örülmüş meydan dört baştan :)</span><br /></div><div style="text-align: center;"><br /><div style="text-align: left;">Efendim, geçen yıl Mayıs başlarında Vladimir Putin beş saatliğine şehrimizi şereflendirmişti. Bencileyin tembel, o mukaddes günün fotoğraflarını ancak aktarabildiğimden, kendisini anmak ziyaretin- yaklaşık- birinci yıldönümüne denk geldi.<br /><br />Çok güzel bir gündü, öyle böyle değil. Şöyle ki, apartmanın kapısından çıkar çıkmaz bir tuhaf olmuştum. Etrafta çıt yoktu, değil stereo yayın yapan korna (ve balata) sesleri, insan sesi bile yoktu. Bir an sağır oldum ya da kalan üç gram aklımı da yitirdim sanmıştım, öyle bir sessizlik. Sonra avluda ilerleyip yoldan hiç araba geçmediğini fark edince dank etmişti, o gün Putin' indi.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEx8T04RhkVWScRS1dcs7y_4TNry86hsQjGyStwEmy4HXAA2gIGQkPqdSNrtm_QW77scMT-4VvQBmDlIAZ1dm7ScImX4Kn_H6Wp8RXQEchBTHINGWu6sg2LEu2CkVKwGHOqa1tGSOqLPI/s1600/SP_A0624.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEx8T04RhkVWScRS1dcs7y_4TNry86hsQjGyStwEmy4HXAA2gIGQkPqdSNrtm_QW77scMT-4VvQBmDlIAZ1dm7ScImX4Kn_H6Wp8RXQEchBTHINGWu6sg2LEu2CkVKwGHOqa1tGSOqLPI/s320/SP_A0624.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5465199477126069778" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Yukarıda şehrin ana arteri Barış Bulvarı, normalde neredeyse 7/24 tıkalıdır. Bilumum çeşit (havalı, havasız, asap bozan, sinir zıplatan...) korna sesinin haddi hesabı yoktur. Ama o gün bomboştu işte, heyt, rahat rahat, ezilme tehlikesi atlatmadan, yüzüme bir dikiz aynası darbesi yeme riski yaşamadan karşıya geçmiştim.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXoX0OL1Tvwt8MzTFk3zC5TUqYJd7Bzb09MXSWfAjXPPwSHd0eDOPDTZBtNtBXTGCv9hb93uTergAwsAjq3SulHlSseRUQCqbHA7AhSjOcOPL5xs2U9Pu5Rv0xPcHPgzVNzX6F7J2dLKs/s1600/SP_A0629.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXoX0OL1Tvwt8MzTFk3zC5TUqYJd7Bzb09MXSWfAjXPPwSHd0eDOPDTZBtNtBXTGCv9hb93uTergAwsAjq3SulHlSseRUQCqbHA7AhSjOcOPL5xs2U9Pu5Rv0xPcHPgzVNzX6F7J2dLKs/s320/SP_A0629.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5465202480096455586" border="0" /></a><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjev83zkA8N3OYznTyFKXAYqGeGNEwJhiz-NbiCHJvLFdJmCjdIMHrVW3MiRthEMnFk1KK-KuNzmu6LK6RruoJ5EMhiTswZbb7VXW32ZJSJ67Wddk_muVwSuebapJWonzkJIkwWxNCx20o/s1600/SP_A0627.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjev83zkA8N3OYznTyFKXAYqGeGNEwJhiz-NbiCHJvLFdJmCjdIMHrVW3MiRthEMnFk1KK-KuNzmu6LK6RruoJ5EMhiTswZbb7VXW32ZJSJ67Wddk_muVwSuebapJWonzkJIkwWxNCx20o/s320/SP_A0627.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5465199482577116098" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Sadece Barış Bulvarı değil, bulvara çıkan, Parlamento' nun yanında yöresinden geçen her yol trafiğe kapatılmıştı. Hepimiz yol kenarına dizilmiş makam arabalarının geçmesini, hatta bir ihtimal Putin' i görmeyi bekliyorduk.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVKS2Sctqsv30AxD8_LtUEmxw_dVzdof58CJenZ2tAvvz6_pKW4NuqmI_OGgeN6HxqGcQ8SHujYqinnPoetBlK5FgYpH4QE70L5zg7MnFaog54LIMfKr7FA2vCneTTxXRg2uhsXeWvKnc/s1600/SP_A0642.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVKS2Sctqsv30AxD8_LtUEmxw_dVzdof58CJenZ2tAvvz6_pKW4NuqmI_OGgeN6HxqGcQ8SHujYqinnPoetBlK5FgYpH4QE70L5zg7MnFaog54LIMfKr7FA2vCneTTxXRg2uhsXeWvKnc/s320/SP_A0642.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5465202484015192850" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">En büyük kalabalık, Parlamento' nun yamacındaki Kültür Sarayı' nın önündeydi. Yol kenarlarına yığıldık, bir nevi "bekleme yaptık" :)).<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh8-GjMPzVRDo5M-6dNy5_hlaZXB2Tmyt9aAD55H8dHDPVm5iViI_VeU3FihRg1aHUqN6T_CJWYCdZExFj7FzdfnqQjcIgFNUbhu1FMYQzezp-MYUga5qGVS74XTp3r63ytmP5wXyLqdsI/s1600/SP_A0644.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh8-GjMPzVRDo5M-6dNy5_hlaZXB2Tmyt9aAD55H8dHDPVm5iViI_VeU3FihRg1aHUqN6T_CJWYCdZExFj7FzdfnqQjcIgFNUbhu1FMYQzezp-MYUga5qGVS74XTp3r63ytmP5wXyLqdsI/s320/SP_A0644.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5465199499423119874" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Parlamento' nun her tarafına, 2-3 metre aralıklarla polisler konuşlanmıştı, bir yerden sonra Parlamento çevresinde yaya trafiğine bile izin vermediler. Sıra sıra polisler, dikile dikile sıkılmışlar mıdır acaba?<br /></div></div><br /></div></div></div></div></div></div></div></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzKI8qMxcOs6pLIQhIC_1jLsYEmfzknxFb0IRi6Qgou8PmbCX4wvWXeFSdjw4ITfsvspusUV0NmSU8RpFIX_OQbWU5fzQsRDI95z5k14SJ2lyQTpS_jowt3tO9uTD2iKNraarEx7zkgd0/s1600/SP_A0643.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzKI8qMxcOs6pLIQhIC_1jLsYEmfzknxFb0IRi6Qgou8PmbCX4wvWXeFSdjw4ITfsvspusUV0NmSU8RpFIX_OQbWU5fzQsRDI95z5k14SJ2lyQTpS_jowt3tO9uTD2iKNraarEx7zkgd0/s320/SP_A0643.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5465199495116139426" border="0" /></a><br /></div><br />Amma uzattım yahu, hasıl- ı kelam, bir dolu simsiyah minibüs ve makam arabası geçti gitti. Millet siyah camlara el salladı, ben daha iyi görmek için kalabalığın arasında zıpladım, heyhat, siyah camlardan başka bir şey görmek nasip kısmet olmadı.<br /><br />Araçlar geçti, Parlamento' ya girdiler. Bir dolu mevki makam sahibi, siyah giyen adam artık ne müzakere ettiyse etti. Görüşmeler bitip de Putin geri havaalanına ulaşana kadar şehirde hayat durdurulmuştu.<br /><br />Putin halihazırda önemli bir şahsiyet, önemi bu coğrafyada katlanarak büyüyor haliyle. Beş saatliğine uğradı, "şehre bir film geldi" sanki. Gerçi benim şikayetim yoktu, ne de güzel olmuştu :)). Bunu saymayız, daha sık gelsin, yatıya kalsın, karpuz keselim, kuzu çevirelim ve o arada kafamızı dinleyelim. Ara sıra da olsa trafik olmasın, kornalar (hele de havalı olanlar) çalmasın, hava zaten kirli, bir de gürültü kirliliği olmasın... Eskaza hava da ısındıysa yolda belde rahat yürümenin, sağda solda bitiveren ağaca, çiçeğe bakmanın tadını çıkaralım.<br /><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: Bulaşık makinesi, buradaki yabancı kadınların en büyük özlemi. Bulaşık makinesi pek kullanılmıyor burada, lüks evlerde bile genelde bulunmuyor. Niye acaba? Pek dışarıda yemediğimiz ve dolayısıyla devamlı bulaşık çıkardığımız için kendimi bulaşık makinesi gibi hissetmeye başladım, anti-otomatik, tam- manuel makine :)).<br /></span></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: Vicky Cristina Barcelona. Bu filmi izlemeyen bir ben kalmıştım herhalde, o yüzden konusundan bahsetmeye lüzum yok. Neymiş, kuş uçmaz, kervan geçmez, hala soğuk, hala gri memleketlerdeyken Akdenizli, hatta yekten denizli, manzaralı, ağaçlı, çiçekli, esintili, yaz akşamlı, uçuşan bir film izlemek ruh sağlığına iyi gelmiyormuş :)).</span></li></ul>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-3958672770821773352010-04-16T05:49:00.000-07:002010-04-27T19:12:54.899-07:00Ulan Bator' un ihtiyarları bir bir hatırlamakta geçen sonbaharları...<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi6VhmYMOCxYgGlbe2KDrnEJ1Eh4h9xLcV67TpQ82bliw7BPwbA0SqlI3mmmO3SLHVzMwJ3s9Pj5zfnPo8cVLIhAWwkVYah5KdCXAemfwxZ1Et_HvbReFvzYRZu6NST4FeylThI6eIYhKM/s1600/te+suhan.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 311px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi6VhmYMOCxYgGlbe2KDrnEJ1Eh4h9xLcV67TpQ82bliw7BPwbA0SqlI3mmmO3SLHVzMwJ3s9Pj5zfnPo8cVLIhAWwkVYah5KdCXAemfwxZ1Et_HvbReFvzYRZu6NST4FeylThI6eIYhKM/s320/te+suhan.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5460717123649140770" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><span style="font-size:78%;">(trekearth.com- Suhan. Canım insan Göksun, fotoğraftaki adam az çok dedemize benzemiyor mu allasen?)</span><br /></div><br /><div style="text-align: left;">Ulan Bator hakkında genelde "aman da şöyle renksiz, böyle tozlu" diye yakınıyorum. Zannedilmesin ki burada güzel bir şey yok. Var, çocuklar :)). Tombiş Moğol çocukları hakkında daha önce <a href="http://sultanmarmot.blogspot.com/2009_05_01_archive.html">yazmıştım</a>. Çocuklara ne bakmaya doymak mümkün ne de onları mıncırmaya... :)). Ama tek güzel şey çocuklar değil, yaşlılar da ayrı güzel. Anafikir, çocuklar güzel, yaşlılar güzel, ara yaştakiler için no comment :)).<br /><br /></div><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjcgN6bxDrqYiaUj-QyzSyWM2bMMMOR9b5qMklHxF2Z4YGJGuswff65PQk4UGW9au5o6eLMg61dOJEN2ABE_dWaFdZGHxdODXvkgngCw6lsZ7-9UT0ODiAK5bSgWXXb3G6KeQ3EM1DnfFo/s1600/te+larson.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjcgN6bxDrqYiaUj-QyzSyWM2bMMMOR9b5qMklHxF2Z4YGJGuswff65PQk4UGW9au5o6eLMg61dOJEN2ABE_dWaFdZGHxdODXvkgngCw6lsZ7-9UT0ODiAK5bSgWXXb3G6KeQ3EM1DnfFo/s320/te+larson.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5460717095578989890" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><span style="font-size:78%;">(trekearth.com- Larson)</span><br /></div><br /><div style="text-align: left;">Efendim, öncelikle yaşlılar çok güzel giyiniyorlar. Çoğu geleneksel kıyafet del giydiğinden, parlak kumaşlar sayesinde rengarenk bir görüntü yaratıyorlar. Ben de burada renk delisi oldum çıktım :). Del' lerin desenleri, renkleri farklı. Bazı kadınlar del' le birlikte başlarına renkli eşarplar bağlıyor, bazı adamlar fötr şapka, bazısı kovboy şapkası takıyor. Şehrin yeknesak renklerinin ve şehir sakinlerinin (dünyanın birçok yerinde olduğu gibi) bir örnek kıyafetlerinin arasında kendi estetiklerini yaratıyorlar.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEho5PATbN4i8x78hafeXpMqYr7_ohgWnAyIu-6wCdQS0OOYyErjiedQRvyRD8uHZLYDqDsfG2d8JlFC5Nvg7ihxmSBxN__wDqq-zYh5bupFQxTI47Dayz5K1QtoRQlilK-74ZKxRYRdz4M/s1600/fl+mielamundi1.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 213px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEho5PATbN4i8x78hafeXpMqYr7_ohgWnAyIu-6wCdQS0OOYyErjiedQRvyRD8uHZLYDqDsfG2d8JlFC5Nvg7ihxmSBxN__wDqq-zYh5bupFQxTI47Dayz5K1QtoRQlilK-74ZKxRYRdz4M/s320/fl+mielamundi1.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5460717088881692738" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><span style="font-size:78%;">(flickr.com- Mielamundi)</span><br /></div></div></div></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNL5QFF_87feRlW0VLEQgol4_GVwY9C1sRqoSwEg99wvjynyKm2nGGNplRm7k773xEQHeOLj7OkwNAYivyuiAgpZUNdE41ND2brujEsDRsHlShdgQegF_nyXgtQBcheMM2BmcM1x6QsFY/s1600/te+rinie+hoff.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 222px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNL5QFF_87feRlW0VLEQgol4_GVwY9C1sRqoSwEg99wvjynyKm2nGGNplRm7k773xEQHeOLj7OkwNAYivyuiAgpZUNdE41ND2brujEsDRsHlShdgQegF_nyXgtQBcheMM2BmcM1x6QsFY/s320/te+rinie+hoff.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5460717112106214098" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><span style="font-size:78%;">(trekearth.com- Rinie Hoff)</span><br /></div><div style="text-align: left;"><br />Sonra sonra, yaşlıların yüzleri Moğolistan' ı anlatıyor. Yılın 300 küsür gününün güneşli geçtiğini, bozkır güneşinin yakıp kavurduğunu söylüyor. İklim hem çok soğuk hem çok kurak, bu sebeptendir ki yüz çizgileri derinden gider diyor. Ama bozkır insanıyım, azla yetinmeyi, doğayla mücadele etsem de nihayetinde ona baş eğmeyi ve koşullarına uymayı bilirim, yüzümdeki yumuşak ifade ondandır diye ekliyor.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAs3uahSWaT6UZ-8ChlRC7A3W3FHTdgB9MffmrbK7N26JBLFEfHBmTipW6EXUnybtduSVXxfB-OFvQ6Rw938IsiJorE759LYRLVPTxErTO48v4Iga45CO3wKt-5BnkIVIXi7auUdTRHbA/s1600/www.travelblog.org+gesine+cheung.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAs3uahSWaT6UZ-8ChlRC7A3W3FHTdgB9MffmrbK7N26JBLFEfHBmTipW6EXUnybtduSVXxfB-OFvQ6Rw938IsiJorE759LYRLVPTxErTO48v4Iga45CO3wKt-5BnkIVIXi7auUdTRHbA/s320/www.travelblog.org+gesine+cheung.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5460717389816748706" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><span style="font-size:78%;">(travelblog.org- Gesine Cheung)</span><br /></div><br /><div style="text-align: left;">İşte Moğol yaşlıların en güzel yanları da bu, daha yumuşak, daha gülümseyerek bakıyorlar. "İtiraz etme bana, dalarım sana" diye bakan, yolda belde sağı solu ite kaka yürüyen, "bu yabancı da ne ola ki" tavrındaki asabi görünümlü genç ve orta yaşlılardan sonra Moğol yaşlılara yol sormak, selamlarını almak ya da sadece yüzlerine bakmak bile insana iyi geliyor. Açıkçası, bu şehirde kendimi dünyanın çok değişik bir yerinde yaşadığımı hissettiren en önemli (belki de tek) şey yaşlılar ve yüzleri. Komünist mimariyle şekillenmiş bir şehrin üstüne kapitalizm saldırmış, Sovyetik blokların dibinde kuntin plazalar türemiş, eski sinemalar banka olmuş... Bu şehrin en değişmemiş, el değmemiş öğesi olarak yaşlılar kalmış.<br /></div></div></div></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg13ZVcAfsrQ7wPgTbmMgNCrL3EuQelc-79s0m5hh4BAJTXX43EWH4wwrKTYtxlw0dgRtUEHn9pc-JkXKAuqaGrTvl4O7lg0sc2IjQ0B23-8v1WYdSqs1nV9WQItGFqglOpbcJPm6TBf2o/s1600/DSC03356.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg13ZVcAfsrQ7wPgTbmMgNCrL3EuQelc-79s0m5hh4BAJTXX43EWH4wwrKTYtxlw0dgRtUEHn9pc-JkXKAuqaGrTvl4O7lg0sc2IjQ0B23-8v1WYdSqs1nV9WQItGFqglOpbcJPm6TBf2o/s320/DSC03356.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5460717397154099234" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Bu kaydı, cesaret edip fotoğrafını çekme izni sorduğum amcayla bitireyim. Moğol- Türk Dostluk Parkı' nın açılışını en merakla izleyen kişiydi :)). Millet açılışı izlerken ben de onu izliyordum. Epey bir etrafından dolandıktan sonra fotoğraf makinemi göstermiştim, gülerek onaylamıştı.Fotoğraf çekilmekle genelde bir problemleri yok gibi, ben de niye o kadar çekindiysem...<br /><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: Beni Türk kuaförlerine emanet ediniz... Burada kuaförlük zanaatının seviyesi pek parlak değil, bir de dil problemi olunca memleketteki "canım sıkıldı aman fön çektireyim, ay kırık aldırayım" gibi şeyler özlenir oluyor tabi :).</span> <span style="font-size:85%;">Kurtuluş kuaför kaynıyordu yahu, kıymetini bilememişim. Şimdiki aklım olsa habire fön çektirir, sık sık da saç modeli değiştirirdim.</span> <span style="font-size:85%;">Pırasa kafaya döndüm burada :).</span><br /></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: Public Enemies. Epeydir büyük prodüksiyon izlememiştik. Dönem filmi yapıyorum diyenlerin izlemesi gereken bir film. Ama biraz fazla karanlık kalmış, ışık yok mu yahu? Bir de kim kimdir, kim kimin adamıdır, kafa karıştırıyor. Johnny Depp 1930' ların meşhuuur banka soyguncusu Dillinger rolünde ama rolü iyi yazılmamış sanki, bir soyguncunun hayatından bir kesit olarak kalmış. Film daha kısa, daha derli toplu olsa, karanlıkta koşturanlardan o kimdi, bu kimdi diye kafa patlatmak yerine daha iyi yazılmış karakterleri izlesek ve ben bu entel cümlelere bir son versem...:))<br /></span></li></ul></div></div><span style="font-size:85%;"><br /></span>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-79843498889305599722010-04-05T01:16:00.000-07:002010-04-06T07:50:13.608-07:00Moğolca' ya giriş 101<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg46yCA0VHS0xbX73QoO4izHF74G2JeTa_2-li0g9c_l27GM7Oo-Og4mJuYBdY9rm504WkYpNsSubQyCGJXjmkkywis_us2wOYozIi9AAJ58inNTgv-r1tkmuXcwtsz2eRnl2EzgKHN2h8/s1600/DSC02998.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg46yCA0VHS0xbX73QoO4izHF74G2JeTa_2-li0g9c_l27GM7Oo-Og4mJuYBdY9rm504WkYpNsSubQyCGJXjmkkywis_us2wOYozIi9AAJ58inNTgv-r1tkmuXcwtsz2eRnl2EzgKHN2h8/s320/DSC02998.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5456564872097590802" border="0" /></a><br /></div><div style="text-align: center;"><br /><div style="text-align: left;">Moğolca dünyada 5,7 milyon kişi tarafından konuşulan bir dil. Moğolistan, Çin' in özerk bir bölgesi olan İç Moğolistan ve az biraz Rusya' da konuşulmakta. Afganistan' da da Cengiz Han' ın fetihlerinden sonra orada kalan Moğol kökenli etnik gruplar var ama dilleri ne kadar Moğolca, ne kadar değil bilemeyeceğim.<br /><br />Moğolistan, Adriyatik' ten Çin Seddi' ne Türkçe konuşarak giderken durup sözlük molası verilecek bir ülke. Türkçe ve Moğolca aynı dil ailesinden gelse de, yapıları, söz dizimleri çok benzer olsa da sözcükler farklı. Burada sadece Türkçe konuşarak dert anlatmak ya da Moğolca söyleneni anlamak pek mümkün değil. Gerçi burada satıcılarla pek dil problemi yaşamıyorum, hepimizin pratik bozkır insanı olması sayesinde el kol hareketleri, mimikler ve ses tonuyla, onlar Moğolca ben Türkçe anlaşıyoruz. Herkes herkesi nefis anlıyor :)). Hu huu, Fransızlar, bakın burada insanlar yabancıları anlıyor!<br /><br />Anlaşmak filan tamam da bir de Kiril Alfabesi gerçeği var. Yukarıdaki resimde "Enkhtaivni Urgun Çuluu" yazıyor. Kendisi Ulan Bator' un ana arteri ve de evimizin bulunduğu bulvar olmakta, Barış Bulvarı. Bu yaşımızdan sonra okuyamaz olduk, cahil cühela kaldık bozkır ayazında :)).<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEheIFC_IinZGP3gOKgfj4OCn6WkTzk-tEKZjxkWe-5e27vh1rukz_YB1X6mc4cY7M2zty1kKnzmUDErnNYpRdtK0hyi_CGa_33JSyhShu2om4_AZgZME3fcy7pKSGNSmEtSeOFpNNRM6g0/s1600/static+panoramio+com.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 213px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEheIFC_IinZGP3gOKgfj4OCn6WkTzk-tEKZjxkWe-5e27vh1rukz_YB1X6mc4cY7M2zty1kKnzmUDErnNYpRdtK0hyi_CGa_33JSyhShu2om4_AZgZME3fcy7pKSGNSmEtSeOFpNNRM6g0/s320/static+panoramio+com.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5456567897238413666" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><span style="font-size:78%;">(static.panoramio.com)</span><br /></div></div><br />Moğolca da sağolsun Türkçe gibi, yazıldığı gibi okunur dense de burada da yutulan harfler, değişen okunuşlar var. Örneğin, cennet vatanımda kimsenin uzun uzun "geleceğim, gideceğim" demediği gibi Moğolca' da da ikinci hecedeki "a" harfi yutulup "ı" oluyor. Yukarıda Merkez Postane, Moğolca "Tuv Şuudan" yazılıp "Tuv Şuudın" okunuyor. Bizim ev postanenin karşısında olduğundan ilk öğrendiğimiz yer idi kendisi. Bu "a" harfi meselesini de "Tuv şuudan dediğimizde taksiciler bize niye gülüyor acaba?" diye diye çözmüştük :).<br /><br />Türkçe- Moğolca çok ortak sözcük var ama bunlar pek de günlük kullanımlık sayılmaz. Arslan, ulus, altın, yara, çiçek... Çarşıda pazarda işe yaramaz ki bunlar...<br /><br />Moğolca sözcük demişken, birkaç örnek:<br /><br />Tiim: evet<br />Ugui: hayır<br />Dza: tamam (joker bir sözcük, her yere giriyor, her yere uyuyor)<br />Sain bain uu: Sen ben oo diye okunuyor, merhaba/ iyi misin?<br />Bayarlalaa: Bayırtla okunuyor, teşekkürler<br />Zuger: Bir şey değil<br />Bayırte: Bay bay, teşekkürle çok karıştırılıyor :)<br />Mitku: anlamı "bilmiyorum" (çok karşılaştığım bir sözcük :)<br />Bain uu/ bega: var<br />Bahko: yok (en çok karşılaştığım sözcük :)<br /><br />Surguul: okul<br />İkh surguul: büyük okul, yani üniversite :)<br />Delguur: Mağaza, dükkan<br />İkh delguur: Büyük mağaza, yani alışveriş merkezi :)<br />Şar: Sarı<br />Ayrag: Kımız<br />Şar ayrag: Sarı kımız, yani bira :)<br /><br />Böyle hoşlukları olan, naif bir dil :). Anladığım kadarıyla şahıs eki, fiil çekimi gibi problemleri de yok, ben turist, sen turist, biz turist ya da ben yürüyor, sen yürüyor... diye gidiyor. Fransızlar görse de ders alsa :)).<br /><br /></div></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi2tL2Y6zrqAi7H_33E_wchNO2F2uLMOQN4BBXdns3Mlqr2yCGf56Js6u68GedCtITsQjUfc6r-5Zn8Rw__r-IhyphenhyphendKmn774aMJtDafSvmIeHoFxoUo6GiBpiiIFui7nbYlSB9t9Tan7OiA/s1600/caccp+freedomsherald.org.gif"><img style="cursor: pointer; width: 209px; height: 230px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi2tL2Y6zrqAi7H_33E_wchNO2F2uLMOQN4BBXdns3Mlqr2yCGf56Js6u68GedCtITsQjUfc6r-5Zn8Rw__r-IhyphenhyphendKmn774aMJtDafSvmIeHoFxoUo6GiBpiiIFui7nbYlSB9t9Tan7OiA/s320/caccp+freedomsherald.org.gif" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5456564864782580498" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><span style="font-size:78%;">(caccp.freedomsherald.org)</span><br /></div><br /><div style="text-align: left;">Efendim bu da eski Moğol yazısı. Cengiz Han' ın emriyle, Uygur alfabesi bir Uygur katip tarafından Moğolca' ya adapte edilmiş. Bugün İç Moğolistan bu alfabeyi, Moğolistan ise 1946' dan beri Kiril' i kullanıyor. Eski alfabe daha estetik ama Kiril buna nazaran daha anlaşılır, buna da şükür :).<br /><br />Moğolca' nın tınısına gelirsem, ilk duyduğumda Rusça' ya çok benzetmiştim, toyluk günlerim işte :). Oysa çok farklı, "fıstıkçı Şahap"ların, "çifthasekipaşa"ların patladığı, gırtlaktan gelen kh' lerin fink attığı bir dil.<br /><br />Enteresan olan, Moğolca' da birçok yabancı dildeki ses bulunmaktaymış. Bu da Moğollar' ın yabancı dil telaffuzundaki başarılarını açıklıyor. Hadi Türkçe' yi geçtim, aynı dil ailesi filan derken anlaşılabilir. Telefonda karşınızdakinin yabancı olduğunu fark etmeyeceğiniz kadar iyi Türkçe konuşan Moğollar var. Ama Almanca, Fransızca, İngilizce vs. telaffuzunda da epey iyiler. Rusça zaten belli bir yaş üstünün ana dili gibi. Dile yetenekliler mirim :).<br /></div><span style="text-decoration: underline;"></span></div><span style="text-decoration: underline;"><br /></span><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhVvVIWsI0c1DJrcxJgk-P01bMdK5TQEUgPdYDY9dcfXZN0CRGj_z9mxiVJr1VSapXKwfwjy_DXvzcUpniWmxTA2g5rwpP_MNSldF9QlPNoZLAFu-0_uVQF_5P28zWnJuK1ey56tGJ1ZgE/s1600/wiki.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 170px; height: 220px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhVvVIWsI0c1DJrcxJgk-P01bMdK5TQEUgPdYDY9dcfXZN0CRGj_z9mxiVJr1VSapXKwfwjy_DXvzcUpniWmxTA2g5rwpP_MNSldF9QlPNoZLAFu-0_uVQF_5P28zWnJuK1ey56tGJ1ZgE/s320/wiki.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5456564877072720210" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><span style="font-size:78%;">(wikipedia.org)</span><br /></div><br /><div style="text-align: left;">Fotoğraftaki Byambyn Rinchen. Moğolistan' ın en büyük dilbilimcisi. 1905-1977 yılları arasında yaşamış. Bu kadar dil de dil dediktan sonra onu da anmak gerek. Merkez Kütüphane' nin önünde güzel bir heykeli var. Rusça, Çekçe, Fransızca, İngilizce, Almanca ve Esperanto' yu çok iyi bilen Rinchen, Gorki, Maupassant gibi isimlerle birlikte bir başka büyüğü, Nazım Hikmet' i Moğolca' ya çeviren kişi. Hiç Moğolca Nazım şiiri duymamıştım, ilk fırsatta bunun peşine düşmek lazım.<br /><br />Son olarak, Moğolca konuşulurken kulağa yumuşak gelen bir dil sayılmaz. Sert sessizlerin, kalın seslilerin ve kh' ların çok kullanıldığı, Moğol kardeşlerimizin sert bozkır kişiliği sonucu sert sert konuşulan bir dil. Ama şarkı söylenirken çok başka bir hale geliyor. Yumuşak, doğaya karşı uzun uzun söylenen, akıp giden bir dil oluveriyor. Çok acaip... Buyrun, sizi alemin kralı, Moğolistan' ın Tarkan'ı Javhlan' ın bir klibiyle başbaşa bırakayım.<br /></div><br /><object height="385" width="480"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/rO8sQ--eBHs&hl=en_US&fs=1&"><param name="allowFullScreen" value="true"><param name="allowscriptaccess" value="always"><embed src="http://www.youtube.com/v/rO8sQ--eBHs&hl=en_US&fs=1&" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" height="385" width="480"></embed></object><br /><br /><div style="text-align: left;"><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen:Renkli, civcivli bir caddede yürümek, sağa sola bakmak, için açılması, insanda "dışarı çıkmak" dürtüsünün hasıl olması<br /></span></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: Die Höhle des Gelben Hundes. Türkçe' ye Sarı Köpeğin Yuvası diye çevrilmiş. Almanya' da yaşayan Moğol yönetmen Byambasuren Davaa' nın filmi. Göçebe bir Moğol ailesinin kızı, yavru bir köpek bulur ve onu eve getirir. Babası köpeğin koyunlara zarar vermesinden korkar, yollanmasını ister. Ama kız çaktırmadan köpeği saklamak için kırk takla atar. Küçük kız sürü güder, daha da küçük kardeşleri oynar, koşuşturur, anneleri bir dakika boş durmadan hem çalışıp hem de hepsini inanılmaz bir sevgi ve sabırla idare eder, baba kurdun öldürdüğü koyunların postlarını satmak için şehre gider. Sohbetlerden çocukların eğitimine dair kaygı, şehre göç, yaklaşan seçimler gibi konuları da öğreniriz ufaktan. Göç zamanı gelir, ger toplanır, küçük kervan yola düşer. Filmdeki aile gerçek bir göçebe ailesi, oyuncu yok, her şey çok doğal. Aksiyon yok ama sıkılmak da yok, çok güzel bir film.<br /></span></li></ul></div></div>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com14tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-46331692495500722872010-03-24T06:08:00.001-07:002010-03-25T19:09:10.917-07:00Sana geçende bir tepeden baktım aziz Erdenet...<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhM_-Hdg8dcq2ok7cgMtUgfLusQa8mmik8peYKzGuLoIkWl46MNHOlm0Wtpsa0XzpLR9gZ9ZSC2wIqbfcvzaCTmtRj08Fc35pI0hoKCA46Q6rEHKtfqMiOufG4rxhzubTA7aP0MrsmMXvc/s1600/DSC03981.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhM_-Hdg8dcq2ok7cgMtUgfLusQa8mmik8peYKzGuLoIkWl46MNHOlm0Wtpsa0XzpLR9gZ9ZSC2wIqbfcvzaCTmtRj08Fc35pI0hoKCA46Q6rEHKtfqMiOufG4rxhzubTA7aP0MrsmMXvc/s320/DSC03981.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5452187530144466274" border="0" /></a><br /></div><div style="text-align: center;"><br /><div style="text-align: left;">Moğolistan uçsuz bucaksız bir ülke. Outdoor sever arkadaşlara nefis fırsatlar sunuyor. Ama "konforumdan taviz vermem, hijyen hayat düsturumdur" diyenlerin işi zor. Bizim gibi konforda, hijyende ılımlı ama miskinlikte sınır tanımayan bünyeler ise ancak önlerine her şeyi ayarlanmış, sefa içinde yuvarlanan geziler sunulursa harekete geçiyor :)).<br /><div style="text-align: center;"><br /><div style="text-align: left;">Ocak ayında Moğolistan Dışişleri ve Ticaret Bakanlığı, ülkedeki yabancı misyonlar için Erdenet' e bir gezi düzenledi. Allah razı olsun, sayelerinde Trans- Sibirya trenine kısa bir merhaba demiş ve Erdenet'i görmüş olduk.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgB42qKk9-jmTYKDKQNiWzLbisR0gCqIlsiJuL5VoPSm2vzk02hHWlL7slnYrOYEELGESilCbDXpRLe_4yzgSSyeR4S6XvBeMQpLgQzbxISm_rYQ19hVCXG63yK7gytNm9ootpAVCF_YDw/s1600/DSC03986.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgB42qKk9-jmTYKDKQNiWzLbisR0gCqIlsiJuL5VoPSm2vzk02hHWlL7slnYrOYEELGESilCbDXpRLe_4yzgSSyeR4S6XvBeMQpLgQzbxISm_rYQ19hVCXG63yK7gytNm9ootpAVCF_YDw/s320/DSC03986.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5452201569214084722" border="0" /></a></div><br />Erdenet Wikipedia' ya göre Moğolistan' ın ikinci büyük şehri, ben üçüncü diye öğrendim ya neyse. Orhon bölgesinin başkenti. Nüfusu 100 bin vardır yoktur. Dünyanın en büyük açık bakır madenlerinden biri burada (açık maden ne demek, hiçbir fikrim yok). Şehir bakır madeni şerefine 1975' te kurulmuş. Bu nedenle aslında maden şehrin değil de, şehir madenin denebilir.<br /></div><div style="text-align: left;"><br />Şehrin neredeyse simgesi yukarıdaki Moğol- Rus dostluk anıtı. Girişte anıtı gördükten sonra Moğol rehberimiz "Sizin ülkelerinizde bu küçüklükte bir yer ancak kasabadır herhalde" deyip gülmüştü. Valla bir yerde nüfusa değil olanaklara bakmak lazımmış, komünizm nüfus ve şehir hayatı üzerine iyi nüfuz etmiş burada.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhkr7NtxuGokD0VvSGKj-W3aDwSaOAiBupVorsYZQc5SrmnzLEfyP9nXmOlEJyyOWF4Kyv0A8XWDE9ZSAoWXy0hWnb-uIvcsBM3nQMWBX3MvbaizFHq-SWQ0QdnZnnKnzCNs2y_oUIwHsI/s1600/members+virtualtourist+com.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhkr7NtxuGokD0VvSGKj-W3aDwSaOAiBupVorsYZQc5SrmnzLEfyP9nXmOlEJyyOWF4Kyv0A8XWDE9ZSAoWXy0hWnb-uIvcsBM3nQMWBX3MvbaizFHq-SWQ0QdnZnnKnzCNs2y_oUIwHsI/s320/members+virtualtourist+com.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5452589685165934114" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(members.virtualtourist.com)</span><br /></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhet77XtgA5v_iJOBLZgGE4jOyGqVDI0ecf4GfSkjuOFYY6yTO1rOrlbytEGWkgSdWSYCV8tJZhjyA1Pg5y0UL6cMQqvP4AcD9m77UP2ECoRNUdppDshemBJjGWTwwoMx6mbAy_qWNvVqs/s1600/DSC04049.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhet77XtgA5v_iJOBLZgGE4jOyGqVDI0ecf4GfSkjuOFYY6yTO1rOrlbytEGWkgSdWSYCV8tJZhjyA1Pg5y0UL6cMQqvP4AcD9m77UP2ECoRNUdppDshemBJjGWTwwoMx6mbAy_qWNvVqs/s320/DSC04049.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5452187554221876034" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Şehre girdikten sonra Sovyet yapımı bir yerde olduğunuzu iyice anlıyorsunuz. Burası Sovyetler için epey önemli bir yermiş, madenin yeri haritalarda özellikle yanlış gösterilirmiş. Maden işletmesinin önemli oranda hissesi hala Rusya' nın. Bu blokların duvarlarından Lenin ve Marx selam ediyor size :).<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeOapMeH3-Gj2cpU1kLQgVxzlHTL4NXFDEGi52izys1kQozCbLdYBQLA3xyj498tRpsRFgzY9rLt7LVypxIqJUbOA4cELbtK7Eb1abs3pdDTowD1XrUf7iGMCcHOCFAJxJjmcm8WjSdWA/s1600/orkhon+num+edu+mn.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeOapMeH3-Gj2cpU1kLQgVxzlHTL4NXFDEGi52izys1kQozCbLdYBQLA3xyj498tRpsRFgzY9rLt7LVypxIqJUbOA4cELbtK7Eb1abs3pdDTowD1XrUf7iGMCcHOCFAJxJjmcm8WjSdWA/s320/orkhon+num+edu+mn.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5452187088263432242" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(orkhon.num.edu.mn)</span><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiy1ee0xUpcsEvAnmZHstii6cZk8cVXGGdulJ14uIn_Yo3c6OTtIv-PKQr2l9lYirgw6HRpyKVObhekLFv9tt21pHqZXJPGridf33Dpv047_oScPsM-iGqXg8c6ng6uRkftPxnyV-4mXww/s1600/img+banjig+net.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiy1ee0xUpcsEvAnmZHstii6cZk8cVXGGdulJ14uIn_Yo3c6OTtIv-PKQr2l9lYirgw6HRpyKVObhekLFv9tt21pHqZXJPGridf33Dpv047_oScPsM-iGqXg8c6ng6uRkftPxnyV-4mXww/s320/img+banjig+net.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5452187085652711106" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(www.banjig.net)</span><br /></div></div></div></div></div><br />Şehirde karşılıklı büyük birer spor ve kültür sarayı var. Erdenet' in spor sarayı pek meşhur. Bu iki bina arasında bir meydan, meydan çevresinde az sayıda bina ve sokaklar var, gerisi ger mahallesi. Ama nedir, aman da şehir küçük, nüfusu azıcık dememişler, dev gibi spor ve kültür binalarını dikivermişler...<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdRGH8d1o0ZWlJYR1vJDtUPSCyON0bgqaqzbK8DuWNvLjllhCmcYXiJAl9Y_nOl6qXDBmlIebyUm2qC0mBDWTIdT6Nyu64_vwfMYnetxCGleJyra5KPPOiPEow3IagcBn8wSsBGvANtGE/s1600/panoramio+com+juan+carlos+morla.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 214px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdRGH8d1o0ZWlJYR1vJDtUPSCyON0bgqaqzbK8DuWNvLjllhCmcYXiJAl9Y_nOl6qXDBmlIebyUm2qC0mBDWTIdT6Nyu64_vwfMYnetxCGleJyra5KPPOiPEow3IagcBn8wSsBGvANtGE/s320/panoramio+com+juan+carlos+morla.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5452187102809231794" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(panoramio.com)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Şehirde her yerde Erdenet Bakır' ın logosu CE var. Her yeri, her şeyi maden işletmesi yaptırmış. Dedim ya, şehir madene ait. Sovyetler zamanında her yer Rus' muş, şimdi bin kişi kadar kalmış. Yabancı sayısı azalsa da etkisi hala çok bariz. Sadece nüfusun azlığından olduğunu sanmam, şehirde daha düzenli, oturaklı bir hava var. Erdenet, Moğolistan' ın eğitim ve sosyal seviyesi en yüksek şehriymiş (Ulan Bator' u bilemem). Devlet Başkanı Elbegdorj liseyi burada okumuş. Moğolistan' dan Avrupa' ya en çok öğrenci buradan gidiyormuş.<br /><br />Bakır madeni deyip duruyorum ama Erdenet halısıyla da meşhur. Moğolistan' ın en büyük halı fabrikası burada. Biz fabrikayı göremedik ama Ulan Bator' da Erdenet halıları sıra sıra...<br /><br />Şehir yazın yukarıdaki gibi oluyor herhalde, biz gördüğümüzde aşağıdaki gibiydi.<br /></div><br /></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5vsRVnCL2zkybGSB-yeYoJgX3K8d2lDh3sIj2yE8jomX_Zupyr9po1QCTi5EsN4lEzuiGnxzjL1JIb0XBZc9FHp6R5HmYRT18OQfzIwNgnWxgcRBmb8OAHA2_19DJnVTiV1d6H15l808/s1600/fl+harunire.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5vsRVnCL2zkybGSB-yeYoJgX3K8d2lDh3sIj2yE8jomX_Zupyr9po1QCTi5EsN4lEzuiGnxzjL1JIb0XBZc9FHp6R5HmYRT18OQfzIwNgnWxgcRBmb8OAHA2_19DJnVTiV1d6H15l808/s320/fl+harunire.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5452187081506651826" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(flickr.com- Harunire)</span><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXpQr8Wi-N_knfqAeWDEEvhUcG65uXcrvqQV0lYmgwAJPoTmKb_ZsdOIi5AcpXfKbOTRSK50UDPNTmHTK2yW7bTanmTG7RC4jNg-9pdtQfY5sYPMYC4S6HsFyFmWcz5dWt6oDU8r9E6pQ/s1600/DSC04020.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXpQr8Wi-N_knfqAeWDEEvhUcG65uXcrvqQV0lYmgwAJPoTmKb_ZsdOIi5AcpXfKbOTRSK50UDPNTmHTK2yW7bTanmTG7RC4jNg-9pdtQfY5sYPMYC4S6HsFyFmWcz5dWt6oDU8r9E6pQ/s320/DSC04020.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5452187537564105522" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><br />Gezinin amacına gelirsem, buyrun yukarıda bakır madeni. Haftada bir kere yapılan büyük patlamayı da gördük hamdolsun.<br /></div></div></div></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgelkrF3KApc2FvtS3Gph9MacPecrhJMxSjGZIwWIuRBizJ4bt-LwnYkKICsP4skhhYBbQLPqAFUCGxChdkLhVXCrnYMREEIUKXFTkcKL2Bis98hDTo4LFCiX0gIk3_XOAYKFL2lTDOUQ/s1600/DSC04042.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgelkrF3KApc2FvtS3Gph9MacPecrhJMxSjGZIwWIuRBizJ4bt-LwnYkKICsP4skhhYBbQLPqAFUCGxChdkLhVXCrnYMREEIUKXFTkcKL2Bis98hDTo4LFCiX0gIk3_XOAYKFL2lTDOUQ/s320/DSC04042.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5452187546962090706" border="0" /></a><br /></div><br />Yukarıda da fabrika içinde bilgi verilen ecnebiler. Gezerken bir tuhaf oldum, Allah sizi inandırsın, çelik sektörüne bulaşmış biri olarak gezip tozduğum haddehaneler burnumda tüttü, bir çelik sac rulosu göresim, yükleme paletleri arasında sekesim geldi... Yaşasın üretim sektörü!<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiP2da2q_r-ZQzX_Jq1C_aSeNaHD8qgsTqoX-58rZnYhxwUi54MYvFFxFZVM4SJJqTzQusymNpMopIenha9tNlGqWA2ca550vwMu4sIeX22IBnmaUEBEseOLVl09CioZ6-iDmP9818BpZQ/s1600/DSC04133.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiP2da2q_r-ZQzX_Jq1C_aSeNaHD8qgsTqoX-58rZnYhxwUi54MYvFFxFZVM4SJJqTzQusymNpMopIenha9tNlGqWA2ca550vwMu4sIeX22IBnmaUEBEseOLVl09CioZ6-iDmP9818BpZQ/s320/DSC04133.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5452187564612826818" border="0" /></a><br /></div><br />Unutmadan, Trans- Sibirya demişken, çok çok ufak bir kısmını gitmiş olduk. Ulan Bator- Erdenet arası yaklaşık 400 km. Trenle 11 saat sürüyor. Gece gittiğimizden hiçbir şey göremedik. Olsun, yine de güzeldi. Sağda solda kömür çuvalları görmek, restoran bölümüne ulaşmak için eksi x derecede vagon bağlantılarından geçmek, en önemlisi uçakta, otobüstekinin aksine, sıkış tepiş olmadan uyuyarak yolculuk yapmak güzeldi. Fantastik manto ve kalpaklı Moğol görevlilerle fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmedik. İstanbul' da gezdirdiğim, yoldaki polisle bile fotoğraf çektiren Koreliler' den kaptım herhalde :).<br /><br />Ne güzel tren, süper spor salonu derken benim gidişatım fena, otuz yaşımdan sonra Lenin' in ruhunu çağırmaya mı başlayacağım nedir...:))<br /><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: Toprağa basıp vücuttaki elektriği atmak. Kat kat giyiniyoruz, ayaklarda kapkalın botlar, ondan sonra dokundun çıt, tokalaştın çat, sarıldın çatır, öpüştün çutur... Tepeden tırnağa elektrik yüklüyüz, ne basacak toprak (her yer hala buz) ne de yalınayak kalacak hava var.</span><br /></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: Hotel Babylon. Londra' da beş yıldızlı bir otelde geçen İngiliz işi komedi dizisi mi desem, ne desem... Otelde dönen dolaplar, müşteri ilişkileri, büyüklü küçüklü sırlar... Rabbim İngiliz yapımcı, yönetmen, senarist, müzisyen, bilumum sanat sepet kişisini korusun, God save the Queen, ne diyeyim :)</span></li></ul>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-57843774913925689942010-03-14T23:34:00.000-07:002010-03-15T05:20:09.820-07:00Pro-aging, bol toksin Moğol mutfağı<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaNTttitl5t9yWVd8GlS_Nb_74_hhusPT4_n2iRrJ7ASFtzKSzXrOSC5rRzAWSAvkEHaGD8CpThyphenhyphen_HpORn-THCtoitYWB0Th5GZPXFe8vh1sfzYo7Y0IUGwfUuyo8vvaOZQiAhTCnDyyI/s1600-h/fl+ravikjolly2.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaNTttitl5t9yWVd8GlS_Nb_74_hhusPT4_n2iRrJ7ASFtzKSzXrOSC5rRzAWSAvkEHaGD8CpThyphenhyphen_HpORn-THCtoitYWB0Th5GZPXFe8vh1sfzYo7Y0IUGwfUuyo8vvaOZQiAhTCnDyyI/s320/fl+ravikjolly2.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5448746206918269346" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(flickr.com- Ravikjolly)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Nerede okuduğumu hatırlamıyorum, bir seyahat yazısında "Ulan Bator, pek de damak zevki için seyahat edilecek bir güzergah sayılmaz" yazıyordu. Bu şehirde dünya mutfakları iyi kötü var, bolca Kore, az sayılmayacak İtalyan, Hint derken durum fena değil. Ama halis muhlis Moğol mutfağına gelince durum biraz değişiyor, restoran dolu ama Moğol yemekleri hakkında zevkler ve renkler bahanesine sığınmakta fayda var.<br /><br />Buraya geldik geleli memleketteki eş dost "Aaa biz de geçende Moğol restoranına gittik, pek güzeldi" diyor. Doğrudur, yediğiniz şey güzeldir, biz de burada yiyoruz Mongolian BBQ' da. Ama gafletten uyanalım ki o yenen şey Moğol yemeği değil. Amerikan sermayesinin Mc Donalds' tan daha lezzetli ve renkli bir girişimi, hepsi bu. O salatalarla karıştırılıp sacda kızartılan minik minik etleri yurdum Moğol' una göstersen, en iyi ihtimalle omuz silker. Zira burası Moğolistan, kendi deyimleriyle "eti insanın, otu ise hayvanın yediği" bir memleket.<br /></div><br /><div style="text-align: left;">Otantik Moğol yemeklerine geçeyim artık. Yukarıdaki fotoda en meşhur Moğol yemekleri, <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Buuz">buuz</a> ve <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Khuushuur">huşuur</a> arz-ı endam etmekte. Sağdaki mantı irisi buuz, soldaki çiğ börek kisvesindeki ise huşuur. Arkada da olmazsa olmaz lahana ve havuç salatası, içinde illa ki kuru soğan da vardır. Burada yetişen üç-beş bitkiden bir tek patates ve bazı bazı domates dışarıda kalmış :)). Bu hamur işlerinin böyle "aman da mantı benzeri, oy ne güzel börek gibi" durduklarına aldanmamak lazım. İçlerinde en yağlısından et parçaları, hamurlarında şişe şişe yağ var, aman diyim :)).<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjaby2qBQCX1gdSTsCWemePVgRRuph_HJc5AALkqj3zc0UTEzouNLSN7ZwYXo-3wpRbvpC4PcN_flV9bbXhgs8n8IYyfX3XySUGfcnIYwZjg7Jwwpx_jmT8K50zZ2IRiBEzie_vtARP0PE/s1600-h/fl+ravikjolly1.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjaby2qBQCX1gdSTsCWemePVgRRuph_HJc5AALkqj3zc0UTEzouNLSN7ZwYXo-3wpRbvpC4PcN_flV9bbXhgs8n8IYyfX3XySUGfcnIYwZjg7Jwwpx_jmT8K50zZ2IRiBEzie_vtARP0PE/s320/fl+ravikjolly1.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5448746211368693746" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(Flickr.com- Ravikjolly)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Hamur kısmını kısa kesip Moğol mutfağının en hayati kısmı olan ete gelmekte fayda var. Et burada Adana' daki marul gibi, nane, maydanoz gibi bir şey. Memleketimin canım semt pazarlarında yığın yığın satılıp, salkım saçak alınan (ama burada hasret kaldığımız) zerzevatla format aynı. Burada limon ve marul etten daha pahalı resmen, maydanozdu naneydi desen zaten yok, oy oy...<br /><br />Et bu kadar mebzul olunca (burada adam başı kabaca on hayvan düşüyor) hijyendi, standarttı gibi kavramlar da uzak oluyor. Buyrun yukarıda à la Moğol bir et taşımacılığı örneği :). Bu sadece ufak bir örnek, yolda kova kova götürüleni de var. Bir arkadaş pazarda paslı el arabasıyla taşınan etleri görünce yarı vejetaryen bir hayata merhaba dedi :). Biz güney cephesi olarak kısmen direniyoruz, iyi restoranlarda et yemeyi ve tek bir kasaptan (Alman girişimi :) et almayı tercih ediyoruz.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisx4E3GMw-csRAn7BIfTKbmpilgI03DnzDwQ323RM4bhDrxioTl9syXmupTgjzn3ueEZFXz6yxRZTxqtH8D7zr7W3RiyDILKttdxpU_Wiog_G2UiXsNIJvUvU-DySLO_VYKgtwQ0jUBnE/s1600-h/DSC03009.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisx4E3GMw-csRAn7BIfTKbmpilgI03DnzDwQ323RM4bhDrxioTl9syXmupTgjzn3ueEZFXz6yxRZTxqtH8D7zr7W3RiyDILKttdxpU_Wiog_G2UiXsNIJvUvU-DySLO_VYKgtwQ0jUBnE/s320/DSC03009.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5448746235526727378" border="0" /></a><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimyo7TyV18abvzQfJX4pTxHDKpqw3y0uVg3m4afN1U6Oeuxk8q5rcD_-q-iSztph6g9_xFjd1u_TntgtnqRcKGWUjEBpu1XV4bCvqIt18KQfmZazbJXbnmRPCVlyKC0RqrjcXs2kkiwRg/s1600-h/DSC03008.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimyo7TyV18abvzQfJX4pTxHDKpqw3y0uVg3m4afN1U6Oeuxk8q5rcD_-q-iSztph6g9_xFjd1u_TntgtnqRcKGWUjEBpu1XV4bCvqIt18KQfmZazbJXbnmRPCVlyKC0RqrjcXs2kkiwRg/s320/DSC03008.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5448746227748052802" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Bu görüntüler de Mercury adlı kapalı pazardan. Marketlerde bulamadığımız yiyecekler için gittiğimiz, burada yaşayan yabancıların fink attığı mekanın et bölümünden. Yığın yığın etler sıra sıra ayrılmış, koyundu, danaydı, domuzdu diye... Satıcıların çoğu, enteresan şekilde kadın. Fonda koyun bacakları, domuz kafaları varken ortam bir yandan makyajını tazeleyen bir yandan da satırla et doğrayan kadın satıcı dolu. Hepsi fönlü, makyajlı... Komünist sistemin kadınları ayrı bir dünya mirim...<br /></div><br /></div></div></div></div><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWoju5AnPfHw-TfSOEQIgd6HMevuzHZqIFDJaEThYedv3nEUKzpv5g9jTeZAsXraCeQi6KX9l9azYLW0OlWp8BulysYvxhJa_ZAlu4Sz-IAs-wfnVAMxpwzjLwd0zjNC_H7mRYljNs1Zk/s1600-h/800px-Boodog_made_from_a_marmot.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWoju5AnPfHw-TfSOEQIgd6HMevuzHZqIFDJaEThYedv3nEUKzpv5g9jTeZAsXraCeQi6KX9l9azYLW0OlWp8BulysYvxhJa_ZAlu4Sz-IAs-wfnVAMxpwzjLwd0zjNC_H7mRYljNs1Zk/s320/800px-Boodog_made_from_a_marmot.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5448747569909288690" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(wikipedia.org)</span><br /></div><br />Şimdi gelelim Moğol mutfağının bazı nadide örneklerine. Yukarıda görülen bir <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Marmot">marmot</a>un (bir tür çöl faresi denebilir) "boodog" usülünce pişirilmiş hali. Hayvanı kesip içine kızgın taşlar konuyor, geri dikiliyor, hayvan hem içten hem dıştan pişirilerek servis ediliyor. Keçi, domuz gibi başka hayvanlarla da yapılan bu yöntem, genelde özel davetler için kullanılıyor.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgy1sqG4gzkXMRgZhj-loG7MRNX8l9gGv74hRt-3J2Yxo5XZm6DsjcPscRelMOzW3VIGvNK5yXimatLfouyqdSw2sE4ogiRrcbjzM3B_lYSmo8SZd3z9DYhS8_3pjuN1zJtnmCUnD1VEAc/s1600-h/800px-Khorkhog_7.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 180px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgy1sqG4gzkXMRgZhj-loG7MRNX8l9gGv74hRt-3J2Yxo5XZm6DsjcPscRelMOzW3VIGvNK5yXimatLfouyqdSw2sE4ogiRrcbjzM3B_lYSmo8SZd3z9DYhS8_3pjuN1zJtnmCUnD1VEAc/s320/800px-Khorkhog_7.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5448763239564703154" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(wikipedia.org)</span><br /></div><br />Bu da khorkhog. Mantık aynı, sadece sebze eklenmiş. Önce taşlar kızgın hale getiriliyor, taşlar iyice kızınca doğranmış et ve patatesle soğan tencereye diziliyor, ateşin üstüne konuyor, pişiyor pişiyor khorkhog oluyor.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiP_f3ey6I3889M0SxC2yDh88oBK-E0iqQuaDA5ZjhcMiMWylMbvw1bSDT_-oowwIUTwCaqWy2gl_CAJNkLgntihXmAfrPiGLX89v0rEl_Bg-XIVw0qO1Zu_Z899Y2CtnxUNACWb4pkZxw/s1600-h/800px-MongolianStew01.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiP_f3ey6I3889M0SxC2yDh88oBK-E0iqQuaDA5ZjhcMiMWylMbvw1bSDT_-oowwIUTwCaqWy2gl_CAJNkLgntihXmAfrPiGLX89v0rEl_Bg-XIVw0qO1Zu_Z899Y2CtnxUNACWb4pkZxw/s320/800px-MongolianStew01.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5448747579183610674" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(wikipedia.org)</span><br /><div style="text-align: left;">Buna da Moğol işi et haşlama denebilir.<br /><br />Moğolistan' da hayvanın çok az kısmı atılıyor, etinden sütünden tam anlamıyla faydalanılıyor. Hayvanın kanını da atmadıklarını, çorbaya karıştırdıklarını duydum ama ayrıntısını bilemem.<br /><br />Sözün özü, Moğolistan pek "oh la la, sağlıklı mutfak, detoks tabak" memleketi değil. Hatta şehirde tereyağlı içildiğini görüp şaşakaldığımız çay, kırsalda yağlı ve etli çay halini alabiliyor. Beslenme çokça et ve kısmen hamur işi üstüne kurulu. İlginç olan, bu kadar hayvansal gıdaya rağmen kolesterol problemi korkulacak ölçüde değilmiş. Ancak kalp sorunları ciddi orandaymış. Moğollar da artık eti azaltıp sebzeyi çoğaltma trendine girmişler. Mehmet Öz ve Osman Müftüoğlu buraya da nüfuz etmiş anlaşılan :)).<br /><br />Moğolistan' da yemek işleri aşağı yukarı böyle. Ama Türkiye' nin kebap başkentinden gelen biri olarak et ağırlıklı Moğol mutfağı bana pek de hitap etmiyor. Fark ettim ki <a href="http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=avcarlamak">avcarlanmayan</a>, baharata bulanmayan, mümkünse kızarıp da cızır cızır yağı damlamayan et bana pek bir şey ifade etmiyor... Adanalı' yı altın mutfağa sokmuşlar, "ah Kazancılar!" demiş hesabı...<br /><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: Nem. Havada gram nem yok. Nemi ölçen aletlerin göstergeci sıfıra yakın duruyor. Kaloriferler de yanıyor mu cayır cayır... Kuruduk kaldık genç yaşımızda, işin yoksa habire oranı buranı kremle, burnunu temizle dur... Yol yol kuruyan kolumuza bacağımıza krem dayanmıyor valla...<br /></span></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: Elegy. Yine Ben Kingsley dedik, iyi halt ettik. Amcanın kredi kartı borcu mu birikti nedir, ne oynamış bu filmlerde... </span><span style="font-size:85%;">Kadın güzelliğine fazlaca zaafı olan, yaşlı başlı </span><span style="font-size:85%;">sanat sepet profesörü rolünde Ben Kingsley, fena aşka düştüğü çıtır öğrencisi ise kariyerinde en güzel göründüğü filmde oynayan Penelope Cruz. Film Penelope Cruz' un orasına burasına güzelleme olmaktan öteye gidemiyor.<br /></span></li></ul></div></div>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-64340225519969597532010-02-28T07:35:00.000-08:002010-03-23T08:34:11.637-07:00Del Moğol' dur Moğol kalacak!<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWaSzFlDtXtP_4EJVYFSTSzi1wplBBP1laMnGdgL5nnrT8aoIZKnHuDBadjDmN_CDcOLTcO9SDWWZwk-Wr7End0yYpz3Az9idOPmv9jbzFd8iuBJRhBAq2WNKwBTWysqjcuyjczFQGslI/s1600-h/allposters+com+galea.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWaSzFlDtXtP_4EJVYFSTSzi1wplBBP1laMnGdgL5nnrT8aoIZKnHuDBadjDmN_CDcOLTcO9SDWWZwk-Wr7End0yYpz3Az9idOPmv9jbzFd8iuBJRhBAq2WNKwBTWysqjcuyjczFQGslI/s320/allposters+com+galea.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5443321392248348498" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(allposters.com- Jerry Galea)</span><br /><div style="text-align: left;"><br /></div><div style="text-align: left;">Geçen pazartesi burada "<a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Deel_%28clothing%29">Del</a> Günü" idi. Büyüklü küçüklü Moğollar, en güzel del' lerini giyip, caddelerde gezindiler. Günün en güzel tarafı, del giydirilmiş, sevimli tombiş Moğol çocuklardı. Fotoğraf makinemi almadan dışarı çıkma gafletini gösterdiğim için internetten göçebe ( ve de çok güzel) bir Moğol çocuğun fotoğrafını sunmak durumundayım.<br /><br /></div></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj01gHA9JpXtBZlfeSbYLWrmpFsOR5MoWHkUcFOi0JMjpv9bHrpJ2IAZ2GxCD3HUXT_y7o3DC9ttDAh46HgFj7BgCmAsLrJ_XSGs_kJZqEQ5v1G6W7pIPW9mwW_GAEdF3gOz9zjklaRLzo/s1600-h/DSC02951.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj01gHA9JpXtBZlfeSbYLWrmpFsOR5MoWHkUcFOi0JMjpv9bHrpJ2IAZ2GxCD3HUXT_y7o3DC9ttDAh46HgFj7BgCmAsLrJ_XSGs_kJZqEQ5v1G6W7pIPW9mwW_GAEdF3gOz9zjklaRLzo/s320/DSC02951.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5443319212185347858" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Yazıya başlarken Tonyukuk Yazıtı' nın karizmatik bekçisi, sadece bir gün değil her gün del insanı Chuluun' un fotoğrafını da sunmak elzem :)).<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwICH4BQLWk-F8CrjWFvZXx2jEA5x4qR_ItzH2vS_JRVTXioULShMQrKew_zkhGSRHJzmOBrxZhO_S3EdAEf-oXPHTY2R7hLvlxkoaUZTGQlVZ3NjncHkDQSQwV7V1trIRIRVX4dGHoBc/s1600-h/fl+noelus+bolus.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwICH4BQLWk-F8CrjWFvZXx2jEA5x4qR_ItzH2vS_JRVTXioULShMQrKew_zkhGSRHJzmOBrxZhO_S3EdAEf-oXPHTY2R7hLvlxkoaUZTGQlVZ3NjncHkDQSQwV7V1trIRIRVX4dGHoBc/s320/fl+noelus+bolus.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5443319195252364418" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(flickr.com- Noelus Bolus)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Efendim bu yılki Del Günü aynı zamanda biraz siyasiydi. Yeni yılın (Moğol yeni yılı elbet) 8. günü zaten del günü imiş. Ama bu yıl durum farklıydı, şöyle ki, Çin özbeöz Moğol çalgısı <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Morin_khuur">morin huur</a>' u UNESCO nezdinde mi ne, kendi kültürüne tescilletmiş. Aynen bizim baklava, kahve vs. ye elalemin sahip çıkması gibi. Bununla da kalmamış, del' i de tescil ettireceği yönünde bir kuşku uyandırmış. Bu durumda del günü burada epey büyük bir katılımla geçirildi. Hatta parlamentonun önünde ufak çapta bir gösteri yapıldı.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcsONdf2J26V4ToerZIEy9F0QKTCDH6Mtt8kV76iicwjbCZznGPl3juPUGRu2pJUKbD1Gf0e-haz_1JcuTuNG1zS5J2_HxNDsR_U8lLWSIoyWttGqBbjDh8RqTqSm2yaQ0EZdQ76tX6Do/s1600-h/fl+akilea1.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcsONdf2J26V4ToerZIEy9F0QKTCDH6Mtt8kV76iicwjbCZznGPl3juPUGRu2pJUKbD1Gf0e-haz_1JcuTuNG1zS5J2_HxNDsR_U8lLWSIoyWttGqBbjDh8RqTqSm2yaQ0EZdQ76tX6Do/s320/fl+akilea1.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5443319191388682130" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(flickr.com- Akilea)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Herkes en güzel, en parlak renkli del' lerini giymişti. Şehirde her yer hala buz ve boz iken, del renkleri hakikaten göz okşayan bir görüntü yarattı. İnsanların kültürlerine bu kadar sahip çıktıklarını görmek pek güzel.<br /></div><div style="text-align: left;"><br /></div></div></div></div></div></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHJKwoT05UFQ0ZfSv3ya5FGws-9-3yBue3c7y7SLyhTQBep8Mjfs7d1-Llbj6TVTlo-f2xcrRF2UPbbi_RAu2Hkw6DvpWNV1ZTq_LEdwXo5x5yx7P3hwLYb7ooTPt2htQC8iY4G4-X24c/s1600-h/DSC02684.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHJKwoT05UFQ0ZfSv3ya5FGws-9-3yBue3c7y7SLyhTQBep8Mjfs7d1-Llbj6TVTlo-f2xcrRF2UPbbi_RAu2Hkw6DvpWNV1ZTq_LEdwXo5x5yx7P3hwLYb7ooTPt2htQC8iY4G4-X24c/s320/DSC02684.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5443319642930657602" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Gerçi del zaten halihazırda giyilen bir şey, öyle bir günlük değil. Daha çok yaşlılar tercih etse de şehir del giyenlerce şenlendiriliyor.<br /><br />Bu enteresan bir giysi, erkek ve kadın modelleri arasında pek fark yok. Kadınlar bellerine renkli kuşak ya da ince kemer bağlarken erkekler genelde kalın, büyük tokalı, gösterişli kemerleri tercih ediyor. Sadece renkli kumaş bağlayanlar da var tabi. Kadın- erkek ortak payda, kuşakların parlak, canlı renklerden olması. Yazlık ve kışlık modeller de aynı, sadece kumaş türü fark ediyor. Günlük hayatta giyilen pamuklusundan özel günlerde giyilen ipekli çeşitlere kadar farklı kumaşlardan del diktirmek mümkün. Aynı zamanda çok fonksiyonlu bir giysi, yorgan olup soğuktan korumadan göğse votka şişesi ya da <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Snuff_bottle">snuff bottle</a> yerleştirmeye kadar pek çok kolaylık sağlıyor.<br /><br /></div></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqI1vouifYqvqbf2E1wiZDLrAb6Mm_m9dV9rm6LMkx84wKgFrbv9WGr_mbiHv1elftWOdI92turAKBmDSk1ODuF-6T5_z1dDx-K587Lp35qhUqi81Q1sCLrGkGufHfhIlcEvuKXQZdkzg/s1600-h/DSC02714.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqI1vouifYqvqbf2E1wiZDLrAb6Mm_m9dV9rm6LMkx84wKgFrbv9WGr_mbiHv1elftWOdI92turAKBmDSk1ODuF-6T5_z1dDx-K587Lp35qhUqi81Q1sCLrGkGufHfhIlcEvuKXQZdkzg/s320/DSC02714.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5443319658502870562" border="0" /></a><br /><br /></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjANFP1r8cdMz913DyT6nyCNgRFck3YzC_jk28x92emxE5deqZ2b75TtawLtyxtwlj24I-TnEscHm3xynTPYGObNgyoZ5g8moZqlgeVhai0ndQAgdjkXxEjqu_k_iDWRoLP_iuRWD8EkG4/s1600-h/DSC02745.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjANFP1r8cdMz913DyT6nyCNgRFck3YzC_jk28x92emxE5deqZ2b75TtawLtyxtwlj24I-TnEscHm3xynTPYGObNgyoZ5g8moZqlgeVhai0ndQAgdjkXxEjqu_k_iDWRoLP_iuRWD8EkG4/s320/DSC02745.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5443319202665758434" border="0" /></a></div><br />Bir ayrıntı da del modellerinin, Moğol boyları arasında ufak farklar göstermesi. Bunu ayırt edecek durumda değilim ama okuduğum kadarıyla Khalkh, Buryat vs. Moğol boylarının giydiği del' lerin desenleri, dikişleri vs. az biraz farklıymış.<br /><br />Rahat ve fonksiyonel bir giysi. Her şeyden önce Moğol bir giysi. Hatta Cengiz Han' ın bir sözünde de yer bulmuş. Bir liderin vizyonunun yaşlıların öğretilerinden uzaklaşmaması, liderin boş zevkler ya da sonuç vaat etmeyen yenilikler peşinde koşmaması için Han' ın şöyle bir sözü var: "Eski del vücuda daha iyi uyar ve daima daha rahattır, arazi hayatının zorluklarına dayanır. Oysa yeni ya da denenmemiş del kolayca yırtılır".<br /><br />Çin' in halihazırda bir dünya kendine özgü kültürel öğesi var. Gitsin onlarla uğraşsın yahu, del ve morin huur' u da Moğollar' a bıraksın, kendisini kınıyorum buradan :)). Baklava Türk' tür, kebap Adanalı' dır, del Moğol' dur, budur!<br /><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: Taze maydanoz, nane, roka, fesleğen... Evde saksıda yetiştirmeye çalışıyorum ama fırtına, kasırgalar sağolsun, pencereleri açıp önündeki saksıları devirip bitkileri malamat ediyor. Yeşilliğin market işi kurusu da bir şeye benzemiyor.<br /></span></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: Transsiberian. Valla ben anlamadım. Bir filmde hem Ben Kingsley hem Woody Harrelson olur, görüntü yönetmeni nefis çalışır, hadise dünyanın en egzantrik güzergahlarından birinde geçer ama aynı zamanda o film nasıl bu kadar kötü olur... Öncelikle Transsibirya demiryolundan Moğolistan' ı çıkarıvermişler, hangi akla hizmetse, otur sıfır! Dininde diyanetinde Woody Abi ile vaktiyle yemediği halt kalmamış karısı, Pekin' den Moskova' ya trenle yola çıkar. Yolda kriminal kılıklı bir çiftle takılırlar. Çiftin hali tavrı "ben eroin kuryeliği yapıyorum" diye bağırmaktadır. Peşlerinde Rus dedektif Ben Kingsley, tren ilerler filan. Amaaan, senaristi ve yönetmeni Sibirya soğuğunda tutmalı ki akılları başlarına gelsin. </span></li></ul>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-59050720350868533972010-02-17T04:03:00.000-08:002010-02-17T22:54:35.897-08:00Moğolistan' da ay beyaz, yıl kaplan<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPMi5sF5xfRqJWdvGBeO6Z1U8L6zcSPnhkM2TG2vdiDegDAQknMl2pjsI9FYxdzOKhts026VQ9zq5gGCwMABZ7XPUTWM61agvL_efsN5vXfegQz-d0iyBwea0yJ2yBijBER3F4kbdln0Y/s1600-h/danzanravjaa+typepad+com.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 308px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPMi5sF5xfRqJWdvGBeO6Z1U8L6zcSPnhkM2TG2vdiDegDAQknMl2pjsI9FYxdzOKhts026VQ9zq5gGCwMABZ7XPUTWM61agvL_efsN5vXfegQz-d0iyBwea0yJ2yBijBER3F4kbdln0Y/s320/danzanravjaa+typepad+com.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5439182102623587650" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(danzanravjaa.typepad.com)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Şubat, Budist aleminde yılbaşı ayı. Moğolistan' da ay takvimine göre geleneksel yeni yıl, "tsagaan sar- beyaz ay" adıyla kutlanıyor. Her zaman Çin yeni yılıyla aynı güne denk düşmese de şubat içinde vuku bulan bir kutlama. Asya da uzağıyla, doğusuyla, güneyiyle geçen hafta sonu kaplan yılına girdi.<br /><br />Moğollar kış mevsimini dokuz günlük dokuz bölüme ayırıyor. Tsagaan Sar' la da son dokuzluk dilimin bitişini kutluyorlar. Valla nasıl bir bitiş anlamadım, hala soğuk hala soğuk :). Ama neyse, yakında ilk cemre düşecek. Beyaz ay denmesinin sebebi, yılın son gecesinde ay görünmez, gökyüzü karanlık olurmuş. Ertesi günün, yani bayramın ilk gecesinde de yeni, beyaz ay doğarmış, beyazlık ondan geliyormuş.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJt7b85z-IcZImnwOXDtgLlSQKe0RYs90BT97i3w-uVy8mrW4FpyM3rfednd9_6dpJVmJ_G1bbfMOBTtIWCgpN9frkZEDgl95lk37dChSSW05mbbAd5tDNuwb1087Qt8BErjEUROGD00o/s1600-h/stat+gogo+mn.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 319px; height: 239px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJt7b85z-IcZImnwOXDtgLlSQKe0RYs90BT97i3w-uVy8mrW4FpyM3rfednd9_6dpJVmJ_G1bbfMOBTtIWCgpN9frkZEDgl95lk37dChSSW05mbbAd5tDNuwb1087Qt8BErjEUROGD00o/s320/stat+gogo+mn.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5439182122108216706" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(stat.gogo.mn)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Tsagaan Sar ambiansı bizdeki bayramlar gibi. Önce büyükler ziyaret ediliyor. Ev sahipleri misafirlere khadag sunuyor, misafir de ona hediye veriyor. Dört günlük bayram boyunca yollar, geleneksel kıyafetlerle, çoluk çocuk, torun tombalak yola düşmüş, ev ziyaretine giden ailelerle doluydu. Arabaların çoğunun içi tıklım tıklımdı, millet ailecek ev geziyordu. Misal, bizim apartmanın avlusuna girip çıkan arabaların, arabalardan çıkan insanların haddi hesabı yoktu.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjpYHWEoc6y-iYHE-boDFH3Yc8kWvEa86S5WtMDcN3jUa9Qi9AZNsTmyd7f4htmpSXIl2SavdJi6aW_0AiCISnCeCAvG1F3_VKmLrYT16r0E9V_Ih3C-Li9zqXU3yoetlxx6dWlyXYK3NQ/s1600-h/danzanravjaa+typepad+com1.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 212px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjpYHWEoc6y-iYHE-boDFH3Yc8kWvEa86S5WtMDcN3jUa9Qi9AZNsTmyd7f4htmpSXIl2SavdJi6aW_0AiCISnCeCAvG1F3_VKmLrYT16r0E9V_Ih3C-Li9zqXU3yoetlxx6dWlyXYK3NQ/s320/danzanravjaa+typepad+com1.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5439182110329095650" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(danzanravjaa.typepad.com)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Bu bayramda herkes birbirine snuff bottle ikram ediyor. Snuff bottle, içinde toz tütün olan ufacık bir şişe, alıp burunlarına çektikten sonra sahibine geri veriyorlar. Bir nevi enfiye kutusu.<br /></div></div></div></div><br /></div></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYTmEoSbgWQIHfW_RhwmDnN526gl163laTG7atAru090VrqRe6sWzUaM6TyrtQZLx8ObMwSidORgCFU_mJWUCmIJQag-mtURwFinkMRh_WVVaRRs0PdDURGPBk6tljrpDq-gEFu9wqmzo/s1600-h/www.tourmongolia.com.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 236px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYTmEoSbgWQIHfW_RhwmDnN526gl163laTG7atAru090VrqRe6sWzUaM6TyrtQZLx8ObMwSidORgCFU_mJWUCmIJQag-mtURwFinkMRh_WVVaRRs0PdDURGPBk6tljrpDq-gEFu9wqmzo/s320/www.tourmongolia.com.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5439182272464108098" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(tourmongolia.com)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Tsagaan Sar' ın en renkli yanı, sofrası. Bayram sofrası donatılıyor. Öncelikle yukarıda görülen çörek tepesinden bahsetmek gerek. Şöyle ki, çöreklerin kaç kat oluşturduğu önemli, yeni evliler üç, orta yaşlılar beş, en büyükler yedi veya dokuz kat çörek diziyorlar. Bolca kımız, daha da bol votka içiliyor. Alışık olmayan bünyeler fena çarpılıyor :)).<br /></div></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7lgtwlNV3kg66Pm8qYdem3BC6OUvHDJOzZ4QT9seDfiFTQ5Ra_AxKXnprwGAuunwfFddIoXFhdVQ77zWaGx6VLQPhQGk7oN4DkagrNwM6jx9vixsPFDgyu_oKz7SEOdLnbDIc1LcbqOU/s1600-h/members+virtual+tourist+tulka.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7lgtwlNV3kg66Pm8qYdem3BC6OUvHDJOzZ4QT9seDfiFTQ5Ra_AxKXnprwGAuunwfFddIoXFhdVQ77zWaGx6VLQPhQGk7oN4DkagrNwM6jx9vixsPFDgyu_oKz7SEOdLnbDIc1LcbqOU/s320/members+virtual+tourist+tulka.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5439182117551008994" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(members.virtualtourist.com- Tulka)</span><br /></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3ABHlBTeJIp8TFIN68KWmrK-MEc04pDYd_38jOpN0ozuyvubOspXWsevJWbT7MbgD_f2PSWZfhSe2ih0IVjbkmFYULM4m94a0mQeLjmp0Du1oNuBXXGLm2fY-PBrGo2kDuXckmHGozhk/s1600-h/wikipedia+com.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3ABHlBTeJIp8TFIN68KWmrK-MEc04pDYd_38jOpN0ozuyvubOspXWsevJWbT7MbgD_f2PSWZfhSe2ih0IVjbkmFYULM4m94a0mQeLjmp0Du1oNuBXXGLm2fY-PBrGo2kDuXckmHGozhk/s320/wikipedia+com.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5439182131209502402" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(wikipedia.com)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Tsagaan Sar' da en çok yenen şey de, Moğol mantısı denebilecek "<a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Buuz">buuz</a>". Mantıdan daha büyük, içinde de genelde parça et var. Sanırım haşlanarak ya da buhara maruz bırakılarak pişiriliyor. Evin hanımı buuz yaparken evin erkeğinin görevi de yapılan buuz' ları dışarı çıkarıp tek tek saymak. Yeni geldiğimde denemiştim, bize göre epey yağlı, ağır bir yemek (bunu söyleyen de bir Adanalı, gerisini siz düşünün :).<br /><br />Burada Tsagaan Sar boyunca dört gün, büyük marketler ve yabancıların gittiği restoranlar hariç, her yer kapalıydı. Dünyevi yeni yılda parti parti eğlenip coşan Moğolistan, uhrevi yeni yılda sakin sakin ev ziyaretlerine gitti. Bir beyaz ay dönemi de böyle geçti gitti.<br /><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: Markette eline aldığın şey nedir, bilmek güzelmiş. Burada ürünlerin çoğunun üstü Kiril, Kiril olmayanda Çin, Kore ya da Japon alfabesinde yazılı. Ya Avrupa' dan ithal ürünlerin peşine düşüyoruz (ki burada mal akışı değişik, bir bulduğunuzu bir daha hemen bulmanız büyük şans) ya da ürün arkasında Azerice, Özbekçe vs. açıklama arıyoruz.</span><br /></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: Les Poupées Russes. L'Auberge Espagnole filminin devamı. Önceki filmde "ben bu hayatta ne olucam" bunalımındaki tipik Fransız erkeği, şimdi de aynı durum artı</span><span style="font-size:85%;"> "acaba hangi kızı öpsem, hayatımın kadını nerede, acaba hepsini mi öpsem" bunalımında, tipik Fransız erkeği olmakta seviye atlamış bir arkadaş haline gelmiştir. Erasmus ekibinden bir arkadaşı Rusya' daki düğününe çağırır, ekip toplanır. Bizim eleman kafası karışık, "o kızdan buna seksem mi sekmesem mi, ay sekeyim yahu" şeklinde gezinmektedir. Yer yer eğlenceli, renkli ama Fransız işte... </span><br /></li></ul></div></div>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-57186948469383206222010-02-11T08:40:00.001-08:002010-02-11T09:34:26.367-08:00Kartallar yüksek uçar, Kazaklar'a tilki kapar<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfAkKYx0yZwqOwxwrdyW422eu_z0bh_YXzXoJljvLPl-TFhb4_kfnl1MwxnppCX03qoUvMTbUZVU6Kz7Hhj9qyaB0T2ZZKm-t83vuGnNViqoXGV_H3jX_qHfAGcCS_oVWEOkkMIt6tX8k/s1600-h/DSC02542.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfAkKYx0yZwqOwxwrdyW422eu_z0bh_YXzXoJljvLPl-TFhb4_kfnl1MwxnppCX03qoUvMTbUZVU6Kz7Hhj9qyaB0T2ZZKm-t83vuGnNViqoXGV_H3jX_qHfAGcCS_oVWEOkkMIt6tX8k/s320/DSC02542.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5437027649855230658" border="0" /></a><br /></div><div style="text-align: center;"><br /><div style="text-align: left;">"Dört nala gelip Uzak Asya' dan Akdeniz' e bir kısrak başı gibi uzanan memleket"e gidip biraz vatan havası aldıktan sonra Uzak Asya' ya geri geldik. Güzel bir zamanda döndük, bu hafta sonu Moğollar' ın yeni yıl bayramı başlıyor, Tsagaan Sar (beyaz ay). Herkes büyüklerini ziyaret edecek, bol bol kımız içilip et yenecek, insanlar birbirine beyaz hediyeler ve mavi <a href="http://sultanmarmot.blogspot.com/2009/05/khadag-mdr-gogu-mavi-su-kenar-yesil-bir.html">khadag</a>'lar sunacak.<br /><br />Bu bayram esnasında Kazaklar' ın kartal festivali de oluyor. Ülkede yüzde beşlik bir Kazak azınlık yaşıyor. Çoğu kuzeybatıdaki Bayan Ölgii şehrinde ama başkent Ulan Bator civarında da belirgin bir Kazak nüfusu var.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizTzrWwvm3_5e0QbbMozdXafNW1FE3K8aOXa_3HNU8LKk3lKcO3KZxUZ_otEUQ7s5x5qtkT_bj8il613yFEpymZ2lzENqtDkBaPxyM4dhHYBIZtwdW0kM-s_UXPBBo_OI3YSIxFLwUZXc/s1600-h/DSC02550.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizTzrWwvm3_5e0QbbMozdXafNW1FE3K8aOXa_3HNU8LKk3lKcO3KZxUZ_otEUQ7s5x5qtkT_bj8il613yFEpymZ2lzENqtDkBaPxyM4dhHYBIZtwdW0kM-s_UXPBBo_OI3YSIxFLwUZXc/s320/DSC02550.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5437027676439551698" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><br />Festivalde ilk, Moğol atlarına binen Kazaklar kartallarıyla arz-ı endam ediyor. Moğol atı demişken, bakınca midilliymiş havası veren bu atlar, Moğol İmparatorluğu' nun oluşumunda çok önemliymiş. Cengiz Han' ın savaşçılarının zaferlerinde, bu tıknaz hayvanların efsane dayanıklılığının büyük önemi varmış. Bu yüzden Moğol atlarını midilliyle karıştırmamakta fayda var, Moğollar kızıyor.<br /></div><br /></div></div></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj5Zt_oTLNUn5_zvQcCv5k46QnvUZchnjG5SpsleNul4gBAopuHFRpos4f38cZkoqY_AfLpnmhBfwNHm2BgKPC98vzLKodDelapdczU_6jQN9arKWfJAXeJlwhn-L0CXeoBEW9YlsuoUgs/s1600-h/DSC02551.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj5Zt_oTLNUn5_zvQcCv5k46QnvUZchnjG5SpsleNul4gBAopuHFRpos4f38cZkoqY_AfLpnmhBfwNHm2BgKPC98vzLKodDelapdczU_6jQN9arKWfJAXeJlwhn-L0CXeoBEW9YlsuoUgs/s320/DSC02551.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5437027691085434770" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Başlıklar, kıyafetler hep Kazak işi. Tipik Moğol <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Deel_%28clothing%29">del</a>'i giyen yok.<br /></div></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7tALkx3pY6OZaUsA_zSyoYFfuOiQ3iYCB7yYIiq6g2N2IUJXg8dg2lGyqSCi9EwFbbdXHs95qbFTnCTZuCQUD94KvLEz9Fsczv96nKJ533b0F4morieWD1HCHNj-UFNoIM0U7HZJV2Io/s1600-h/DSC02546.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7tALkx3pY6OZaUsA_zSyoYFfuOiQ3iYCB7yYIiq6g2N2IUJXg8dg2lGyqSCi9EwFbbdXHs95qbFTnCTZuCQUD94KvLEz9Fsczv96nKJ533b0F4morieWD1HCHNj-UFNoIM0U7HZJV2Io/s320/DSC02546.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5437027662825028002" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Efendim, önce kartalların serbest bırakılıp, sahibini geri bulması benzeri bir yarışma yapılıyor. Kartallar uçup gelip, sahiplerinin yamacına konuveriyorlar.<br /></div><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0Wo7PIAVx-IDN-a2MkdMnxkHJRQToD4uFpimNLY8vcANPAeRPWcusjhgpRrXbtUSiLBv-PSAliM-96lqyUSosPQRHzrkrgfxZ4n35AltfHLDsDOOHU_2o1vSmPI7tTIxYObknLClMg-c/s1600-h/DSC02557.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0Wo7PIAVx-IDN-a2MkdMnxkHJRQToD4uFpimNLY8vcANPAeRPWcusjhgpRrXbtUSiLBv-PSAliM-96lqyUSosPQRHzrkrgfxZ4n35AltfHLDsDOOHU_2o1vSmPI7tTIxYObknLClMg-c/s320/DSC02557.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5437031083339893970" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Akabinde kartallara tilki avlattırılıyor. Atların arkasına tilki bağlanıyor, serbest bırakılan kartal yine süzülüp gelip, koşan atın arkasındaki tilkiyi parçalıyor.<br /><br />Kartal yetiştiriciliği, yarışmaları vs. sanırım Kazak işi. Kazak kartalları o kadar ünlü ki, kartal almaya buraya gelen Arap şeyhleri var. Restoranlarda bir iki kere küçük Arap gruplar görüp pek bir şaşırmışlığım var. Hayır yani, Arap yarımadası ve iklimi neresi, Moğolistan neresi... Dünya hakikaten küçükmüş :).<br /></div></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgRaB18MZTYuNOE_6KW5AkpkcRX-uL2OBQ21cgK_CEqgj3NPZNmtHvFXq2rVD07zZz6SK4L-4RCZunM3URy-GZ3kdy4VFY5OJ9uf99tGG9mmqV1978jx1QyNRvPYHIpLGhKYJz2EXXYp64/s1600-h/DSC02561.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgRaB18MZTYuNOE_6KW5AkpkcRX-uL2OBQ21cgK_CEqgj3NPZNmtHvFXq2rVD07zZz6SK4L-4RCZunM3URy-GZ3kdy4VFY5OJ9uf99tGG9mmqV1978jx1QyNRvPYHIpLGhKYJz2EXXYp64/s320/DSC02561.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5437027706021773058" border="0" /></a><br /></div><br />Son olarak da <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Bactrian_camel">çift hörgüçlü deve</a>yi (bactrian camel) takdim ederim. Bu da dünyada sadece Kuzeydoğu Asya' da olan bir deve türü. Kar ve de buzsever bir deve olsa gerek, bir nevi kutup devesi :)).<br /><br /><span style="font-size:78%;">Not: Okuyuculardan Ertuğrul Bey, Moğollar' ın Türkler' e bakışını sormuş. Bu konuyu daha sonra yazmaya niyetliyim, malum, Türkiye'deki yüzde yüz sallamasyon bir haberden dolayı burası hala biraz gergin. Birazcık unutulsun, o zaman diyorum.</span><br /><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: Bir şehirde toplu taşımayı kullanmak ne güzelmiş. Memlekette metrodan indim, minibüse bindim, vapurdan indim, otobüse bindim. Burada toplu taşıma biraz ürkütücü, daha doğrusu ne zaman otobüse bineyim desem Moğollar "aman ha, sakın ha, muavin bağırır, o ittirir, bu kaktırır" deyip duruyor. Oysa </span><span style="font-size:85%;">toplu taşıma sistemi </span><span style="font-size:85%;">insana o şehri biliyormuş hissini veren en hayati şeydir yahu.</span><br /></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: Gadjo Dilo. Müzikler pek bir Roman, pek bir Balkan, pek bir yahşi de bu filmden bir şey anlayacak kadar entel değilmişim. Fransız bir genç adamın yolu, çok eskiden duyduğu bir müziğin peşinde, onu kim çalar, kim söyler bulmak için Romanya' da bir Roman köyüne düşer. Romanlar onu sever, o Romanlar' ı sever, arada bunalır, arada takılır, günler geçer.</span></li></ul>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-37512806185495798092010-01-22T01:27:00.000-08:002010-01-22T07:39:00.436-08:00Moğolca isimler sözlüğü<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgk0wDOWMzUy4CLqmf_bsyGeA8eXVHK5XtI3Nmm8tv6ykrqDWaHU_AhopClEF_YRdfEZ6M67d8tSOn93HQoWQhpoMDLUcaMUKnf2Q40h5Y4ybkeTV8qDxiB1ZYmxc5lIQQjJn7az6RgCWo/s1600-h/DSC02726.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgk0wDOWMzUy4CLqmf_bsyGeA8eXVHK5XtI3Nmm8tv6ykrqDWaHU_AhopClEF_YRdfEZ6M67d8tSOn93HQoWQhpoMDLUcaMUKnf2Q40h5Y4ybkeTV8qDxiB1ZYmxc5lIQQjJn7az6RgCWo/s320/DSC02726.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5429493729488118834" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Moğolistan' da dikkat çeken şeylerden biri insan adları. Adların çoğu tarihi değil; doğada olan şeyler (ışık, çiçek vs.) ya da soyut kavramlar (bereket, şans, mutluluk...). Bu kadar eski tarihi olan bir milletin, adların tarihten almaması (Borçu, Börte, Bekter, Cebe, Cuci vs.) enteresan.<br /><br />Bugüne kadar hep isim hafızamla övünmüştüm. Ama bu durum Moğolistan'a gelince, hele bir de burada çocuklarla haşır neşir olunca tersyüz oldu (çocuklara gönüllü İngilizce öğretmenliği yapıyorum, onların İngilizce öğrendiğinden çok ben Moğolca öğreniyorum, o ayrı :). Şöyle ki, isimler genelde tamlama halinde, uzun. Bir de isimler genelde aynı sözcüklerin birleşmesiyle oluşmuş, tamlamada bazen başta bazen sondalar. İsim örneklerine gelince:<br /><br />Delgirmaa- bereket anne<br />Tsetsegmaa - çiçek anne<br />Bayartsetseg- bayram çiçeği<br />Altantsetseg- altın çiçek<br />Altantuya- altın parlaklık<br />Gerelmaa- ışık anne<br />Gerelbayar- ışık bayramı<br />Sarangerel- ayışığı<br />Saranzaya- ayın kaderi<br />Bayartsetseg- bayram çiçeği<br />Buyanjargal- zenginlik mutluluk<br />Batbold- güçlü çelik<br />Munkhbat- sonsuz güçlü<br /><br />Bu böyle gidiyor, yıldız, ışık, ay, refah, şans, kader... Benim sınıflardan birinde yan yana oturan iki hoplak zıplak çocuk var, birinin adı Erdenebat (mücevher güçlü), diğerinin Baterdene (güçlü mücevher). Nasıl da birbirlerine benziyorlar, hangisi hangisi hala öğrenemedim. Birine bir şey demek istesem iki adı da söylüyorum, çocuklar da şaşırıyor :)).<br /><br />Ad koymanın bir yolu da, doğduğun günün ardına bir sözcük eklemek. Misal, Purevbat (perşembe güçlü) ya da Nyamtsetseg (pazar çiçeği). Bazen de Tibetçe ya da Sanskritçe ekler geliyor, Byambaasuren (cumartesi güç) gibi. Ben de kendime Purevsuren adını uygun gördüm :)).<br /><br />Burada ad konusu yaz yaz bitmez :). Yabancılara çok tuhaf gelen adlar da var. Yeni doğana, onu kötü ruhların dikkatinden kaçırmak için şekil şemalsiz adlar da veriyorlar, örnek çok: Demirkaşık (tumur bir şey), Nergui (adsız), Enebish (bu değil), Hunbish (insan değil)... Sanırım bizdeki çocuğun ismini taşıyamaması inancı Moğollar' da da geçerli, baştan iddialı isim koyup sonradan değiştiren de var.<br /><br />Bir de soyadı mevzuu var, o apayrı dava. Burada soyadı işi daha yaygınlaşmamış, daha doğrusu bizim bildiğimiz anlamda yaygınlaşmamış. Misal, babamın adı Muhiddin, ben günlük kullanımda Muhiddin' in Efsun ya da M. Efsun olacaktım. Pasaportta ise Efsun Muhiddin yazacaktı. Eşimle soyadımız tutmayacaktı yani, o Ataş' ın Umut, A. Umut :)). Karı kocanın, hatta anneyle çocukların soyadı farklı. Nasıl karıştırmıyorlar acaba? Devlet ortak soyadı zorunluluğu getirmiş ama henüz pek ipleyen yok gibi.<br /><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: Memleket bu kadar uzak olmasa yahu... Hem manen, hem maddeten...</span></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: Sunshine Cleaning. İki kızkardeş, birinin hayal gücü gelişkin oğlu ve çatlak babalarının hikayesi. Little Miss Sunshine ekibinden, çok benzeri. Kardeşlerden biri oğlu için çırpınır, diğeri sorumsuzun tekidir, parası iyi diye cinayet mahalli temizliği işine girerler. Oğlu olan ayakta durmaya, kokoş kadınlar arasında "ben de varım" demeye çalışırken sorumsuz olan takılmaktadır. Olaylar naifçe gelişir. Hoş bir film, hüzünlü, gereğinden ama fazla acıtmıyor; umutlu ama gereğinden fazla iyimserliğe yer bırakmıyor.</span><br /></li></ul></div></div>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-35119892961929682722010-01-19T23:43:00.000-08:002010-01-20T04:49:28.770-08:00Ulan Bator' dan alışveriş manzaraları- 1<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6pZ4bQHaZj-TkvAANMF2I0JituTgjp80OFN2c2V6FcP4asz1SyR0sgMKdPr7kA38rPJBba_vsB5mN1cfBtA9s31GAdVKTG8z3wV5TU4p2WmXM-hpjIwdeDoQTwPb5coGiVqDC8YiCiGI/s1600-h/fl+xuweiyuan.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 223px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6pZ4bQHaZj-TkvAANMF2I0JituTgjp80OFN2c2V6FcP4asz1SyR0sgMKdPr7kA38rPJBba_vsB5mN1cfBtA9s31GAdVKTG8z3wV5TU4p2WmXM-hpjIwdeDoQTwPb5coGiVqDC8YiCiGI/s320/fl+xuweiyuan.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5428724877672073458" border="0" /></a><br /></div><div style="text-align: center;"><span style="font-size:78%;">(Flickr- Xuweiuyan)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Ulan Bator pek alışveriş şehri sayılmaz. Memlekette vitrindi, mağazacılıktı vs. kavramlar henüz pek yok. Kaşmir alayım da alayım, deve tüyüne bulanayım denmiyorsa, bu şehir pek tüketim fırsatı vaat etmiyor. Ama kocaman bir açık hava pazarımız var, adı Naran Tuul Hudaldaanı Tuv, yani Naran Tuul Ticaret Merkezi. Halk arasında bilinen adıyla Khar Zakh, "Kara Pazar".<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7opuYYUiLqrLmwVZApMXSPBywJJzWFYk86oHbQZGclmyit7K1UnhAxmvV4gZRdDbsJQroI6NbkJrmaq9RM9Xv9WPL6nwWWWqOVL6zMmbqoh4_vciF3F5tj0ohaXKhgDrTKUM-oHO42Lk/s1600-h/www.ub-mongolia.mn.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 219px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7opuYYUiLqrLmwVZApMXSPBywJJzWFYk86oHbQZGclmyit7K1UnhAxmvV4gZRdDbsJQroI6NbkJrmaq9RM9Xv9WPL6nwWWWqOVL6zMmbqoh4_vciF3F5tj0ohaXKhgDrTKUM-oHO42Lk/s320/www.ub-mongolia.mn.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5428725127598703106" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(ub-mongolia.mn)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Lisansını Ulus Pazarı, master' ını Beşiktaş Pazarı ve doktorasını Yeşilköy Pazarı' nda tamamlamış biri olarak pazara gitmeyi çok severim. Burada böyle bir pazar olduğunu duyunca da çok sevinmiştim. Lakin kazın ayağı farklıymış. Pazar biraz şehir dışında kalıyor. Ayrıca buradan bir yabancının girdiği şekilde, salimen çıkması zor. Öncelikle yukarıdaki fotoğraf, sadece otoparkı bile kaos hakkında bir fikir verir sanırım.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlig8WaNxntcAHS25mMDW-9cdVgr2GuLndlfeMtoQK2Y8Ix9cWWVWkok0t6p5VqWN816aRCavbQw_x9rHt4q0Ndsdg2fHrRLaSZU6od_Gs-5pba8hfIAQulhnOz-9Q_yoi0L4CBtMtAD8/s1600-h/brewster42.blogspot.com.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlig8WaNxntcAHS25mMDW-9cdVgr2GuLndlfeMtoQK2Y8Ix9cWWVWkok0t6p5VqWN816aRCavbQw_x9rHt4q0Ndsdg2fHrRLaSZU6od_Gs-5pba8hfIAQulhnOz-9Q_yoi0L4CBtMtAD8/s320/brewster42.blogspot.com.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5428724861559417954" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(brewster42.blogspot.com)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Pazar envai çeşit ürün sunuyor. Bomboş bir evi elektronik eşyasından gardrobuna, gardrobun için dolduracak kıyafetinden perdesine kadar doldurmak mümkün. Dünyanın bu bölgesinin en büyük açık hava pazarı olduğu söyleniyor, en büyük müdür bilmem ama büyüklerden olduğu kesin. Bardak, çanak, bisiklet, motosiklet, antika, aklınıza ne gelirse burada, şehirdeki fiyatların epey altına.<br /></div></div></div></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiLqT5iGDvswo2gGF4CN4em7m7kHNw06nwDzrwRyl4jM_qcv7p7eS8woyXdn8IGcaunenxPqp8_s_LviVPMHzcDva-HYk1UwxINGUyYByeg5m0bemXSTbN-biXwFt_ycwAlYkjjTAq6nms/s1600-h/fl+penguins+perfect.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiLqT5iGDvswo2gGF4CN4em7m7kHNw06nwDzrwRyl4jM_qcv7p7eS8woyXdn8IGcaunenxPqp8_s_LviVPMHzcDva-HYk1UwxINGUyYByeg5m0bemXSTbN-biXwFt_ycwAlYkjjTAq6nms/s320/fl+penguins+perfect.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5428724869029965490" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(Flickr- Penguins Perfect)</span><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsBfh2X4Rjij2U0s5jrGr2zY-32OoNhddu47CmWz5jWaNocNL4nGuzMntZNDKIy-VVIOVDdvLm1s3CiXgsFYM2UvnoILEhmf2xZx_6P_fGbES4Pg92fBy9gl9FclcZfUfhGkvAvm888Gs/s1600-h/mon-photo.com.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 208px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsBfh2X4Rjij2U0s5jrGr2zY-32OoNhddu47CmWz5jWaNocNL4nGuzMntZNDKIy-VVIOVDdvLm1s3CiXgsFYM2UvnoILEhmf2xZx_6P_fGbES4Pg92fBy9gl9FclcZfUfhGkvAvm888Gs/s320/mon-photo.com.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5428735153808063090" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(mon-photo.com)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Kazın ayağı farklı diyordum, burası kapkaççı, hatta gaspçı kaynayan bir yer. Çanta taşımamak, cüzdanı, telefonu vs. güvenli yerlere sokuşturmak gerek. Hırsızların çantalara ustura atma gibi bir alışkanlıkları varmış. Çantayı vermekte direnen de dayak yiyebiliyormuş. Burası sadece yabancılar için değil, Moğollar için de az çok riskli bir yer ama özellikle yabancıların dikkatli olması gerekiyor. Ben ilk gittiğimde adamın biri göğsüme hafifçe vurmuştu, cüzdanımı iç cebimde mi taşıyorum anlamak için. Gerçi sadece merhaba da demiş olabilir, yabancılarla pek eğleniyorlar zaman zaman :)). Birkaçı da pantolon ceplerimi yoklamıştı.<br /></div></div></div></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-iNn0eoLH61jKlV-nY3CXoK8K6lZo0f2L4dAfD9mvWa92Kv33ku9V9BzcGzBu0P6iOVEKV7r79sQ5h6hmZ3yIHxbXuhpn9IibbfJIsYi1XQzYt9kp89LCJjEao2OyIxXTd6AQI2ZhYcw/s1600-h/fl+velvetwink1.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-iNn0eoLH61jKlV-nY3CXoK8K6lZo0f2L4dAfD9mvWa92Kv33ku9V9BzcGzBu0P6iOVEKV7r79sQ5h6hmZ3yIHxbXuhpn9IibbfJIsYi1XQzYt9kp89LCJjEao2OyIxXTd6AQI2ZhYcw/s320/fl+velvetwink1.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5428725137068461730" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(Flickr- Velvetwink)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Bir de fiyat mevzuu var. Yabancıya otomatikman fazla fiyat söyleniyor. Beğendiğim bir eldivene 15 bin tugrug denmişti, Moğol tercüman 15 dakika sonra aynı eldiveni kendineymiş gibi sorunca fiyat 9 bin oluvermişti. Ben de satıcı kadının şaşkın bakışları altında tercümanın arkasından çıkıp 9 bini verip sıvışmıştım :)).<br /></div></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieAs5akRjMzhpbXgTluDbc1hzM9dmeoh7y_e0fLy2znfXKI1PTaVHNMvV5bxXJ7BQ9pfPVjONukrnOYjcDMZQn5I_Au0mtFVMVTTczuRvgZpoKZLBdTANlIxcF386wQocuC-tsN8OYFkM/s1600-h/fl+velvetwink.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieAs5akRjMzhpbXgTluDbc1hzM9dmeoh7y_e0fLy2znfXKI1PTaVHNMvV5bxXJ7BQ9pfPVjONukrnOYjcDMZQn5I_Au0mtFVMVTTczuRvgZpoKZLBdTANlIxcF386wQocuC-tsN8OYFkM/s320/fl+velvetwink.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5428724872179798162" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(Flickr- Velvetwink)</span><br /></div><br />Bu anlattıklarım buraya yeni geldiğim zamanlardan. Artık hafta içi, öğleden önce saatlerde gidiyorum, telefon ve parayı tercüman arkadaşa teslim ediyorum. Buradaki kaosa alışınca o kadar da karışık ve korkutucu gelmiyor. Bir de rengim itibarıyla Avrupalı/ Amerikalı' ya benzemediğimden, geniş yüzüm itibarıyla da Moğolmuş hissi verebildiğimden bazen kamufle olabiliyorum (büyük güneş gözlüğünü takınca tabi, yoksa gözler hiç de Asyalı değil :). Kış şartları da sağolsun yardımcı oluyor, kalpaktı, atkıydı, Moğol işi paltoydu derken kalabalığa karışabiliyorum. Hatta pazarlığı ben yapmaya başladım, Moğol satıcılar pek eğleniyor :). Her ne kadar Türk olduğumu söyleyince bazen "Hem gelişmiş ülkeden gelmişsin hem de pazarlık yapıyorsun" cevabı alsam da genelde başarıyorum, pazarda pazarlık yapmamak racona ters ne de olsa :)).<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJwtRvR42GDwtEPtD-WbGJLq_4S1B2hgiM3DIjTa4a_8NzZsaHEryHS0HG_F55BNOEIY4JvSziQbIln3PQhG7bjy8avro5omSourn6ubgSZxXhbczknkhqsnoZDoX7QXVsaNUnDd-HmNw/s1600-h/fl+velvetwink2.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJwtRvR42GDwtEPtD-WbGJLq_4S1B2hgiM3DIjTa4a_8NzZsaHEryHS0HG_F55BNOEIY4JvSziQbIln3PQhG7bjy8avro5omSourn6ubgSZxXhbczknkhqsnoZDoX7QXVsaNUnDd-HmNw/s320/fl+velvetwink2.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5428725148979907298" border="0" /></a><br /><span style="font-size:78%;">(Flickr- Velvetwink)</span><br /><br /><div style="text-align: left;">Bizim elçilikteki Türkler alışmışlar, hatta hanımlar pazarın tenha zamanlarında tek başlarına gidiyor. Hatta Türkler' in, kadınlı erkekli, yankesici kovalamışlıkları, yakalamışlıkları, kafasında masa saati kırmışlıkları var. Dünya Türk' ten korksun arkadaş! Bunu burada daha iyi anladım :)). Ben henüz o kadar cesur değilim, keşke tek başıma gidebilsem. Pazarda tek başına vakit geçirmek büyük keyif ama henüz o kadar olmadım. Ulan Bator' un en büyük rengi burası aslında, ama güzel renklerin yanında tatsızları da olabiliyor.<br /><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: Ulus Pazarı Akmerkez arkasındayken ve biz yurtta kalan gamsız öğrencilerken... Aaah ah...<br /></span></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: Go West. Bosna Savaşı sırasında biri Boşnak diğeri Sırp, gay bir çiftin hikayesi. Sırp Milan, Boşnak Kenan' ı saklayıp korumak için kadın kılığına sokup kendi köyüne götürür. Kimse durumu anlamaz, hatta şaşaalı bir köy düğünüyle evlenirler bile. Milan askere alınır, Milena adını alan Kenan köyde kalır, onu bekler. Bir yandan konusunun fantastikliği açısından Kusturicalık yapmaya, öte yandan da seyirciyi sarsmaya çalışan ama ikisini de beceremeyen bir film. Tek iyi yanı, Before the Rain' deki Rade Serbedzija' yı manevi baba rolünde izlemek.<br /></span></li></ul></div></div>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-87440054446819874382010-01-12T19:09:00.000-08:002010-01-12T19:50:47.900-08:00Bir Doğu- Batı sentezi olarak Ulan Bator' da yılbaşı<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4PDgW6PvtfT05mRLQDejauilUUe4rz5aEBPwClZdO-uEzzBog4ti3yVxUNaM5H9eKbsoL2UM4GmM0S9j2c3n1TzMJBZETU9BhRt26BzJfDCOSMVTO1CylAObpm4muSk90igKQbrETYyg/s1600-h/31122009088.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4PDgW6PvtfT05mRLQDejauilUUe4rz5aEBPwClZdO-uEzzBog4ti3yVxUNaM5H9eKbsoL2UM4GmM0S9j2c3n1TzMJBZETU9BhRt26BzJfDCOSMVTO1CylAObpm4muSk90igKQbrETYyg/s320/31122009088.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5426056794434915346" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Ocak' ın ortası oldu, ben hala yılbaşı yazıyorum olacak ama bu fotoları yeni buldum. Burada özleyeceğim birkaç şeyden biri olan yılbaşı ambiansı hakkında yazı mevzuu çıkmış, daha ne olsun :)). Zaten burada yılbaşı süsleri de daha yeni toplanıyor.<br /><br />Aralık ayı başlarında meydana fotoğraftaki süs çamını koydular, güzel oldu, renk oldu. Şehir bembeyaz çünkü, ama kar beyazı değil, buz beyazı ve kayganı.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_zkx12s9Ld9E7C8PvBQwf9xidik8hdCZbmytd1FPpRTPhHYnQGTuKPdOBUFO4uPCooWeUKbQHVDdpXC8te3ewJF175wOoCpz2JruE0SRREBOfrp1mZxHPn_XEQwb6lyANW0l9YLkytqA/s1600-h/31122009087.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_zkx12s9Ld9E7C8PvBQwf9xidik8hdCZbmytd1FPpRTPhHYnQGTuKPdOBUFO4uPCooWeUKbQHVDdpXC8te3ewJF175wOoCpz2JruE0SRREBOfrp1mZxHPn_XEQwb6lyANW0l9YLkytqA/s320/31122009087.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5426056782879831618" border="0" /></a><br /></div><br />Beyaz demişken, 31 Aralık günü meydanda, beyaz Moğol işi bir Noel Baba da mevcuttu. Gelen geçen fotoğraf çektirdi, büyüklü küçüklü.<br /><br /></div></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgL_RzuldHtML2PT3wcHb15Qt5cC1V9MhLxrs4L3_VV4vnrRjJSGbWVw7z3_7gOijuywi55pOkcVgAU0i5A3iUdXEWkd0z8EjckyWPy0DN2QToZ3Fvmai9XF4ztY4Pn9iD6HaxpvTZ6DQI/s1600-h/31122009096.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgL_RzuldHtML2PT3wcHb15Qt5cC1V9MhLxrs4L3_VV4vnrRjJSGbWVw7z3_7gOijuywi55pOkcVgAU0i5A3iUdXEWkd0z8EjckyWPy0DN2QToZ3Fvmai9XF4ztY4Pn9iD6HaxpvTZ6DQI/s320/31122009096.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5426056798896849714" border="0" /></a><br /></div><br />Noel Baba Moğol işi olur da kızağını çekenler ne olur sorusunun yanıtıdır, beyaz develer :)). Gerçi ülkenin kuzeyinde bol miktarda ren geyiği var ama popüler kültürde pek yer edinememişler anlaşılan :). Moğolistan Doğu -Batı sentezini, yılbaşı "konjonktüründe" (ehemm :) pek güzel yapmış. "Batı işi" coşkuyu kendi kültür öğeleriyle (baş rolde votka) sentezleyip nefis kutluyorlar.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1ov1mYF1fhelRHht6u-FRpX3CdnCipszKiN03-RiZ3Gnr4xVWF6BAPHdqkVCfgn_MQE6zsT4uUmMHTgRByGD1kdSPbjfwiBNGqsxTflsZkmx9TAPXl2TvOraCK7W6ZkthAPlVY0KY0js/s1600-h/31122009098.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1ov1mYF1fhelRHht6u-FRpX3CdnCipszKiN03-RiZ3Gnr4xVWF6BAPHdqkVCfgn_MQE6zsT4uUmMHTgRByGD1kdSPbjfwiBNGqsxTflsZkmx9TAPXl2TvOraCK7W6ZkthAPlVY0KY0js/s320/31122009098.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5426056804266657762" border="0" /></a><br /></div><br />Birkaç yerde okumuştum, Moğollar kendilerini coğrafi olarak Asyalı, kültürel olarak Avrupalı görüyorlarmış. Ülkede komünist dönemde, doğal olarak, çok ciddi bir Rus etkisiyle Doğu Alman yatırımları ve varlığı varmış; bu etkenler de operaydı, baleydi vs. kültür dünyasını etkilemiş. Ben pek bir şey anlamadım bu işten ama öyle diyorlarsa öyledir. Bir de kendilerini Orta Asya ülkesi olarak görmüyorlar, Japonya ve Güney Kore ile birlikte Kuzeydoğu Asya' yı oluşturuyorlarmış. Kuzeydi, ortaydı bilmem, "soğuk Asya" burası desem...:)).<br /><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: Falcı/ şamana gittim, iki güzel laf etsin de keyifleneyim diye. "Bizim dinimizden değilsin, kapsama alanım dışındasın, sana bir şey diyemem. Kenara kaçıl, cereyan yapıyorsun" dedi. Yahu, canım memleketimde yoldaki çingene falcı bile çay parasına ne kısmetler, ne kuş kanadında haberler anlatır... Kapsama alanı ne yahu? Memleketin falcısını, kurşuncusunu vs. özledim.</span></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: Black Books. Londra' da bir ikinci el kitapçının anti-sosyal sahibi ve tuhaf iki arkadaşının hikayesi, İngiliz kara komedisi. Bu İngilizler mizah damarıyla mı doğuyor, genlerinde özel bir mizah kodu mu var, anlamıyorum ki :)). </span></li></ul>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-34617578262797191462010-01-07T03:56:00.000-08:002010-01-19T07:11:44.899-08:00Yeni keşfedilen, yeni keşfettiğim Cengiz Han<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgTAVT8-f3zvH37aCKfXwhufnf9-ObtBFeG86GPGZzDqj692KXdCDpM5ZN5nkdUSyr9xQh3Bb1rj_-ibF2xvrtlXKzq2z-1LgpymwcTWT8IyRYygWiPzG_thcApEHcmNaPEOGxY-0i_byo/s1600-h/DSC03105.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgTAVT8-f3zvH37aCKfXwhufnf9-ObtBFeG86GPGZzDqj692KXdCDpM5ZN5nkdUSyr9xQh3Bb1rj_-ibF2xvrtlXKzq2z-1LgpymwcTWT8IyRYygWiPzG_thcApEHcmNaPEOGxY-0i_byo/s320/DSC03105.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5423970902282154962" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><span style="font-size:78%;">(Milli Tarih müzesinde Cengiz Han)</span><br /></div></div><br /><span style="font-size:85%;"><span style="font-style: italic;">"bir çivi kaybolduğu için bir nal kayboldu</span><br /><span style="font-style: italic;">bir nal kaybolduğu için bir at kayboldu</span><br /><span style="font-style: italic;">bir at kaybolduğu için bir atlı kayboldu</span><br /><span style="font-style: italic;">bir atlı kaybolduğu için bir haber kayboldu</span><br /><span style="font-style: italic;">bir haber kaybolduğu için bir savaş kaybedildi</span><br /><span style="font-style: italic;">ve bir savaş kaybedildiği icin bir krallık yok oldu"</span></span><br /><span style="font-size:85%;"><br /><span style="font-style: italic;" class="marker">" Muhakkak</span><span style="font-style: italic;"> sizin bir günahınız vardır. eğer olmasaydı tanrı başınıza benim gibi bir ceza yollamazdı."</span></span><br /><span style="font-size:85%;"><span style="font-style: italic;">Cengiz Han</span></span><br /><br /><div style="text-align: center;"><div style="text-align: left;">Moğolistan' da yaşamanın bana kazandırdıklarından biri, az buçuk kadim bölge tarihi okumak oldu. Daha önce hakkında pek de fikrim olmayan Asya bozkırı hakkında üç beş laf edip ukalalık etmek fırsatı doğdu :)).<br /></div><div style="text-align: left;"><br />Buraya gelmeden önce Cengiz Han benim için, "100 Ünlü Türk" kitabında gördüğüm mühim bir şahsiyetten ibaretti, şimdi yeni keşfediyorum. Moğollar kimdir, olayları nedir, hakkında anlatılana çok çok "hı hı" dediğim şeylerdi. Gerçi şimdi de çok farklı olmayabilir, zira henüz sadece Moğollar' ın yolda beldeki davranış biçimleri üzerine konuşabilirim :)).<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhVjNRwk0LjPbuv927NDmL_c4cKSAe2TIWkgLpgWj9hw89kWTFLOmgHQ98x568J0tAM6wzslt4Qq1TbZ4qlms5IGDvUj7ZsksVgbBbJOOuGEHs9dq5O9mYWsXxSZeYTMSFemVeelpu0kWs/s1600-h/Resim+158.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhVjNRwk0LjPbuv927NDmL_c4cKSAe2TIWkgLpgWj9hw89kWTFLOmgHQ98x568J0tAM6wzslt4Qq1TbZ4qlms5IGDvUj7ZsksVgbBbJOOuGEHs9dq5O9mYWsXxSZeYTMSFemVeelpu0kWs/s320/Resim+158.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5423968564179150130" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><span style="font-size:78%;">(Parlamento önündeki dev Cengiz Han, gece meydanı izlerken :)</span><br /></div></div><br />Ne diyorduk, Cengiz Han buradaki en önemli milli figür. Az biraz okuyunca, öyle de olması gerektiğini anlıyor insan. Dağınık Moğol boylarını bir bayrak altında toplamak ve dünyanın en büyük imparatorluğunu kurmak kolay olmasa gerek :). Efsanevi acımasızlığı yanında büyük stratejist bir kumandanmış. Ama ilginç olan, genelde barbar bildiğimiz Cengiz Han' ın idari yapılanma, yasa koyma, ticaretin geliştirilmesi vs. yönündeki çalışmaları. Moğollar, onun genelgeçer okumalarda ancak ucundan değinilen bu özelliklerini vurgulamayı seviyorlar, sadece barbar olarak bilinmesinden rahatsızlar. Yönetici seçiminde asalet yerine liyakati esas tutan, dünyaları fethedip tekrar çadırına, obasına dönen, diğer inançlara karışmayan, hatta onları inceleyen ama yine de şamanist doğup şamanist ölen bir lider.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKt_DpE2tmKjL71boGT94vLCiKxiFdv-OtWtORwt4x-mLS0P76F4AcqkSOayviiR6fF-a12-ufmhTIdVBVlwTBnpaswk3_GTGhKV5l1CVq6f4lXKkGtoJqs9zbZiMjnRzYstG5MoVtQeA/s1600-h/DSC03139.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKt_DpE2tmKjL71boGT94vLCiKxiFdv-OtWtORwt4x-mLS0P76F4AcqkSOayviiR6fF-a12-ufmhTIdVBVlwTBnpaswk3_GTGhKV5l1CVq6f4lXKkGtoJqs9zbZiMjnRzYstG5MoVtQeA/s320/DSC03139.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5423966255502190066" border="0" /></a><br /></div><br />Şehrin 54 km dışında, Tov eyaletinde, Cengiz Han' ın altın bir kırbaç bulduğuna inanılan yerde (Tsonjin Boldog) , dev bir heykeli inşa edilmiş. 10 metrelik platform üzerine i<span style="color: rgb(51, 51, 51);">nşa edilen 30 </span><span style="color: rgb(51, 51, 51);">metrelik heykelin, Moğolistan' ın simgesi olması bekleniyor.</span> Anıtta 36 Moğol hanını simgeleyen 36 sütun var. Altındaki platform da alışveriş merkezi ve restoran olarak iş görecek.<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-p0QfCVHRaA8ekw_nDnCkWmPqU5GyKgcQ7u0Sh4i6iT-l55qGH5dwE53duaHoEw7mAXG6u2YivBvz0O2LTP9PpDgpWwzgsQnnNpWWVyMXu7X5La_zRFeQBi01aG_pydjb910cZKpkOGg/s1600-h/fl+simon+j.jpg"><br /></a><br />Komünist dönemde Cengiz Han bir nevi unutturulmaya çalışılmış. Milliyetçi figürler - doğal olarak- görünmez kılınmış. Demokrasiye geçişle durum değişmiş, Cengiz Han bir nevi "yeniden keşfedilmiş". Milliyetçilik baş vermiş, memleket Han' a kesmiş.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgI61jPuQ6UeAIat6AWoVCVifkTk1CPqAqjifAagvyl6na_ZZBgU9c9KP0Wpm4rqabPc_geKvFYB1WmBjaLxMWlFV6SEp6zKdJE3i6Wex8zTPZ7NLNC7_L8g64cCsYiNlXGHPi0f2Fa9-M/s1600-h/fl+simon+j.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgI61jPuQ6UeAIat6AWoVCVifkTk1CPqAqjifAagvyl6na_ZZBgU9c9KP0Wpm4rqabPc_geKvFYB1WmBjaLxMWlFV6SEp6zKdJE3i6Wex8zTPZ7NLNC7_L8g64cCsYiNlXGHPi0f2Fa9-M/s320/fl+simon+j.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5423976172651450642" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><span style="font-size:78%;">(flickr.com - Simon J)</span><br /></div><br /></div>Şimdi Cengiz Han öyle bir kutsallıkta ki, Moğollar çocuklarına bu adı koymuyorlar, saygıdan. Cengiz Han' ın asıl adı Timuçin, çok az sayıda bu adda insan var. Şehri çevreleyen dağlardan birine yapılan Han figürü de halkını izliyor.<br /><br />Ama mekan adı olarak kullanılıyor, havaalanının adı Cengiz Han. Nasıl oluyorsa bu adın marka değeri de var; Cengiz Han markalı votka ve birayla bu adda bir otel mevcut. Hatta bar ve pub bile var da -33 derecede gidip fotoğraf çekmeye üşendim :)).<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEil8p9PW2GpEMa3D4yXOUNezG_x8uNi1EtSY0RzJk6Bpi4KY3Rp9nStA0UMFVm1qL1xPGwrsB4AMgR3TebvUlCdWrf6Z_BxbA1CcBtaQKUEh4XCp_bFY5kg0bP3q6FtAqKaeS-RjhcuGUw/s1600-h/4.bp.blogspot.com.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 132px; height: 200px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEil8p9PW2GpEMa3D4yXOUNezG_x8uNi1EtSY0RzJk6Bpi4KY3Rp9nStA0UMFVm1qL1xPGwrsB4AMgR3TebvUlCdWrf6Z_BxbA1CcBtaQKUEh4XCp_bFY5kg0bP3q6FtAqKaeS-RjhcuGUw/s320/4.bp.blogspot.com.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5423966232374158514" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><span style="font-size:78%;">(4.bp.blogspot.com)</span><br /></div><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEji2UTWIn1XeAHG9IWnEm2dB7cTwa6Ud2BdkLO0nIZlnQNkybf2eqBBez2lNBJLUZZsTYsBz7qGVJ24NjZT0rq-zj4URjKnt4WZvXcAZFM4OI9nQmne8cZON2N41_YXy2Cytyb4Ch_d-EQ/s1600-h/members.westnet.com.au.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEji2UTWIn1XeAHG9IWnEm2dB7cTwa6Ud2BdkLO0nIZlnQNkybf2eqBBez2lNBJLUZZsTYsBz7qGVJ24NjZT0rq-zj4URjKnt4WZvXcAZFM4OI9nQmne8cZON2N41_YXy2Cytyb4Ch_d-EQ/s320/members.westnet.com.au.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5423966251852418882" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><span style="font-size:78%;">(members.westnet.com.au)</span><br /></div></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRkt13vxCT08YjY5Q47Hx7WQ3VDKEibU0m1-trQMmjhF1DQambZ4jRf3r0YKNGc67loPwmbG7ZUzOMOsQjD-zZ2P0rtjXAijO7ddNVUwRS-skNIlYNkLEa85cMyh9fwVMZBIaDfbZxuQw/s1600-h/media-cdn.tripadvisor.com.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRkt13vxCT08YjY5Q47Hx7WQ3VDKEibU0m1-trQMmjhF1DQambZ4jRf3r0YKNGc67loPwmbG7ZUzOMOsQjD-zZ2P0rtjXAijO7ddNVUwRS-skNIlYNkLEa85cMyh9fwVMZBIaDfbZxuQw/s320/media-cdn.tripadvisor.com.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5423966245069759794" border="0" /></a><br /><div style="text-align: left;"><span style="font-size:78%;">(media-cdn.tripadvisor.com' dan, memleketin en lüks otellerinden Cengiz Han Otel)</span><br /></div><br /></div>Cengiz Han' ın mezarının yeri hala sır. Mezarı yapan herkes öldürülmüş. Arada haberler çıkıyor, Amerikalılar mezarı araştırıyor, Çinli ekip yola çıkacak gibisinden. Hatta Çinliler, mezarın Çin toprağı olan İç Moğolistan' da olduğunu iddia ediyor. Tüm bunlar Moğollar' ın, deyim yerindeyse, sigortalarını attırıyor. Moğollar' ın mezarın yerini bulmak gibi bir dertleri kalmamış gibi, en kutsalları olan Cengiz Han' ın rahatsız edilmesini istemiyorlar. Haksız da sayılmazlar.<br /><br />Son olarak, Moğolistan' a yolu düşecek yurdum insanına ufak bir hatırlatma; Moğolistan' da bir Moğol' a yapılacak "Cengiz Han Türk' tü canım" iddiası, kuvvetle muhtemel temiz bir dayakla sonuçlanacaktır, aman diyeyim :). Han çok ama çok kıymetli, Türk kanı taşıyor olabilir ama vücut bütünlüğü açısından bunu burada dillendirmemekte fayda var :)).<br /><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: Yumuşak hava. "Beni bu güzel havalar mahvetti" havası, hani limonata gibi hava denir ya, ondan. Dışarısı şu an -40 ve altı sanırım, rüzgar gündüz kılıç kalkan ekibi gibi saldırıyordu :).<br /></span></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: What Just Happened. Robert de Niro başrolde, hiper meşgul bir Hollywood yapımcısı, oyuncunun kaprisiyle ayrı uğraş, yönetmeninkiyle ayrı uğraş, o arada çoluk çocuğunu göreme... Herkesin kaprisiyle uğraşıp ara bulmaya çalış ki filmin Cannes Film Festivali ' ne yetişsin... Pek olayı yok, yer yer eğlenceli. Holllywood' a içeriden bakış, herkes kendini oynuyor gibi. Sean Penn ve Bruce Willis gerçekten kendilerini oynuyorlar, hele Bruce Abi kısa rolünde ters köşe bir sahneye imza atıyor. </span></li></ul></div></div><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-p0QfCVHRaA8ekw_nDnCkWmPqU5GyKgcQ7u0Sh4i6iT-l55qGH5dwE53duaHoEw7mAXG6u2YivBvz0O2LTP9PpDgpWwzgsQnnNpWWVyMXu7X5La_zRFeQBi01aG_pydjb910cZKpkOGg/s1600-h/fl+simon+j.jpg"><br /></a>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-88987904387015890022009-12-31T02:04:00.000-08:002009-12-31T20:34:18.697-08:00Ulan Bator' da parti zamanı<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg43xxHTX0SV96KbUs6GsloS601TC2aCiOT04xlOLve9haiTR4o3Uq3CNKPmEc08i2LCUgLEW3gpSd_ivXV9w25kE77xiq7s52LVzEqo0__ddX3sB8JVjRjOHgZLu5wtigSiK5uUF9mjhw/s1600-h/Resim+142.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg43xxHTX0SV96KbUs6GsloS601TC2aCiOT04xlOLve9haiTR4o3Uq3CNKPmEc08i2LCUgLEW3gpSd_ivXV9w25kE77xiq7s52LVzEqo0__ddX3sB8JVjRjOHgZLu5wtigSiK5uUF9mjhw/s320/Resim+142.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5421339626860369298" border="0" /></a><br /></div><div style="text-align: center;"><div style="text-align: left;"><br />Yeni yılın gelişi, dünya üzerinde çok az yerde buradaki kadar şaşaa ile kutlanıyor olsa gerek. Sanırsınız ki 1 Ocak' ın yılın ilk günü olduğuna burada karar verilmiş, miladi takvimi dünyaya Moğollar hediye etmiş vs. Aralık ayı acaip hareketli ve renkli geçiyor.<br /><br />Aralık ayı dendi mi partiler başlıyor. Bilumum kurum ve kuruluş parti veriyor, bu partilerdeki ambians da yaşanmadan anlatılmaz cinsten. Beyler smokinli, hanımlar ise abiye saç ve kıyafet olayının dibine vurmuş. İşe gider gibi giyinip gittiğim bir iki partide fena halde kontrpiyede kalmışlığım var. Masalarda bildiğiniz ve bilmediğiniz bir dolu içki var, viskisinden konyağına, şarabından votkasına, en lüks markalar... İçkinin su gibi akması deyiminin ne demek olduğunu burada anladım :)). Millet Aralık ayı boyunca yeme, içme, dans etme ve sarhoş olma halinde :)).<br /><br /></div><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiS3mnInzWs3Z_iQcI_kLcKkhWyCPg0kNHmTrhhnhEqA1lwrzQCJw5UgGQKgjwVkxHhlS0HKwip7QfH8jMHAFrPGqLlDnadCdKWtzEkn8bfThOSMUMHfz4wvw-N8UX5yEOD5vmj1osWBog/s1600-h/Resim+145.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiS3mnInzWs3Z_iQcI_kLcKkhWyCPg0kNHmTrhhnhEqA1lwrzQCJw5UgGQKgjwVkxHhlS0HKwip7QfH8jMHAFrPGqLlDnadCdKWtzEkn8bfThOSMUMHfz4wvw-N8UX5yEOD5vmj1osWBog/s320/Resim+145.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5421339638000240770" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Şehrin ana meydanına (Sukhbaatar meydanı) 31 Aralık' tan günler önce dev bir yılbaşı çamı kuruluyor. Bütün restoran , mağaza vs. mekanlar süsleniyor, görevliler ortalıkta Noel Baba şapkasıyla geziyor. Hatta az önce TV' de sunucunun da Noel Baba şapkalı olduğunu gördüm :).<br /><br />Her yerde iki şarkı çalınıyor: "We wish you a merry Christmas, we wish you merry Christmas and happy new year" ve de "Last Christmas I gave you my heart and the very next day you gave it away". Üçüncü bir şarkı yok, varsa da ancak "Jingle bells jingle bells" tir :)).<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4h6BUfob43v5lK-qtPEplhW65CuUh7zm5bx_SlqJ4Qh9wwTX1LT7_s4T6INPZQkPg2rKqeQ4AamOhUj_OSkdrEbaYroMTJ6CNSZjdQo-ZeVIkY6WBaAcTVi7_4IR43aCyzKgMY6frayI/s1600-h/Resim+150.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4h6BUfob43v5lK-qtPEplhW65CuUh7zm5bx_SlqJ4Qh9wwTX1LT7_s4T6INPZQkPg2rKqeQ4AamOhUj_OSkdrEbaYroMTJ6CNSZjdQo-ZeVIkY6WBaAcTVi7_4IR43aCyzKgMY6frayI/s320/Resim+150.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5421474589850638594" border="0" /></a><br /><br /></div>Bir de havai fişek çılgınlığı var. Bir ay boyunca her gece patır patır, her yer havai fişek. Öyle ki, gece bir buçukta bir patırtıyla yataktan fırlayabilirsiniz, burası Ulan Bator, yok öyle... Her an, her yerde havai fişek patlayabilir :)).<br /><br />Geçen yılbaşı gecesi biz de meydandaydık. Meydan Paris' ten çok daha coşkuluydu. Eksi bilmemkaç derece hava nedeniyle hıncahınç değildi elbet . Ama kalabalık her şey demek değilmiş :). Gerçi biraz da tehlikeli bir ortamdı, dibimizde havai fişek patlatan mı istersiniz, yerdeki votka şişesi kırıkları üzerinden mi sekersiniz...<br /><br />Tüm bu coşkunun, kökleri ülkenin siyasi tarihine uzanan (ehemm :) bir nedeni var. Efendim, ülke komünist rejimle yönetilirken her türlü dini, geleneksel bayram, kutlama yasakmış. İnsanlar bunları saklı gizli kutlarmış. İzin verilen tek kutlama yılbaşı imiş. Durum böyle olunca millet de kutlama güdüsünü yılbaşı ile giderir olmuş. Ondan sonra gelsin partiler, gitsin içkiler :)).<br /><br />Son olarak, bu memlekette "yılbaşı mania"sının en güzide örneğine değinmek isterim. Trafik polisleri Noel Baba kılığındaydı. Hatta şehrin en işlek kavşağındaki Noel Baba polisin durduğu platformun etrafında, yine Noel Baba bir dizi polis, çember halinde, ellerinde trafiği yönettikleri aletle koşarak gösteri yapıyorlardı :)). Yanımda fotoğraf makinesi olmadığına çok yandım. Burası renksiz bir şehir ama bu renksizliğin içinde bile aniden çok acaip, hatta anormal renkler ve tonları çıkabiliyor.<br /><br />Yılbaşının en coşkuyla kutlandığı, gri ve soğuk memleketten herkese, coşkulu, renkli ve sıcak bir yeni yıl diliyorum :)).<br /><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: Çok tuhaf, eski şirketimin yılbaşı yemeklerini özledim. Moğollar' ın su gibi içmesinden bahsedince çağrışım mı yaptı acep :). Alkol almakla Asyalılık arasında doğru orantı mı var ne...:))</span><br /></li></ul></div><ul style="text-align: left;"><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: The Hangover. Bekarlığa veda partisi için Las Vegas' a giden ve başlarına gelmedik kalmayan bir damat, iki kankası ve kayınbiraderinin hikayesi. Bir gece ne kadar içilebilir, o gece yapılanlar ne kadar hatırlanmaz, olaylar nasıl karmaşıklaşıp absürdleşebilir üzerine bir komedi. Bonusu Mike Tyson :)).<br /></span></li></ul></div><div style="text-align: center;"><span style="text-decoration: underline;font-size:85%;" ></span><br /></div>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-49266933167502911022009-12-21T01:39:00.000-08:002009-12-21T05:01:33.305-08:00Moğol işi "araba sevdası"<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3qWcD_XXh234Zq905aD9B_nOKS2JJGXh8VAIxfvLnEsRb2yMbe1dO0X9jwLN_KLy6JRWW0qu4VqNjIaXhHEer240X1W8L2aQxxmhXsPq6IP2qJBnLLxTUdxGbBp8bkyhQTpl1S7KeJR8/s1600-h/DSC03952.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3qWcD_XXh234Zq905aD9B_nOKS2JJGXh8VAIxfvLnEsRb2yMbe1dO0X9jwLN_KLy6JRWW0qu4VqNjIaXhHEer240X1W8L2aQxxmhXsPq6IP2qJBnLLxTUdxGbBp8bkyhQTpl1S7KeJR8/s320/DSC03952.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5417622896848703042" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Ulan Bator keşmekeş trafiği ve çılgın şoförleriyle meşhur olabilir. Lakin bu adrenalinsever şoförlerin bindiği araçlar da bu şöhretten pay almalı.<br /><br />Malum, Moğolistan "outdoor" bir ülke, sağa dön step, sola dön dağ, tepe, düz git nehri aş, dön dolaş... Dolayısıyla buralarda cip nüfusu epey kalabalık. Çoğu da öyle "şehir içi takılayım" ciplerden değil hani, enine boyuna araçlar. Enteresan olan bu ciplerin lükslüğü. İstanbul' da bir Bağdat Caddesi olsun, bir Etiler olsun, oralarda olmayan model ve markalar fink atıyor burada. Hele bir de Hummer fenomeni var ki, öyle böyle değil. Bazen oturduğumuz mekandan dışarı bakıp Hummer saymaca oynuyoruz :)).<br /><br /></div></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhC80EZGc1AIescDq3e3grdPpvOxWTf-sZWbkspwUDRze7vTartog_7Js6EOyJYm8LyV4gtSmHu5q26_GzkbDEDcXyigdebyCnDe6wXoE3Q-3idHr5GmCj6fkiBbl5ngbZUqQRzvIjbRWY/s1600-h/DSC03319.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhC80EZGc1AIescDq3e3grdPpvOxWTf-sZWbkspwUDRze7vTartog_7Js6EOyJYm8LyV4gtSmHu5q26_GzkbDEDcXyigdebyCnDe6wXoE3Q-3idHr5GmCj6fkiBbl5ngbZUqQRzvIjbRWY/s320/DSC03319.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5417622895665284418" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Kafa karıştıran bu kadar lüks araca kimin bindiği. Kişi başına gelirin Türkiye'ninkinin dörtte biri olduğu bir ülkede, bu lüksün keyfini kimler sürüyor acaba... Ortalama araç epey az, ya döküntü şeyler ya da lüks cipler dolaşıyor ortalıkta. Ülke ekonomisinde iyi kötü dönen bir para var ama bu dönüşün akışı hangi değirmenlere, o ayrı...<br /></div><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-pql230z5n2Mif73qhhvdawUEvua6RqIWHyJdWtyq8JuODnKYtSgeW_hf2qXTS9hN-ZxNDZIXn3dfI8WGCTZwwHXo0g1_NIcYLIAUnEOh8USmcQcKuFbjt78wNl5DSKHI7B9UnC3ZX9w/s1600-h/DSC02803.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-pql230z5n2Mif73qhhvdawUEvua6RqIWHyJdWtyq8JuODnKYtSgeW_hf2qXTS9hN-ZxNDZIXn3dfI8WGCTZwwHXo0g1_NIcYLIAUnEOh8USmcQcKuFbjt78wNl5DSKHI7B9UnC3ZX9w/s320/DSC02803.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5417622484487231394" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Burası da bizim apartmanın avlusu. Gündüz vakti otopark görevi gördüğünden oto galeriye dönüyor. Bizim ev en üstte, sağdan üçüncü pencere (uzun pencere hariç).<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4LTTmSezqPjQImInDgRFHNZnMy2KIHPqSDjiz9o-Wq5mQBWlOT9Xj_xI5Ww17OEgEztIQWavBU-wEOoBIQ7_9IMJykwVsBC87240rVHx9FRMF7Xcf3iaMFRqJbKFz8LIJwxOs1ZGqXsw/s1600-h/DSC03186.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4LTTmSezqPjQImInDgRFHNZnMy2KIHPqSDjiz9o-Wq5mQBWlOT9Xj_xI5Ww17OEgEztIQWavBU-wEOoBIQ7_9IMJykwVsBC87240rVHx9FRMF7Xcf3iaMFRqJbKFz8LIJwxOs1ZGqXsw/s320/DSC03186.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5417622515955732866" border="0" /></a><br /></div></div><div style="text-align: left;"><br />Buraya ilk geldiğimizde araçların döküntülüğü karşısında afallamıştım. Hangi araba yol ortasında dağılıverecek diye bekliyordum. Buradaki araçların yarısından - çok- fazlası, cevval Türk karayolları tarafından bağlanır (gerçi sonradan yeni trafik düzenlemesi yapıldı, döküntü araçların bir kısmı bağlanmış, artık durum sanki daha iyice). Kore, Japonya ve Hong Kong' daki bilmemkaçıncı el araçlar için Moğolistan mümbit bir pazar. Hong Kong etkisiyle direksiyon yeri karma takılıyor :). Trafik bizdeki gibi sağdan akmasına rağmen direksiyonların bazısı sağda, bazısı solda.<br /><br />Yukarıdaki araç, Moğol sürücülerin en çok tercih ettiği model ve renge bir örnek. Farklı markalarda olsa da beyaz, uzun ve geniş araçları pek seviyorlar.<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0gH3JJj8qYwShGLr4bqKK5xnBgfvJtCTxLIuIukzuqKdITmGVbdM0V8t9f6pY_-8ApAEbp8keeOPz7QzTPeZ8r8U_EKD-kpLfexSfTAmoVONwjjSbMiKVaLTuU2O_GPZ2sPl8TUmvu4k/s1600-h/DSC03185.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0gH3JJj8qYwShGLr4bqKK5xnBgfvJtCTxLIuIukzuqKdITmGVbdM0V8t9f6pY_-8ApAEbp8keeOPz7QzTPeZ8r8U_EKD-kpLfexSfTAmoVONwjjSbMiKVaLTuU2O_GPZ2sPl8TUmvu4k/s320/DSC03185.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5417622513584223842" border="0" /></a><br /></div><br />Araçların durumu bir yana, dış ve içlerini de kendilerince dekore ediyor Moğollar. Dışına çıkartmalar, yanar döner aksesuarlar, sis lambaları vs. konduruyorlar. İç mekanlar ayrı alem, perde takan da var, dantel örten, kilim seren de. Burada yolda elinizi kaldırdığınızda tüm araçlar (cipler ve diplomatik araçlar hariç) taksi olarak emrinize amade, taksi gerektiğinde büyük kolaylık, araçların içini oradan biliyorum :)).<br /><br />Ama asıl dikkat çeken, tuhaf renkli Hyundai çokluğu. Rengarenk, oyuncak hissi veren renklerde Hyundai' ler dolanıyor. Başka yerde var mı, bilmiyorum, Hyundai bu renkte araçları niye üretip nereye satıyor, onu da bilmiyorum. Ama şehir fuşya, parlak pembe, bonibon sarısı gibi renklerde arabalarla dolu. Aşağıdaki (ve üstteki) fotoğraflarda renklerin acaipliği çok belli olmayabilir, yakın vadedeki hedefim fuşya Hyundai' yi tenhada kıstırıp belgelemek :)).<br /></div><br /></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjb_ntGnO-AE14L2peqeQUmc_w8LNQNQBaQcWlxk60vr_vqyWSjWV2DJBGbZUW53uBpnM1Gh7jG_kPK73XwM2GJabVBjuvDtRua4Ta6DtfpyMTkAN87Md1a8dJF_m0T438FOxZgaD6Zcno/s1600-h/DSC03041.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjb_ntGnO-AE14L2peqeQUmc_w8LNQNQBaQcWlxk60vr_vqyWSjWV2DJBGbZUW53uBpnM1Gh7jG_kPK73XwM2GJabVBjuvDtRua4Ta6DtfpyMTkAN87Md1a8dJF_m0T438FOxZgaD6Zcno/s320/DSC03041.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5417622504175024866" border="0" /></a><br /><br /></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOVAblPW7d3LNd1b6Z4jYXgtRtFGplwmySn2kEx9pnXk4P1DVLAzSR8lNU7cN7mEYE-dY9v9s3C0NBUBm1XKSEdrwkMa9QcS4_BYj9TKZYOaWTKpDpwVwpBiitSyhNE-alyOsPHlse-ck/s1600-h/DSC02806.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOVAblPW7d3LNd1b6Z4jYXgtRtFGplwmySn2kEx9pnXk4P1DVLAzSR8lNU7cN7mEYE-dY9v9s3C0NBUBm1XKSEdrwkMa9QcS4_BYj9TKZYOaWTKpDpwVwpBiitSyhNE-alyOsPHlse-ck/s320/DSC02806.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5417622495057699074" border="0" /></a><br /></div><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: Her ne kadar Adana' dan sucuk, İzmir' den tulum peynirini yeni teslim almış; markette bizim taş fırın ekmeğine benzer Alman ekmeği bulmuş olsak da memleketimin kahvaltı sofralarını ve kahvaltıdan sonra yayılıp gazete okumayı özledim (gazeteyi internetten okumak nereye kadar, gazete hışırtısı canmış :).</span></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: Bienvenue Chez les Ch' tis. Bu film gösterimdeyken Fransa' da yer yerinden oynamıştı (ben Paris' teyken, ehemm :)). Fransa' nın en güneyinden en kuzeyine tayini çıkan bir posta müdürünün hikayesi. Kuzey Fransa pek makbul bir yer değil, soğuk, işsizlik, acaip bir şive vs. Neyse, müdür çok korkarak gider, eşini götürmez filan. Ama orada çok güzel insanlarla karşılaşır, dostluklar kurar. Onun hayatı güzelleşirken oradaki arkadaşlarının da hayatı iyiye gider. Süper değilse de sevimli bir komedi, insan hafifliyor. Bir de samimi bir film, samimiyeti de filmi yazan, yöneten ve filmde önemli bir rolde oynayan Dany Boon' un oralı olması. Filmi de annesine ve memleketine adamış zaten. </span><br /></li></ul>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-2634732076551888111.post-6449288194564824642009-12-17T00:57:00.000-08:002009-12-17T04:55:32.670-08:00Ulan Bator' da her şey birdenbire oluyor<div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9BkDMBM9ALPAIW3OzfM-SxqPMaW-OVbVXWindv9Kw-ey6boWPijCS8gs87DFSCBCjbmU9oJY2RsoCGUG4-vK6qI22Y-KQLAwj_bxpU2vLOndOylpuFnH-ErefVk8NdSkQWQ-EmjY4Id0/s1600-h/DSC02945.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9BkDMBM9ALPAIW3OzfM-SxqPMaW-OVbVXWindv9Kw-ey6boWPijCS8gs87DFSCBCjbmU9oJY2RsoCGUG4-vK6qI22Y-KQLAwj_bxpU2vLOndOylpuFnH-ErefVk8NdSkQWQ-EmjY4Id0/s320/DSC02945.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5416127024579713106" border="0" /></a><br /></div><div style="text-align: center;"><br /><span style="font-size:85%;">... her şey birdenbire oldu;<br />birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;<br />filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.<br />yemiş birdenbire oldu. </span><br /><span style="font-size:78%;">(Orhan Veli)</span><br /><div style="text-align: left;"><br />Hava bugün -24 derece (gece kaç derece olacak, merak etmiyorum). Bir de bugünlerde kömürden kapkara. Nefes alırken soğuğun ve kömürün burnumdan girip damarlarımdan tüm vücuduma dağıldığını hissedebiliyorum. Burnum soğuktan düştü düşecek zaten, yanakları ancak kapatıyorsun, yüzler, kaşlar, kirpikler buz tutmuş. Af buyurun, eşek ölüsü ağırlığındaki Moğol işi paltom incecik yağmurlukmuş, kar botlarım babet, deve tüyü çoraplarım naylonmuş gibi. Dışarı adım attığın an hava sana "halt yeme, evinde otur, burada ısıtma sistemini döşeyen Sovyetler' in ruhuna Fatiha oku" diyor. Isınma cihetinde komünizm güzel şeymiş vesselam :)).<br /><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPt7AIHs82O6Q_zgHM5IeU0bEbH74S_10FpOafxE91MTNuSTyWrzWQOwMFLJj8stz8z7_MvW53bsdkm5ZPduCO6NMNgbQD81IKwmW_HLWopP5zsY5F_BQObFrA79wYBx6xPJkU6c7p4Vk/s1600-h/DSC02940.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPt7AIHs82O6Q_zgHM5IeU0bEbH74S_10FpOafxE91MTNuSTyWrzWQOwMFLJj8stz8z7_MvW53bsdkm5ZPduCO6NMNgbQD81IKwmW_HLWopP5zsY5F_BQObFrA79wYBx6xPJkU6c7p4Vk/s320/DSC02940.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5416127012020715266" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Neyse, geçeyim bunları. Buraya da bahar geliyor bazı bazı. Ben de bu aralar o günlerin hayaliyle yaşıyorum :)). Hem de çok acaip bir bahar geliyor. Bir gün bakıyorsun her yer gri ve tonları, ertesi gün bakıyorsun yeşile durmuş. Çok acaip. Mayıs ayında ilk yağmur damlasıyla şehir bir gecede yeşilleniyor. Öyle ay tomurcuklar açtı, filizler çıktı, yapraklar başlarını uzattı değil; pat diye yeşeriveriyor etraf. Bozkırın insanı güçlü denir ya, bitkisi de güçlü. Ölmüyor, uykuya yatıyor, dürtünce de ayağa fırlayıveriyor. Nazlanma yok :)).<br /></div></div></div><div style="text-align: left;"><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiG5m6c-MSODuGNXqMFjFAACq5tOQzFOOsLmnDZ8Hacvf12AQ_OLTvd19RtALF21O_t-lA0ZgwB5tAXRkhxqd9KZldUf7JfYiK2qVWTM5LGIsUDSItoOrDkC0_T1pKJ-UDbUV15APG4plk/s1600-h/DSC02939.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiG5m6c-MSODuGNXqMFjFAACq5tOQzFOOsLmnDZ8Hacvf12AQ_OLTvd19RtALF21O_t-lA0ZgwB5tAXRkhxqd9KZldUf7JfYiK2qVWTM5LGIsUDSItoOrDkC0_T1pKJ-UDbUV15APG4plk/s320/DSC02939.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5416127002786557474" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Yeşili görünce şaşırıyorsun, hep bu bozlukta yaşıyormuşsun da renkleri ilk defa görüyormuşsun gibi. Renksizliğe ve hareketsizliğe alışmışsın, farkında olmadan gözün de zihnin de bezmiş. Kışın (burada yılın yarısından çok fazlasına tekabül eden bir mevsim) dallarla binalar, yollarla duvarlar aynı renk. Ama ilk yağmurda şehir kabuk değiştiriyor, yeşilin, ağacın, çiçeğin, börtü böceğin, kuşun, kelebeğin değerini daha iyi anlıyorsun. Neyse ki hava genelde güneşli, bir de güneş olmasa n'olurdu bilmem. Rabbim bir yerden aldığını bir yerden veriyor işte, müreffehler şahı İskandinavya yöresi bir damla güneşe hasretken biz burada günlük güneşlik ayazistan krallığındayız :)).<br /><br /></div></div></div></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEuKpbufhDMXu92nO2QMDlKqLnjDh5aGPz8qCdFP-6FV184cx8qvsWGNy-tcMAvdXx007ThwelmwGsPezOxXJ1zOYwezsjzUALs6UFCgw3AfOTI_MsJxGO9mIc32CUZyCiadH8Nj08Ffw/s1600-h/DSC02941.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEuKpbufhDMXu92nO2QMDlKqLnjDh5aGPz8qCdFP-6FV184cx8qvsWGNy-tcMAvdXx007ThwelmwGsPezOxXJ1zOYwezsjzUALs6UFCgw3AfOTI_MsJxGO9mIc32CUZyCiadH8Nj08Ffw/s320/DSC02941.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5416127017916587346" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Yukarıdaki, Türk Büyükelçiliği' nin yazlık görünüşü. Aşağıdaki de kışlığı. Bir nevi öncesi/ sonrası :). Burada her şey birdenbire oluyor...<br /></div></div><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSbq1fd_1GBhC8CV_D23hWLWpIiBfQqrCeOmxJLtuTSifEwZ9nrlB9yIjDnEcdLQ1IQPLK_qTu6BXMZ4r8sIPdRcH8YZEU0QuH2v5zAV9URCWPSJ-Nwd8SiZUBqRdgSIP78X7nQ1GmU_U/s1600-h/DSC02647.JPG"><img style="cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSbq1fd_1GBhC8CV_D23hWLWpIiBfQqrCeOmxJLtuTSifEwZ9nrlB9yIjDnEcdLQ1IQPLK_qTu6BXMZ4r8sIPdRcH8YZEU0QuH2v5zAV9URCWPSJ-Nwd8SiZUBqRdgSIP78X7nQ1GmU_U/s320/DSC02647.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5416127415484009010" border="0" /></a><br /></div><br /><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün özlenen: Sokak kedileri. Burada sokak köpeği çok da kedi yok. "Filanca yerde dolanan bir kedi gördüm" denecek kadar az sayıdalar. Moğollar kediden klinik ölçüde hazzetmiyor, uğursuz, nankör hayvan vs. muhabbeti. Peki ama nerede bu kediler? Üçü bizim apartmanın önündeki dev çöp çukurunda, yemek artıklarını onlara veriyoruz, hatta bazen onlara kalsın diye özellikle yemek artırıyoruz. Çok yabaniler. Nerede İstanbul' un her delikten çıkıp insanoğluna tınmayan cool kedileri... Kurtuluş' un sokakları, araba altları üstleri, pencere girintileri, kapı oyuntuları, her yeri kedi kaynardı. Gerçi Kurtuluş' un evleri de sokak kedisi besleyen teyze kaynardı :)).</span></li></ul><ul><li><span style="font-size:85%;">Bugün izlenen: Spanglish. Adam Sandler ile fıstık bir Latin (Paz Vega) başrolde. Efendim, kocası terk edince Paz Hanım kızını alıp Meksika' dan ABD' ye taşınır, ekmek parası. Kızını okutabilmek için, nevrotik Tea Leoni ile nevrotik karısından ve hayattan bezmiş ünlü aşçı Adam Sandler' ın evinde hizmetçiliğe başlar. Evin hanımı ve beyi, Paz ve kızına yaklaşmaya, iyilik yapmaya çalıştıkça Paz daha da takıntılanır, kızını Amerikalı değer ve yaşayıştan uzak tutmaya çalışır. İki arada bir derede kalır. O esnada evin hanımının nevrotikliği artmakta, evin beyinin gözü de hizmetçiye kaymaktadır. Hafif bir dram, süresi durağanlığına göre fazla uzun. İki saat yerine 80-90 dakikaya pek ala sığdırılabilirdi. Hadise Meksikalı kadının kızı gözünden anlatılıyor, enteresan birkaç sahne var.</span></li></ul>sultanmarmothttp://www.blogger.com/profile/07770367404377338961noreply@blogger.com0